11586 Kayıt Bulundu.
Şebîb, ben Urve'den bu hadisi işitmedim lâkin onu Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet ederken işittim, dedi:
"Hayır (sevap ve ganimet olarak) kıyamete kadar atın perçemine düğümlüdür."
Şebîb der ki: Ben Urve'nin evinde yetmiş tane at görmüşümdür.
Sufyân der ki: Urve, Hz. Peygamber (sav) için bir koyun satın alıyordu, sanıyorum kurbanlık olarak.
Açıklama: Şebîb'in ben Urveden işitmedim dediği hadis için B003642 numaralı hadise bakınız. Atın perçeminde hayrın düğümlü olması, o dönemde atın, Allah yolunda cihad için kullanılan et etkili vasıta olmasını ifade etmektedir.
Bize Adem, ona Şu'be, Ona Amr b. Mürre, ona Ensar'dan biri olan Ebu Hamza şöyle rivayet etmiştir:
Ensâr, Hz. Peygamber'e (sav) "her her topluluğun kendi müntesipleri vardır. biz de sana tabi olduk. Allah'a dua etsen de bize uyanları da bizden kılsa." dediler. Hz. Peygamber (sav) de "Allah'ım, Ensâr'a uyanları onlardan kıl" diye dua etti.
Amr der ki: Ben bu hadîsi İbn Ebu Leylâ'ya aktardım, o da bunu Zeyd söylemiştir, dedi.
Şu'be der ki: Sanıyorum, İbnu Ebu Leylâ'nın dediği Zeyd'in Zeyd ibn Erkam'dır.
Bana Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe şöyle rivayet etmiştir.
Babası (Abdullah b. Utbe) Ömer b. Abdullah b. Erkam ez-Zührî'ye bir mektup yazarak Sübey'a bt. Hâris el-Eslemi'nin yanına gitmesini, kendisinden hadisini ve gebeliği hakkında fetva istediğinde Hz. Peygamber'in ona verdiği cevabı sormasını emretti. Bunun üzerine Ömer b. Abdullah b. Erkam Abdullah b. Utbe'ye cevap yazarak Sübey'a bt. Hâris'in, Sa'd b. Havle'nin eşi olduğunu bildirdi.
Ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Âmir b. Lüey oğullarının azatlısı Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, ona da babası Bedir ashabından olan Muhammed b. İyâs b. Bükeyr şöyle aktarmıştır:
Sa'd b. Havle, Âmir b. Lüey oğullarından, Bedir Savaşı'nda bulunmuş birisiydi. Veda Haccında vefat ettiğinde (eşi Sübey'a) hamileydi. Vefatın üzerinden çok geçmeden doğum yaptı ve lohusa dönemi biter bitmez talipleri için süslendi. Bu sırada Abdu'd-dâr oğullarından Ebu Senâbil b. Ba'kek, yanına gelerek ona "Ne o? Seni taliplerin için süslenmiş görüyorum. Sanıyorum evlenmek istiyorsun. Ama (eşinin vefatının) üzerinden dört ay on gün geçmedikçe vallahi sen kesinlikle evlenemezsin" dedi. Sübey'a der ki: Bana böyle söyleyince ben akşam elbisemi giyip Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım ve konuyu ona sordum. Hz. Peygamber (sav) çocuğumu doğurduğum zaman evlenebileceğime dair bana fetva verdi ve arzu ettiğimde evlenmemi bana salık verdi.
Esbağ'ın Yunus'dan, onun İbn Vehb'den, onun da Yunus'tan rivayet, bu hadise mütabaat etmiştir.
Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söylediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara develerin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti.
Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka vermeyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır.
Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.
Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söylediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara develerin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti.
Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka vermeyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır.
Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.
Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söylediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara develerin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti.
Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka vermeyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır.
Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.
Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söylediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara develerin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti.
Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka vermeyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır.
Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.
Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söylediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara develerin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti.
Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka vermeyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır.
Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.
Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söylediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara develerin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti.
Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka vermeyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır.
Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.