11586 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah b. Talha, ona Akîl b. Ebu Tâlib'in mevlası Ebu Mürre, ona da Ebu Vâkid el-Leysî şöyle rivayet etti:
"Bir defasında Hz. Peygamber mescidde insanlarla birlikte otururken üç kişi içeri girdi. Bunlardan ikisi Hz. Peygamber'e yönelirken diğeri başka bir tarafa gitti. Hz. Peygamber'e yönelen iki kişi mescitte (biraz) beklediler. Bunlardan birincisi halkada bir boşluk görünce gidip oraya oturdu. İkincisi ise onların arkasına oturdu. Üçüncüsüne ise arkasını dönüp gitti. Hz. Peygamber konuşmasını bitirince şöyle buyurdu: "Size bu üç kişinin durumunu anlatayım mı? Bunlardan birincisi Allah'a sığındı, Allah da onu koruması altına aldı. İkincisi haya etti, Allah da (ona azap etmekten) haya etti. Üçüncüsü ise yüz çevirdi Allah da ondan yüz çevirdi."
Açıklama: Birinci kişi Hz. Peygamber'in meclisinde bulunan insanların arasına girerek yüce Alalh'ın himayesini elde etmiştir. İkinci kişi insanları şıkıştırmaktan, onlara eziyet vermekten çekinmiş, yüce Allah da onun hayasını karşılığını vermiştir. Allah'ın hayasından kasıt gösterilen davranışı mükâfatlandırmasıdır. Müşâkele (bir söz içinde iki kelime arasındaki biçim benzeşmesi) kabilinden Allah'a haya nispet edilmiştir. Üçüncü kişi için kullanılan ifade de müşâkelet vardır. (Bkz. Kastallânî,Ahmed b. Muhammed, İrşâdü's-sârî li şerh Sahîh'i'l-Buhârî, el-Matbaatü'l-kubrâ, Mısır, 1905, 1,165)
Bize Said b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Humeyd b. Abdurrahman, Muâviye'yi hutbe verirken, Hz. Peygamber'den (sav) şöyle şöyle rivayet ettiğini nakletmiştir:
"Allah, kimin için hayır dilerse onu, dinde anlayış sahibi kılar. Ben dağıtanım; Allah ise verendir. Bu ümmet, Allah'ın emri üzere yaşadığı sürece, kıyamete kadar muhalif olanlar onlara zarar veremeyecektir."
Açıklama: Rivayette Allah’ın emri’nin gelmesiyle kastedilen Kıyamet’in kopmasıdır. Bu ise dinde anlayış sahibi olan kimselere kıyamet gününe kadar kimsenin zarar veremeyeceği şeklinde yorumlanmıştır. (Aynî, Umdetü'l-karî, II, 50)
Açıklama: Rivayette yer alan بِخِطَامِهِ ve بِزِمَامِهِ kelimeleri aynı anlamda olup Ebu Bekre’den sonraki ravilerden birisi Ebu Bekre’nin bu kelimelerden hangisini kullandığını hatırlamadığı için iki kelimeyi birden aktarma gereği hissetmiştir. (İbn Hâcer, Fethü’l-Bârî, I, 158)
Bize Muhammed b. Müsennâ , ona Yahya b. Kesîr Ebu Ğassân, ona Ebu Amr b. el-Alâ'nın kardeşi Ebu Hafs Ömer b. el-Alâ' , ona Nâfi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivâyet etti:
“Hz. Peygamber (sav) önceleri bir hurma kütüğüne dayanarak hutbe okuyordu. Sonra minber yapılıp oraya çıkınca, kütük inlemeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kütüğün yanına gidip eliyle onu sıvazladı.”
Abdülhamîd şöyle dedi: Bize Osman b. Ömer, ona Muâz b. el-Alâ', ona da Nâfi' bu hadîsi haber verdi.
Bu hadîsi Ebu Âsım da İbn Ebu Revvâd'dan, o Nâfi'den, o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etti .
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abd b. Humeyd arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Müsennâ , ona Yahya b. Kesîr Ebu Ğassân, ona Ebu Amr b. el-Alâ'nın kardeşi Ebu Hafs Ömer b. el-Alâ' , ona Nâfi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivâyet etti:
“Hz. Peygamber (sav) önceleri bir hurma kütüğüne dayanarak hutbe okuyordu. Sonra minber yapılıp oraya çıkınca, kütük inlemeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kütüğün yanına gidip eliyle onu sıvazladı.”
Abdülhamîd şöyle dedi: Bize Osman b. Ömer, ona Muâz b. el-Alâ', ona da Nâfi' bu hadîsi haber verdi.
Bu hadîsi Ebu Âsım da İbn Ebu Revvâd'dan, o Nâfi'den, o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etti .
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Dahhâk b. Mahled arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona da İbn Mesud şöyle rivayet etmiştir:
"Bizlere bıkkınlık gelir endişesiyle Nebî (sav), vaaz için (belirli) günler tayin ederdi."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Şu'be, ona Ebu Teyyâh, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin."
Bize Übeydullah b. İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ (T); yine bize Ahmed b. Osman, ona Şurayh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf, ona babası (Yusuf b. İshak), ona Ebu İshak, ona da Berâ (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ramazân orucu farz olduğunda sahabîler ramazan ayının bütününde (gecesinde ve gündüzünde) eşleriyle ilişkiye girmiyorlardı. Ancak bazı erkekler nefislerine yenik düşüyordu. Bunun üzerine Yüce Allah "Allah sizin nefislerinize karşı yenik düştüğünüzü bildi ve tövbenizi kabul edip sizi bağışladı..." ayetini indirdi