Giriş

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle rivayet etmiştir:

Peygamber'in eşi Safiye bt. Huyey Veda Haccı sırasında hayız oldu. Hz. Pey­gamber (sav) "Safiye (Medine'ye dönmemize) engel mi olacak" buyurdu. Ben de "ey Allah'ın Rasulü, Safiye ifâza tavafını yapmıştı" dedim. Bunun üzerine Peygamber "öyleyse (bizimle) gelsin" buyurdu.


    Öneri Formu
287260 B004401-2 Buhari, Megâzî, 77

Bize Kuteybe b. Saîd ve Abdurrahman b. Mübârek, onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Eğer bir Müslüman bir ağaç diker yahut ekin eker de, ondan bir kuş veya insan yahut hayvan yerse, bundan dolayı ona mutlaka sadaka (sevabı) olur.".

Yine bize Müslim, ona Ebân, ona Kâtâde, ona da Enes, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Müslim b. İbrahim arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280100 B002320-3 Buhari, Muzara't, 1

Bize Muaz b. Fedale, ona Hişam, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Kim bekçi yada çoban köpeği dışında köpek edinirse, her gün o kimsenin amelinden bir kırat eksilir."

İbn Sirin ve Ebu Salih'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Peygamber (sav), "çoban, bekçi ya da av kö­peği hariç." buyurmuştur.

Ebu Hazım'ın Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) "Av yada çoban köpeği müstesna" bu­yurmuştur.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn Sirin arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280101 B002322-2 Buhari, Muzara't, 3

Bize İbrahim b. el-Münzir, ona Ebu Damre, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi' ona da Abdullah b. Ömer (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:

"Üç kişi birlikte yürürken yağmura yakalandılar. Hemen dağdaki bir mağaraya sığındılar. Ardından mağaranın girişine dağdan büyük bir kaya düşüp üzerlerini tamamen kapattı. Bunun üzerine aralarından birisi diğerlerine şöyle dedi: ‘Samimi olarak, sırf Allah rızası için yapmış olduğunuz amelleri hatırlayın ve onları zikretmek suretiyle Allah’a dua edin, umulur ki Allah mağaranın girişini açar.’ Bunun üzerine birisi şöyle dua etti: ‘Ey Rabbim! Benim yaşlı ebeveynim ve küçük çocuklarım var. Ben onların geçimini sürü otlatarak sağlarım. Sürüyü otlatıp eve döndüğümde, sürüden sütü sağar, çocuklarımdan önce anne-babama içirirdim. Bir gün akşam vakti eve geç döndüm ve onları uyurken buldum. Her zamanki gibi sütleri sağdım ve kaba koyup yanlarına geldim, başuçlarına dikildim. Fakat onları uykularından uyandırmak istemedim. Onlardan önce çocuklarıma süt içirmeyi de istemedim. Çocuklar ise açlıktan ayaklarımın dibinde açlıktan kıvranıyorlardı. İşte o gece fecir doğuncaya kadar orada dikildim. Sonra adam, ‘Rabbim! Sen biliyorsun ki ben bunu sırf senin rızan için yaptım. Bundan dolayı bizim için bir yarık aç da biz oradan gökyüzünü görelim’ diye dua etti. Allah onlara gökyüzünü görebilecekleri kadar bir yarık açtı. İkincileri de şöyle dua etti: ‘Ey Rabbim! Benim amcamın bir kızı vardı ve ben onu bir erkeğin bir kadını sevebileceği kadar çok seviyordum. Bir keresinde ondan kendisini bana sunmasını istedim. O da diretti ve ‘Yüz dinar getirmedikçe olmaz’ dedi. Ben de bu parayı kazanmak için çalıştım, sonunda yüz dinarı topladım. Ardından parayla birlikte ona gittim. Bacakları arasına yaklaştığımda bana ‘Ey Allah’ın kulu! Allah’tan kork. Mührü açma (nikah olmadan bana dokunma.)’ dedi. Bunun üzerine ben de ondan uzaklaştım. Rabbim! Sen biliyorsun ki, ben bunu sırf senin rızanı kazanmak için yaptım. Bu nedenle bizim için bir yarık aç, dedi.’ Allah onlar için yarığı biraz daha açtı. Üçüncüleri de şöyle dedi: Allah’ım, bir farak pirinç karşılığında bir işçi tutmuştum. O işçi işini bitirdiğinde geldi ve ‘bana hakkım olan ücretimi ver’ dedi. Ben de hakkı olanı ona verdim. Fakat işçi bu ücreti almadan bırakıp gitti. Ben de onun pirincini zayi etmedim, aldım her sene ekip çoğalttım. Nihayet onun parasıyla bir sürü sığır aldım ve bir de çoban tuttum. Bir süre sonra o işçi bana geldi ve ‘Allah’tan kork!’ dedi. Ben de ona: ‘Git şu görünen sığırları ve çobanı al’ dedim. O, ‘Allah’tan kork. Benimle alay etme!’ dedi. Ben de ona, ‘Ben seninle alay etmiyorum. Bu sığırları ve çobanı al’ dedim. O da bunları alıp gitti. Rabbim! Sen biliyorsun ki ben bu işi sırf senin rızanı kazanmak için yaptım. Bunun hatırına kayanın kalan kısmını bizim için aç’ dedi. Allah da kayayı açıp onları kurtardı."

Ebu Abdullah der ki: İbn Ukbe, Nâfi'den rivayetinde “فَسَعَيْتُ - çalıştım” lafzını kullanmıştır.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsmail b. İbrahim arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280104 B002333-2 Buhari, Muzara't, 13

Bize Muaz b. Fedale, ona Hişam, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Kim bekçi yada çoban köpeği dışında köpek edinirse, her gün o kimsenin amelinden bir kırat eksilir."

İbn Sirin ve Ebu Salih'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Peygamber (sav), "çoban, bekçi ya da av kö­peği hariç." buyurmuştur.

Ebu Hazım'ın Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) "Av yada çoban köpeği müstesna" bu­yurmuştur.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Salih arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280102 B002322-3 Buhari, Muzara't, 3

Bize Muaz b. Fedale, ona Hişam, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Kim bekçi yada çoban köpeği dışında köpek edinirse, her gün o kimsenin amelinden bir kırat eksilir."

İbn Sirin ve Ebu Salih'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Peygamber (sav), "çoban, bekçi ya da av kö­peği hariç." buyurmuştur.

Ebu Hazım'ın Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) "Av yada çoban köpeği müstesna" bu­yurmuştur.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Hâzim arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280103 B002322-4 Buhari, Muzara't, 3

Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fudayl b. Süleyman, ona Musa, ona Nâfi ona da İbn Ömer (ra), Rasulullah'tan (sav); (T) Abdurrezzak der ki, bize İbn Cureyc, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi' ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:

Ömer b. Hattab, Hicaz topraklarından Yahudi ve Hristiyanları sürmüştür. Hz. Peygamber (sav) de Hayber'i fethedince orada bulunan Yahudileri oradan çıkarmak istemişti. Zira fethedilince oranın arazisi Allah'ın, Rasulünün ve Müslümanların olmuştu. Hz. Peygamber bu sebeple Yahudileri oradan çıkarmak istedi. Yahudiler de Hz. Peygamber'den (sav) arazinin işlerini üstlenmek ve ürünlerin yarısını vermek karşılığında kendilerini Hayber'de bırakmasını talep etmişlerdi. Hz. Peygamber (sav) onlara "sizi bu şartlarda burada dilediğimiz kadar bırakıyoruz" dedi. Yahudiler Hayber'de Hz. Ömer onları Teyma ve Eriha'ya sürünceye kadar kalmışlardır.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdürrezzâk arasında inkıta vardır (İbn Hacer, Fethü'l-Bârî, V, 21).

    Öneri Formu
280105 B002338-2 Buhari, Muzara't, 17

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Sumey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Bir adam yolda yürürken iyice susadı. Hemen bir kuyuya inip su içti sonra da kuyudan çıktı. Çıktığında, susuzluktan dilini çıkarıp soluyan ve yaş toprağı yalayan bir köpek gördü. Adam kendi kendine 'benim susuz kalmam gibi bu köpekte susuz kalmış' dedi, sonra da kuyuya inip ayakkabısına su doldurdu ve ayakkabısını ağzında taşıyarak kuyudan çıktı. Onunla da köpeği suladı. Bundan dolayı Allah o kulunu mükafatlandırdı ve ona mağfiret etti." Orada bulunanlar “ya Rasulallah (sav), hayvanları sulamada, bize sevap var mıdır?” diye sordular. Rasulullah da (sav): "Evet, soluk alan her canlıyı sulamada size sevap vardır" buyurdu.

Hammad b. Seleme ve Rabî b. Müslim, bu hadisi Muhammed b. Ziyad'dan rivayet ederek, raviye mutabaat etmişlerdir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammâd b. Seleme arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280108 B002363-2 Buhari, Musakât, 9

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Sumey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Bir adam yolda yürürken iyice susadı. Hemen bir kuyuya inip su içti sonra da kuyudan çıktı. Çıktığında, susuzluktan dilini çıkarıp soluyan ve yaş toprağı yalayan bir köpek gördü. Adam kendi kendine 'benim susuz kalmam gibi bu köpekte susuz kalmış' dedi, sonra da kuyuya inip ayakkabısına su doldurdu ve ayakkabısını ağzında taşıyarak kuyudan çıktı. Onunla da köpeği suladı. Bundan dolayı Allah o kulunu mükafatlandırdı ve ona mağfiret etti." Orada bulunanlar “ya Rasulallah (sav), hayvanları sulamada, bize sevap var mıdır?” diye sordular. Rasulullah da (sav): "Evet, soluk alan her canlıyı sulamada size sevap vardır" buyurdu.

Hammad b. Seleme ve Rabî b. Müslim, bu hadisi Muhammed b. Ziyad'dan rivayet ederek, raviye mutabaat etmişlerdir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Rabî' b. Müslim arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280109 B002363-3 Buhari, Musakât, 9

Bize Abdan, ona Ebu Hamza, ona A'meş, ona Şakîk, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Hz. Peygamber (sav) "Her kim bir başkasının malını elde etmek için yalan yemin ederse, Allah'ın gazabına uğramış olduğu halde Allah'a kavuşur" buyurdu. Ardından Allah Teala "Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle satanlara gelince, işte onların ahirette hiç nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için elem veren bir azap vardır." (Âl-i İmrân, 77) ayetini indirdi.
(Abdullah b. Ömer bunu anlattığı) sırada Eş'as b. Kays geldi ve "Ebu Abdurrahman, size ne anlatıyor? Bu ayet benim hakkımda indirildi" diyerek şöyle anlattı:
Amcaoğlumun arazisinde bana ait bir kuyu vardı. Rasulullah (sav) bana "(kuyunun sana ait olduğuna dair) şahitlerini var mı?" buyurdu. Ben de "şahitlerim yok", dedim. Rasulullah (sav), "Öyle ise yemin etmesini iste" buyurdu. Ben "Ey Allah'ın Rasulü, o yalan yere yemin eder" dedim. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Her kim birinin malını elde etmek için yalan yere yemin ederse..." sözünü hatırlattı. Allah da Peygamberinin sözünü tasdik ederek, bu ayeti indirdi.


    Öneri Formu
280107 B002356-2 Buhari, Musakât, 4