Öneri Formu
Hadis Id, No:
7644, B001415
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ الْحَكَمُ - هُوَ ابْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْبَصْرِىُّ - حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ - رضى الله عنه - قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ آيَةُ الصَّدَقَةِ كُنَّا نُحَامِلُ ، فَجَاءَ رَجُلٌ فَتَصَدَّقَ بِشَىْءٍ كَثِيرٍ فَقَالُوا مُرَائِى . وَجَاءَ رَجُلٌ فَتَصَدَّقَ بِصَاعٍ فَقَالُوا إِنَّ اللَّهَ لَغَنِىٌّ عَنْ صَاعِ هَذَا . فَنَزَلَتِ ( الَّذِينَ يَلْمِزُونَ الْمُطَّوِّعِينَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ فِى الصَّدَقَاتِ وَالَّذِينَ لاَ يَجِدُونَ إِلاَّ جُهْدَهُمْ ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Said, ona Ebu Numan el-Hakem İbn Abdullah el-Basrî, ona Şu'be, ona Süleyman, ona da Ebu Vail, ona da İbn Mes’ud şöyle rivayet etmiştir: Sadaka ayeti indiği zaman, biz arkamızda ücretle yük taşımaya (kazancımızdan sadaka verip bu sevaba ermeye) çalışırdık. (Sahabilerden) biri çokça bir para getirip sadaka olarak verdi. Bunu gören münafıklar 'Bu adam gösterişçidir' dediler. Sonra başka biri geldi ve bir sâ' hurma sadaka verdi. Bu defa da münafıklar 'Allah, bu adamın bir sâ’ (sadakasına) muhtaç değildir' dediler. Bunun üzerine şu mealdeki ayet indi: "Sadakalar konusunda müminlerden hem gönüllü olarak fazla fazla verenlere hem de daha fazla verecek bir şey bulamayanlara dil uzatıp onlarla alay edenleri Allah
maskaraya çevirecektir. Onlar için elem verici bir azap da vardır."(Tevbe, 9/79)
Açıklama:
Sa': Eski bir ölçek.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 10, 1/468
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Hakem b. Abdullah el-Ensari (Hakem b. Abdullah)
6. Ebu Kudame Ubeydullah b. Saîd el-Yeşkurî (Ubeydullah b. Saîd b. Yahya)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, eliyle vermek
Sadaka, ihtiyaç sahibi olan kimsenin sadaka vermesi
Zekat, fazileti
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, Sadaka, Fitre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7625, B001408
Hadis:
قَالَ لِى خَلِيلِى - قَالَ قُلْتُ مَنْ خَلِيلُكَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم - « يَا أَبَا ذَرٍّ أَتُبْصِرُ أُحُدًا » . قَالَ فَنَظَرْتُ إِلَى الشَّمْسِ مَا بَقِىَ مِنَ النَّهَارِ وَأَنَا أُرَى أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُرْسِلُنِى فِى حَاجَةٍ لَهُ ، قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « مَا أُحِبُّ أَنَّ لِى مِثْلَ أُحُدٍ ذَهَبًا أُنْفِقُهُ كُلَّهُ إِلاَّ ثَلاَثَةَ دَنَانِيرَ » . وَإِنَّ هَؤُلاَءِ لاَ يَعْقِلُونَ ، إِنَّمَا يَجْمَعُونَ الدُّنْيَا . لاَ وَاللَّهِ لاَ أَسْأَلُهُمْ دُنْيَا ، وَلاَ أَسْتَفْتِيهِمْ عَنْ دِينٍ حَتَّى أَلْقَى اللَّهَ .
Tercemesi:
Dostum bana şöyle buyurdu, dedi. Ben: Senin dostun kimdir? dedim. Peygamber'dir, dedi. Peygamber (sav): "Ey Ebu Zerr! Uhud Dağı'nı görüyor musun?" dedi. Ebu Zerr dedi ki: Rasulullah bir ihtiyacı için beni oraya gönderecek zannederek, gündüzden ne kadar zaman kaldı diye güneşe baktım ve evet Uhud'u görüyorum, dedim. Rasulullah: "Uhud Dağı gibi altınım olup, üç dinar hariç, bunun hepsini infâk etmek isterim" buyurdu. Bu insanlar ise akıl etmiyorlar; ancak dünya malı topluyorlar. Allah'a yemin ederim ki, ben Allah'a kavuşuncaya kadar onlardan hiçbir dünya malı İstemem ve onlara dinden bir şey de sormam.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 4, 1/467
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Ebu Ala Yezid b. Abdullah el-Amirî (Yezid b. Abdullah b. Şihhîr b. Avf b. Ka'b)
4. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
5. Ebu Muhammed Abdula'lâ b. Abdula'lâ el-Kuraşi (Abdula'lâ b. Abdula'lâ b. Muhammed)
6. Ebu Velid Ayyaş b. Velid er-Rakkam (Ayyaş b. Velid)
Konular:
Dünya, dünya hayatı
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kültür, harcama kültürü / infak
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُنِيرٍ سَمِعَ أَبَا النَّضْرِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ - هُوَ ابْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ - عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ تَصَدَّقَ بِعَدْلِ تَمْرَةٍ مِنْ كَسْبٍ طَيِّبٍ - وَلاَ يَقْبَلُ اللَّهُ إِلاَّ الطَّيِّبَ - وَإِنَّ اللَّهَ يَتَقَبَّلُهَا بِيَمِينِهِ ، ثُمَّ يُرَبِّيهَا لِصَاحِبِهِ كَمَا يُرَبِّى أَحَدُكُمْ فَلُوَّهُ حَتَّى تَكُونَ مِثْلَ الْجَبَلِ » . تَابَعَهُ سُلَيْمَانُ عَنِ ابْنِ دِينَارٍ . وَقَالَ وَرْقَاءُ عَنِ ابْنِ دِينَارٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ مُسْلِمُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ وَزَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ وَسُهَيْلٌ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7629, B001410
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُنِيرٍ سَمِعَ أَبَا النَّضْرِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ - هُوَ ابْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ - عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ تَصَدَّقَ بِعَدْلِ تَمْرَةٍ مِنْ كَسْبٍ طَيِّبٍ - وَلاَ يَقْبَلُ اللَّهُ إِلاَّ الطَّيِّبَ - وَإِنَّ اللَّهَ يَتَقَبَّلُهَا بِيَمِينِهِ ، ثُمَّ يُرَبِّيهَا لِصَاحِبِهِ كَمَا يُرَبِّى أَحَدُكُمْ فَلُوَّهُ حَتَّى تَكُونَ مِثْلَ الْجَبَلِ » . تَابَعَهُ سُلَيْمَانُ عَنِ ابْنِ دِينَارٍ . وَقَالَ وَرْقَاءُ عَنِ ابْنِ دِينَارٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ مُسْلِمُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ وَزَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ وَسُهَيْلٌ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Münîr, ona Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dînâr), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Helal (olarak) kazandığı hurmayı infak edenin (hurmasını) Allah, -ki o, sadece helali ve sağı ile kabul eder- sizden birinizin tayını büyüttüğü gibi büyütüp (değerlendirir). Nihayet (o hurma), dağ gibi olur."
Süleyman, Dînâr'dan naklen bu hadise mütabaatta bulunmuştur. Bize Verkâ, ona İbn Dînâr, ona Said b. Yesâr, ona da Ebu Hureyre (ra), Nebî'den (sav) nakilde bulunmuştur. (Bu hadisi) Müslim b. Ebu Meryem, Zeyd b. Eslem ve Süheyl, Ebu Sâlih'ten, o da Ebu Hureyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 8, 1/467
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
4. Abdurrahman b. Abdullah el-Adevî (Abdurrahman b. Abdullah b. Dinar)
5. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
6. Abdullah b. Münir el-Mervezî (Abdullah b. Münir)
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
KTB, SADAKA
Zekat, Sadaka, Fitre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7642, B001414
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدٍ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيَأْتِيَنَّ عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ يَطُوفُ الرَّجُلُ فِيهِ بِالصَّدَقَةِ مِنَ الذَّهَبِ ثُمَّ لاَ يَجِدُ أَحَدًا يَأْخُذُهَا مِنْهُ ، وَيُرَى الرَّجُلُ الْوَاحِدُ يَتْبَعُهُ أَرْبَعُونَ امْرَأَةً ، يَلُذْنَ بِهِ مِنْ قِلَّةِ الرِّجَالِ وَكَثْرَةِ النِّسَاءِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, Ebu Bürde, ona da Ebu Musa'nın rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İnsanlar öyle bir zamana denk gelecek ki, o zaman altın olarak verecekleri zekatı (sadaka) vermek için etrafı dolaşacak ama sadakayı verecek bir fakir bulamayacaklar. Yine o zamanda erkek azlığından ve kadınların ise çok olmasından dolayı bir erkeği kırk kadının takip ettiği (sığınmak istediği) görülecek."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 9, 1/468
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu Bürde Yezid b. Abdullah el-Eşari (Yezid b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Dünya, Zenginlik
Kadın, değeri ve konumu
KTB, SADAKA
Zekat, Sadaka, Fitre, ahiretteki karşılığı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7623, B001407
Hadis:
حَدَّثَنَا عَيَّاشٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى حَدَّثَنَا الْجُرَيْرِىُّ عَنْ أَبِى الْعَلاَءِ عَنِ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ قَالَ جَلَسْتُ . وَحَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى حَدَّثَنَا الْجُرَيْرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَلاَءِ بْنُ الشِّخِّيرِ أَنَّ الأَحْنَفَ بْنَ قَيْسٍ حَدَّثَهُمْ قَالَ جَلَسْتُ إِلَى مَلإٍ مِنْ قُرَيْشٍ ، فَجَاءَ رَجُلٌ خَشِنُ الشَّعَرِ وَالثِّيَابِ وَالْهَيْئَةِ حَتَّى قَامَ عَلَيْهِمْ فَسَلَّمَ ثُمَّ قَالَ بَشِّرِ الْكَانِزِينَ بِرَضْفٍ يُحْمَى عَلَيْهِ فِى نَارِ جَهَنَّمَ ، ثُمَّ يُوضَعُ عَلَى حَلَمَةِ ثَدْىِ أَحَدِهِمْ حَتَّى يَخْرُجَ مِنْ نُغْضِ كَتِفِهِ ، وَيُوضَعُ عَلَى نُغْضِ كَتِفِهِ حَتَّى يَخْرُجَ مِنْ حَلَمَةِ ثَدْيِهِ يَتَزَلْزَلُ ، ثُمَّ وَلَّى فَجَلَسَ إِلَى سَارِيَةٍ ، وَتَبِعْتُهُ وَجَلَسْتُ إِلَيْهِ ، وَأَنَا لاَ أَدْرِى مَنْ هُوَ فَقُلْتُ لَهُ لاَ أُرَى الْقَوْمَ إِلاَّ قَدْ كَرِهُوا الَّذِى قُلْتَ . قَالَ إِنَّهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ شَيْئًا .
Tercemesi:
Bize Ayyâş, ona Abdüla’lâ, ona el-Cüreyrî, ona Ebu’l-Alâ, ona Ahnef b. Kays: Oturdum, dedi; (T) Bana İshak b. Mansur, ona Abdüssamed, ona babası, ona el-Cüreyrî, ona Ebu’l-Alâ b. eş-Şihhîr’in rivayet ettiğine göre Ahnef b. Kays kendilerine rivayetle dedi ki: Kureyşli bir topluluğun yanına oturdum, saçları, elbiseleri ve kılığı haşin bir adam geldi ve onların başına dikilerek selam verdikten sonra: Mallarını yığıp biriktirenlere, cehennem ateşinde kızdırılacak taşları haber ver, sonra bu taş onlardan birisinin memesinin ucu üzerine konulacak, ta ki (o aşırı sıcağı) iki kürek kemiğinin arasından çıkacak. Kürek kemiğinin arasına konulacak ve nihayette memesinin ucundan çıkacak ve (böylece) gidip gelecek ve sarsılıp duracak, dedi. Sonra (o adam) arkasını dönüp, bir direğin yanına oturdu. Ben de onun arkasından gittim, yanına oturdum, kim olduğunu bilmiyordum, ona: Gördüğüm kadarıyla, onlar, senin söylediklerinden hoşlanmadılar, dedim. O da: Onların akılları hiçbir şeye ermez, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 4, 1/466
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Ebu Ala Yezid b. Abdullah el-Amirî (Yezid b. Abdullah b. Şihhîr b. Avf b. Ka'b)
4. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
5. Ebu Muhammed Abdula'lâ b. Abdula'lâ el-Kuraşi (Abdula'lâ b. Abdula'lâ b. Muhammed)
6. Ebu Velid Ayyaş b. Velid er-Rakkam (Ayyaş b. Velid)
Konular:
İnfak, Allah yolunda
Yargı, mallara ait zararlar
Zekat, vermemenin cezası
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنِى قَيْسٌ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ - رضى الله عنه - قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ حَسَدَ إِلاَّ فِى اثْنَتَيْنِ رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ مَالاً فَسَلَّطَهُ عَلَى هَلَكَتِهِ فِى الْحَقِّ ، وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ حِكْمَةً فَهْوَ يَقْضِى بِهَا وَيُعَلِّمُهَا » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7627, B001409
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنِى قَيْسٌ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ - رضى الله عنه - قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ حَسَدَ إِلاَّ فِى اثْنَتَيْنِ رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ مَالاً فَسَلَّطَهُ عَلَى هَلَكَتِهِ فِى الْحَقِّ ، وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ حِكْمَةً فَهْوَ يَقْضِى بِهَا وَيُعَلِّمُهَا » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Yahya b. İsmail, ona Kays, ona da İbn Mesud'un (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İki kimseden başkasına özenilmez: İlki şu kimsedir: Allah ona mal vermiş; hem de ona malı hak yolunda harcayıp tüketmeye yetecek kudret bahsetmiştir. İkincisi de şu kimsedir: Allah ona hikmet ihsan etmiş, o da bu ilim ve hikmetle hükmetmekte ve onu başkalarına da öğretmektedir"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 5, 1/467
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Zihin İnşası, gıpta edilecek kimseler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7632, B001411
Hadis:
حَدَّثَنَا آدَمُ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا مَعْبَدُ بْنُ خَالِدٍ قَالَ سَمِعْتُ حَارِثَةَ بْنَ وَهْبٍ قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « تَصَدَّقُوا فَإِنَّهُ يَأْتِى عَلَيْكُمْ زَمَانٌ يَمْشِى الرَّجُلُ بِصَدَقَتِهِ ، فَلاَ يَجِدُ مَنْ يَقْبَلُهَا يَقُولُ الرَّجُلُ لَوْ جِئْتَ بِهَا بِالأَمْسِ لَقَبِلْتُهَا ، فَأَمَّا الْيَوْمَ فَلاَ حَاجَةَ لِى بِهَا » .
Tercemesi:
Bize Adem, ona Şube, ona Ma'bed b. Hâlid, ona da Hârise b. Vehb'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sakada verin. Gerçek şu ki, bir zaman gelir de kişi, sadakası ile yürür de onu kabul edecek birini bulamaz. Dün sadakaya muhtaç olan adam, "Dün getirseydin onu kabul ederdim. Bugün ise ona ihtiyacım yok" der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 9, 1/468
Senetler:
1. Harise b. Vehb el-Huzaî (Harise b. Vehb)
2. Ebu Kasım Ma'bed b. Halid el-Cedelî (Ma'bed b. Halid b. Rabî'a b. Mürid)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
Dünya, Zenginlik
KTB, SADAKA
Sadaka, vermekte acele edilmelidir
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يَكْثُرَ فِيكُمُ الْمَالُ فَيَفِيضَ ، حَتَّى يُهِمَّ رَبَّ الْمَالِ مَنْ يَقْبَلُ صَدَقَتَهُ ، وَحَتَّى يَعْرِضَهُ فَيَقُولَ الَّذِى يَعْرِضُهُ عَلَيْهِ لاَ أَرَبَ لِى » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7635, B001412
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يَكْثُرَ فِيكُمُ الْمَالُ فَيَفِيضَ ، حَتَّى يُهِمَّ رَبَّ الْمَالِ مَنْ يَقْبَلُ صَدَقَتَهُ ، وَحَتَّى يَعْرِضَهُ فَيَقُولَ الَّذِى يَعْرِضُهُ عَلَيْهِ لاَ أَرَبَ لِى » .
Tercemesi:
Bize Ebu Numan, ona Şuayb, ona Ebu Zinad, ona Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İçinizde mal çoğalıp da dolup taşmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki mal sahibi, sadakasını kim kabul eder diye tasalanır. Hatta mal sahibi sadakayı vermek ister de kendisine sadaka vereceği kimse, benim mala ihtiyacım yoktur, der."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 9, 1/468
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Kıyamet, alametleri
KTB, SADAKA
Yargı, mallara ait zararlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7639, B001413
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ النَّبِيلُ أَخْبَرَنَا سَعْدَانُ بْنُ بِشْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُجَاهِدٍ حَدَّثَنَا مُحِلُّ بْنُ خَلِيفَةَ الطَّائِىُّ قَالَ سَمِعْتُ عَدِىَّ بْنَ حَاتِمٍ - رضى الله عنه - يَقُولُ كُنْتُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَاءَهُ رَجُلاَنِ أَحَدُهُمَا يَشْكُو الْعَيْلَةَ ، وَالآخَرُ يَشْكُو قَطْعَ السَّبِيلِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا قَطْعُ السَّبِيلِ فَإِنَّهُ لاَ يَأْتِى عَلَيْكَ إِلاَّ قَلِيلٌ حَتَّى تَخْرُجَ الْعِيرُ إِلَى مَكَّةَ بِغَيْرِ خَفِيرٍ ، وَأَمَّا الْعَيْلَةُ فَإِنَّ السَّاعَةَ لاَ تَقُومُ حَتَّى يَطُوفَ أَحَدُكُمْ بِصَدَقَتِهِ لاَ يَجِدُ مَنْ يَقْبَلُهَا مِنْهُ ، ثُمَّ لَيَقِفَنَّ أَحَدُكُمْ بَيْنَ يَدَىِ اللَّهِ لَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ حِجَابٌ وَلاَ تُرْجُمَانٌ يُتَرْجِمُ لَهُ ، ثُمَّ لَيَقُولَنَّ لَهُ أَلَمْ أُوتِكَ مَالاً فَلَيَقُولَنَّ بَلَى . ثُمَّ لَيَقُولَنَّ أَلَمْ أُرْسِلْ إِلَيْكَ رَسُولاً فَلَيَقُولَنَّ بَلَى . فَيَنْظُرُ عَنْ يَمِينِهِ فَلاَ يَرَى إِلاَّ النَّارَ ، ثُمَّ يَنْظُرُ عَنْ شِمَالِهِ فَلاَ يَرَى إِلاَّ النَّارَ ، فَلْيَتَّقِيَنَّ أَحَدُكُمُ النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ ، فَإِنْ لَمْ يَجِدْ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Asım en-Nebil, ona Sa’dan b. Bişr, ona Ebu Mücahid, ona da Muhil b. Halife et-Taî, Adiy b. Hatim ’in şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah'ın (sav) yanında bulunduğum bir sırada Efendimize (sav) iki kişi geldi. Onlardan biri fakirlikten, diğeri de yol kesilmesinden (emniyet ve asayişsizlikten) şikayet ediyordu. Rasulullah (sav) (bunlara cevaben) şöyle dedi: "Yol kesilmesi meselesine gelince, çok sürmez (öyle bir zaman gelir ki) ticaret kervanı kimsenin himaye ve kefaletine muhtaç olmadan tâ Mekke'ye kadar çıkar (gider). Fakirlik sıkıntısına gelince, sizlerden biri sadakasıyla dolaşıp da bu sadakayı kabul edecek bir kimse bulamayacak hale (müreffeh duruma) gelmedikçe kıyamet kopmaz. Sonra (ahirette) her biriniz muhakkak Allah'ın huzurunda, Allah ile kendi arasında hiçbir perde olmayarak ve Allah'ın kelamını tercüme edecek bir tercüman da bulunmayarak duracaktır. Sonra Allah o kula “Ben sana mal vermedim mi?” diye muhakkak soracaktır. O kul da “Evet (verdin Allah'ım)” diye kesinlikle cevap verecektir. Sonra Allah “Ben sana bir Rasûl ( elçi) göndermedim mi?” diye elbette soracaktır. O kul da “Evet (gönderdin Rabb'im)” diye şübhesiz cevap verecektir. Bu halde o kimse sağına bakar; cehennem ateşinden başka bir şey göremez. Sonra soluna bakar; cehennem ateşinden başka bir şey göremez. Dolayısıyla şimdi sizin her biriniz, tek bir hurmanın yarısı ile bunu da bulamazsa güzel bir sözle olsun kendisini cehennem ateşinden korusun.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 9, 1/468
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Muhil b. Halife et-Tai (Muhil b. Halife)
3. Ebu Mücahid Sa'd et-Taî (Sa'd)
4. Sa'dan Said b. Beşir el-Cühenî (Said b. Beşir)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, fazileti
Terör, yol kesmek
Yargı, mallara ait zararlar
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىِّ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَمَرَنَا بِالصَّدَقَةِ انْطَلَقَ أَحَدُنَا إِلَى السُّوقِ فَتَحَامَلَ فَيُصِيبُ الْمُدَّ ، وَإِنَّ لِبَعْضِهِمُ الْيَوْمَ لَمِائَةَ أَلْفٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7645, B001416
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىِّ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَمَرَنَا بِالصَّدَقَةِ انْطَلَقَ أَحَدُنَا إِلَى السُّوقِ فَتَحَامَلَ فَيُصِيبُ الْمُدَّ ، وَإِنَّ لِبَعْضِهِمُ الْيَوْمَ لَمِائَةَ أَلْفٍ .
Tercemesi:
Bize Said b. Yahya, ona babası (Yahya b. Said), ona el-A'meş, ona Şakîk, ona da Ebu Mesud el-Ensârî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bize sadaka vermemizi emrettiği zaman içimizden (o an için buna imkanı olmayan) biri çarşıya gider ve ücretle işçilik yapıp bir miktar hurma kazanırdı. (Sonra da onu sadaka olarak verirdi.) Oysa bu gün bazılarının yüz bin dirhem serveti var!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 10, 1/469
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Eyyüb Yahya b. Said el-Ümevî (Yahya b. Said b. Ebân b. Said b. Âs)
5. Ebu Osman Said b. Yahya el-Ümevî (Said b. Yahya b. Said b. Ebân b. Said)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, sadakayı helal maldan vermek