11588 Kayıt Bulundu.
Hafsa benim bir rüyamı Peygamber'e (sav) anlattı. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Abdullah ne iyi adamdır, bir de gece namazı kılsa" buyurdu. Bundan sonra Abdullah (ra) gece namazı kılmaya başladı.
Açıklama: Hadisin tamamı için B007028 numaralı hadise bakınız.
Bize Sadaka b. Fadl, ona Velid, ona el-Evzâî, ona Umeyr b. Hâni, ona Cünade b. Ebu Ümeyye, ona da Ubade b. Samit'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim gecenin bir kısmında uyanır ve 'Lâ ilahe illellâhu vahdehû lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve alâ külli şeyin kadîr. Elhamdü lillâhi ve subhânallâhi ve lâ ilahe illallahu va'llâhu ekber ve lâ havle velâ kuvvete illâ billah (Allah'tan başka ibadete layık tanrı yoktur, ancak bir Allah vardır. O'nun ortağı yoktur. Mülk ancak O'nundur. Hamd de sadece O'nadır. O'nun her şeye gücü yeter. Bütün hamd Allah'a mahsustur. Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. İbadete layık hiç bir ilah yoktur sadece Allah vardır. Ve Allah en büyüktür. Ve hiç bir hareket ve kuvvet yoktur; ancak Allah ile vardır) der ve sonra Allâhümme'ğfir lî (Allah'ım! Beni affet) sözünü söyler veya dua ederse, duası kabul olur. Eğer abdest alıp da namaz kılarsa namazı kabul olur."
Bize Rebî b. Yahya, ona Zâide, ona Hişâm, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
Peygamber (sav) mescitte Kur'an okumakta olan bir adamın sesini işitti ve "Allah ona rahmeti ile muamele eylesin, bana, falanca Suredeki filanca ayetleri hatırlatmıştır" buyurdu.
Bize Muhammed b. Ubeyd b. Meymûn, ona İsa, ona da Hişâm (Hz. Peygamber'in) "o ayetlerin falanca Surede olduğu aklımdan çıkmıştı" dediğini rivayet etmiştir.
Ali b. Mushir ve Abde b. Süleyman bu hadisi Hişâm'dan rivayet etmede Muhammed b. Ubeyd'e mutâbaat etmişlerdir.
Bize Rebî b. Yahya, ona Zâide, ona Hişâm, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
Peygamber (sav) mescitte Kur'an okumakta olan bir adamın sesini işitti ve "Allah ona rahmeti ile muamele eylesin, bana, falanca Suredeki filanca ayetleri hatırlatmıştır" buyurdu.
Bize Muhammed b. Ubeyd b. Meymûn, ona İsa, ona da Hişâm (Hz. Peygamber'in) "o ayetlerin falanca Surede olduğu aklımdan çıkmıştı" dediğini rivayet etmiştir.
Ali b. Mushir ve Abde b. Süleyman bu hadisi Hişâm'dan rivayet etmede Muhammed b. Ubeyd'e mutâbaat etmişlerdir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve, ona Misver b. Mahreme ve Abdurrahman b. Abdulkârî, onlara da Ömer b. Hattâb şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) henüz hayatta iken, ben Hişâm b. Hakîm b. Hizâm'ı Furkân Suresi'ni okurken işittim. Ve onun okuyuşuna kulak verip dinledim. Bir de baktım ki, Hişâm bu sureyi Rasulullah'ın bana okuttuğunun dışında bir çok harfle okudu. Az kalsın namazda ona müdahale edecektim, ancak selam verinceye kadar sabrettim. Selam verir vermez hemen elbisesinden yakalayıp "senden işittiğim şekilde bu sureyi okumayı sana kim okuttu" dedim. Hişâm "onu bana Rasulullah (sav) okuttu" dedi. Ben "yalan söyledin. Çünkü Rasulullah (sav) bu sureyi bana, senin okuduğundan başka bir şekilde okuttu" dedim sonra onu yakasından tutarak Rasulullah'a götürdüm ve " ey Allah'ın Rasulu, bu adamın Furkân Sûresi'ni, Sen'in bana okuttuğundan farklı harflerle okurken işittim" dedim. Rasulullah (sav) bana "onu bırak" buyurdu. Ona da "oku ey Hişâm" diye emretti. O da, işittiğim şekilde Rasulullah'a okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bu şekilde indirildi" buyurdu. sonra "ey Ömer, sen de oku" buyurdu. Ben de bana okutmuş olduğu okuyuşla okudum. Bana da "Bu şekilde indirildi" buyurdu sonra da "Şüphesiz bu Kur'ân yedi harf üzerine indirilmiştir. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse, onu okuyunuz" buyurdu.