11734 Kayıt Bulundu.
İbn Abbas (r.anhuma) 'Ömer (ra) hadisinde bir kısım ağlamaları kastederdi' dedi ve şöyle anlattı: Ömer'le (ra) birlikte Mekke'den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda, baktım ki dikenli bir ağacın altında bir kervan duruyor. Ömer 'Git, bak bakalım. Kervandakiler kimlermiş?' dedi. Gidip baktığımda Suheyb'i gördüm. Gelip Ömer'e haber verdiğimde 'Onu, bana çağır' dedi. Suheyb'in yanına döndüm ve 'Kalk, müminlerin emirinin yanına gidelim' dedim. Bir süre sonra Ömer vurulduğunda, Suheyb ağlayarak ve 'Vah kardeşim! Vah arkadaşım!' diye sızlanarak yanına girdi. Bunun üzerine Ömer 'Ey Suheyb! Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin arkasından ona bir takım ağlamaları sebebiyle azap görür" buyurmuşken benim için ağlıyor musun?' dedi.
Açıklama: Hadisin isnadı için bk. B001286.
Bize İsmail b. Halil, ona Ali b. Müshir, ona Ebu İshak eş-Şeybânî, ona Ebu Bürde, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî) şöyle rivayet etmiştir:
"Ömer (ra) yaralanınca, Suheyb 'Vah kardeşim!' diye hayıflanmaya başladı. Bunun üzerine Ömer 'Hz. Peygamber'in (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, geride kalanların ağlaması sebebiyle azap görür' buyurduğunu bilmiyor musun?' diyerek onu uyardı."
Bize Abdân, ona Abdullah, ona da İbn Cüreyc, Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Müleyke'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Osman (b. Affân)'ın bir kızı Mekke'de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. İbn Ömer ve İbn Abbas da (r. anhüm) gelmişti. Ben de o ikisinin arasında veya o ikisinden birinin yanında oturuyordum, diğeri gelip benim yanıma oturdu. O esnada Abdullah b. Ömer (r.anhuma), Amr b. Osman'a şöyle dedi: Cenazede ağlanmasını engellemeyecek misin? Zira Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür’ buyurmuştur."
İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Ömer vefat edince, söylediği hadisi Âişe’ye (r.anha) anlattığımda, o şöyle dedi: Allah (cc), Ömer’e rahmet etsin. Vallahi Rasulullah (sav) 'Allah (cc) ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle ölen mümine azap eder' buyurmamış, sadece 'Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır' buyurmuştur. Hz. Âişe 'Ayrıca bu konuda size (Hiçbir günahkar, bir başkasının günahını yüklenmez) (En'âm, 6/164) ayeti yeter' demiştir. Bu cevap karşısında İbn Abbas (Güldüren de ağlatan da ancak Allah'tır) ayetini okudu. İbn Ebu Müleyke 'Vallahi bu cevap karşısında İbn Ömer hiçbir şey söylemedi' demiştir.
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. B001286, B001287 numaralı hadisler.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hureyre (ra), Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Yedi kimseyi Allah kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyamet gününde, gölgesinde barındıracaktır. Bunlar: Adaletli devlet reisi, Rabbine ibadet ederek yetişen genç, gönlü mescitlere bağlı kimse, birbirlerini Allah rızası için seven ve buluşmaları da ayrılmaları da bu sevgiye dayalı olan iki şahıs, kendisiyle beraber olmak isteyen itibarlı ve güzel bir kadını 'Ben Allah’tan korkarım' diyerek reddeden erkek, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren adam, tenhâda Allah’ı anıp gözleri yaşla dolan kişidir."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona babası (Ebu Bekir b. Amr), ona Amra bt. Abdurrahman, ona da Hz. Peygamber'in eşi Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), yakınlarının başında ağladığı Yahudi kadına ait bir mezarın yanından geçiyordu. Bunu görünce 'Onlar, o kadının mezarı başında ağlıyorlar. Kadınsa kabrinde azap görüyor' buyurdu."