11586 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Ebu Ömer hafs b. Ömer el-Havdî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb ve Haccâc b. Savvâf, onlara da Ebu Kılâbe'nin, kendisi ile birlikte Şam'da bulunan azatlısı Ebu Recâ şöyle rivayet etmiştir:
Ömer b. Abdulaziz bir gün insanlarla istişare etti ve "şu kasâme hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Oradakiler "Kasâme haktır, Allah Rasulü onunla hükmetmiş, senden önceki halifeler de bununla hükmetmiştir" dediler. Ebû Recâ der ki: Bu sırada Ebu Kılâbe, Ömer'in koltuğunun arkasında idi. Anbese b. Saîd "O zaman Enes'in Uranîler hakkındaki hadîsi nerede kaldı?" diye sordu. Ebû Kılâbe:"O hadîsi bana bizzat Enes b. Mâlik rivayet etti" dedi.
Ravi Abdulaziz b. Suheyb, "Enes, Ureyne (kabilesi) hakkında..." ifadesini, Ebû Kılâbe ise "Enes, Ukl (kabilesi) hakkında" ifadesini kullanmış ardından olayı aktarmıştır.
Açıklama: Bu rivayetle ilgili olarak ayrıca B006899 numaralı hadise bakınız. KASAME İslâm hukukunda, fâilin kesin delille belirlenemediği bir cinayet işlendiğinde suç mahallinden sınırlı sayıda bir topluluğun haklarındaki suç isnadını defetmek veya maktulün yakınlarının suç isnadında bulunmak amacıyla mahkeme huzurunda yaptığı özel yeminlerin adıdır. (bkz. Bardakoğlu,"Kasâme", DİA, 24:528-530).
Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Ebu Ömer hafs b. Ömer el-Havdî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb ve Haccâc b. Savvâf, onlara da Ebu Kılâbe'nin, kendisi ile birlikte Şam'da bulunan azatlısı Ebu Recâ şöyle rivayet etmiştir:
Ömer b. Abdulaziz bir gün insanlarla istişare etti ve "şu kasâme hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Oradakiler "Kasâme haktır, Allah Rasulü onunla hükmetmiş, senden önceki halifeler de bununla hükmetmiştir" dediler. Ebû Recâ der ki: Bu sırada Ebu Kılâbe, Ömer'in koltuğunun arkasında idi. Anbese b. Saîd "O zaman Enes'in Uranîler hakkındaki hadîsi nerede kaldı?" diye sordu. Ebû Kılâbe:"O hadîsi bana bizzat Enes b. Mâlik rivayet etti" dedi.
Ravi Abdulaziz b. Suheyb, "Enes, Ureyne (kabilesi) hakkında..." ifadesini, Ebû Kılâbe ise "Enes, Ukl (kabilesi) hakkında" ifadesini kullanmış ardından olayı aktarmıştır.
Açıklama: Bu rivayetle ilgili olarak ayrıca B006899 numaralı hadise bakınız. KASAME İslâm hukukunda, fâilin kesin delille belirlenemediği bir cinayet işlendiğinde suç mahallinden sınırlı sayıda bir topluluğun haklarındaki suç isnadını defetmek veya maktulün yakınlarının suç isnadında bulunmak amacıyla mahkeme huzurunda yaptığı özel yeminlerin adıdır. (bkz. Bardakoğlu,"Kasâme", DİA, 24:528-530).
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu'be, ona Adiyy b. Sabit, ona da Berâ ve Abdullah b. Ebu Evfâ (r.anhum) şöyle rivayet etmiştir:
Sahabe (Hayber günü) Hz. Peygamber (sav) ile birlikte iken yabani eşeklere denk geldiler (ve yakalayıp pişirmeye koyuldular.) O sırada Hz. Peygamber'in (sav) Çağırtmacı "Tencereleri dökünüz" diye seslendi.
Açıklama: Konunun daha geniş açıklaması için İM003192 ve B003155 numaralı hadislere bakınız.
Bize İshak, ona Abdussamed, ona Şu'be, ona Adiyy b. Sabit, ona da Berâ ve İbn Ebu Evfâ şöyle rivayet etmiştir:
Hayber günü (yemek) kazanlarını (ocaklar üzerine) koymuş olan sahabeye Hz. Peygamber (sav) "kazanları (içindeki yemeği) dökünüz" buyurmuştur.
Açıklama: Konunun daha geniş açıklaması için İM003192 ve B003155 numaralı hadislere bakınız.
Bize Yahya b. Kazaa, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Muhammed b. Ali'nin iki oğlu Abdullah ve Hasan o ikisine babaları (Muhammed b. Ali), ona da Ali b. Ebu Tâlib şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) Hayber günü kadınların mut'a usulü ile nikahlanmasını ve evcil eşeklerin etinin yenmesini yasakladı.
Bana İshak b. Nasr, ona Muhammed b. Übeyd, ona Abdullah, ona Nâfi ve Salim, onlara da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) evcil eşeklerin etini yemeyi yasakladı.
Bize Süleyman b. Abdurrahman, ona Sa'dân b. Yahya, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona Zuhrî, ona Ali b. Hüseyin, ona da Amr b. Osman şöyle rivayet etmiştir:
Üsame b. Zeyd, Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah'ın Rasulü, yarın Mekke'de nerede konaklayacaksınız?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) " Akîl bize konak mı bıraktı ki" buyurdu.
Bize Süleyman b. Abdurrahman, ona Sa'dân b. Yahya, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona Zuhrî, ona Ali b. Hüseyin, ona da Amr b. Osman şöyle rivayet etmiştir:
Üsame b. Zeyd, Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah'ın Rasulü, yarın Mekke'de nerede konaklayacaksınız?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) de " Akîl bize konak mı bıraktı ki" diye cevap verdi.
Bize İshak, ona Abdussamed, ona babası (Abdülvâris b. Saîd), ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) Mekke'ye geldiğinde içeride putlar olduğu için Kâbe'ye girmek istemedi. Emretti, putlar dışarı çıkarıldı. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in, ellerinde fal okları bulunan, heykellerini de çıkardılar. Rasulullah 'Allah kahretsin onları! Vallahi onlar, bu iki Peygamber’in asla şu fal oklarıyla kısmetlerini aramadıklarını biliyorlardı' buyurdu; sonra Kâbe'ye girip her köşesinde tekbir getirdi, ardından namaz kılmadan Kâbe'den dışarı çıktı."
Ma'mer, Eyyüb'den yaptığı rivayetinde Abdüssamed'e mutâbaat etti.
Vuheyb der ki: Bize Eyyüb, ona da İkrime bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize İshak, ona Abdussamed, ona babası (Abdülvâris b. Saîd), ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Mekke'ye geldiğinde içeride putlar olduğu için Kâbe'ye girmek istemedi. Emretti, putlar dışarı çıkarıldı. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in, ellerinde fal okları bulunan, heykellerini de çıkardılar. Rasulullah "Allah kahretsin onları! Vallahi onlar, bu iki Peygamber’in asla şu fal oklarıyla kısmetlerini aramadıklarını biliyorlardı." buyurdu, sonra Kâbe'ye girip her köşesinde tekbir getirdi, ardından namaz kılmadan Kâbe'den dışarı çıktı.
Ma'mer, Eyyüb'den yaptığı rivayetinde Abdüssamed'e mutâbaat etti.
Vuheyb der ki: Bize Eyyüb, ona da İkrime bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.