11734 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) bizden biat alırken, ölünün arkasından feryat figan edip ağıt yakmayacağımıza dair de söz almıştı. Fakat beş kadın hariç içimizden hiç biri bu sözüne sadık kalamadı. Bunlar; Ümmü Süleym, Ümmü Alâ, Muaz'ın karısı Binti Ebu Sebra veya Binti Ebu Sebra ile Muaz'ın karısı ve diğer başka bir kadındı."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Zührî, ona Sâlim, ona babası (İbn Ömer), ona da Âmir b. Rabîa, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Cenazeyi gördüğünüzde, yanınızdan geçip gidinceye dek ayakta bekleyin."
Bu rivayeti Süfyân, ona Zührî, ona Sâlim, ona babası (İbn Ömer), ona da Âmir b. Rabîa, Nebî'den (sav) nakletmiştir. Humeydî 'Cenaze sizi geride bırakana ya da yere konulana dek' ilavesinde bulunmuştur.
Bize Musa, ona Vüheyb, ona İbn Tavus, ona babası, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cimri ile cömerdin durumu üzerlerinde demirden zırh bulunan iki adamın durumu gibidir."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre (ra) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cimri ile cömerdin durumu üzerlerinde göğsünden köprücük kemiğine kadar demirden bir zırh bulunan iki kişinin durumu gibidir. Cömert kişi infak etmeye başladığında, demir zırh ayak parmakları kapatacak ve ayak izlerini de silecek kadar uzar. Cimri kimseye gelince; o bir şey infak etmek istemediğinde zırhın her bir halkası olduğu yere yapışır. Cimri kimse zırhı genişletmeye çalışsa da zırh genişlemez."
Hasan b. Müslim, Tavus'tan iki zırh hadisini nakletmede onun oğluna mütâbaat etmiştir.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Nâfi, ona İbn Ömer (r.anhumâ), ona da Âmir b. Rabîa (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Sizden biri bir cenaze gördüğünde, eğer onunla beraber yürümüyorsa, cenazeyi geçinceye veya cenaze onu geride bırakıncaya ya da cenaze kabre konulana dek ayakta dursun."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hanza b. Ebu Süfyan arasında inkita vardır.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhab, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Âişe'nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"(Mute Savaşı'nda) Zeyd b. Hârise, Cafer (b. Ebu Talib) ve Abdullah b. Ravâha'nın şehit olduğu haberi gelince, Hz. Peygamber (sav) oturdu. Hüznü yüzünden okunuyordu. Bu esnada ben de kapı deliğinden olanları görüyordum. Hz. Peygamber'in (sav) yanına bir adam geldi ve Cafer'in ailesinin (çokça) ağladığından bahsetti. Hz. Peygamber (sav) adamdan kadınları ağlamaktan men etmesini istedi. Adam gitti, sonra geri geldi ve onları men ettiğini ancak kadınların kendisini dinlemediğini söyledi. Hz. Peygamber (sav) adamdan ikinci kez onları men etmesini istedi. Adam gitti ve tekrar gelip 'Vallahi, kadınlar bana (veya bize) -bu tereddüt Muhammed b. Abdullah b. Havşeb'den kaynaklanmaktadır- baskın çıktılar!' dedi. Hz. Peygamber (sav) adama 'Onların ağzına toprak saç!' buyurdu. Bunun üzerine Âişe adama 'Allah, burnunu yere sürtsün! Bir işi beceremedin. Rasulullah'ı da (sav) sıkıntısından kurtarıp rahatlatmadın' dedi."