11627 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Ayyâş, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Her kim ezanı dinler (ardından), 'Allâhumme rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmme, ve's-salâti'l-kâime, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fazîle, veb'ashü makâmen mahmûdenillezî vaadteh' (Allahım, Ey bu tam davetin ve kılınmak üzere olan bu namazın Rabbi! Muhammed'e vesileyi ve fazileti ihsan et. Ve O'nu, kendisine vadettiğin Makam-ı Mahmud'a ulaştır) diye dua ederse, o kişiye kıyamet günü şefaatim ulaşır."
(Bu hadisi) Hamza b. Abdullah, babası (Abdullah b. Ömer) vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hamza b. Abdullah arasında inkıta' vardır.
Bize İshak b. Musa el-Ensarî, ona Ma'n b. İsa el-Kazzâz, ona Malik b. Enes; (T) Bize Kuteybe ona Malik, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semman), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman veya mümin bir kul abdest alırken yüzünü yıkadığında gözüyle işlediği tüm günahlar suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür. Elini yıkadığında eliyle işlediği bütün günahlar suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür. Nihayet günahlarından tertemiz arınmış olur." Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu "hasen sahih" bir hadistir. Onu Malik, Süheyl'den, o babasından, o da Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir. Süheyl'in babası olan Ebu Salih, Ebu Salih es-Semman olup, adı Zekvan'dır. Ebu Hureyre'nin adı hakkında ihtilaf edilmiştir. Bazı alimler onun adının Abduşems olduğunu, bazıları da Abdullah b. Amr olduğunu söylemiştir. Muhammed b. İsmail (el-Buharî)'nin görüşü de bu yöndedir ve bu en doğru görüştür. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Osman b. Affan, Sevban, es-Sunabihî, Amr b. Abese, Selman ve Abdullah b. Amr'ın rivayet ettikleri hadisler de bulunmaktadır. Ebu Bekir es-Sıddîk'tan rivayette bulunan es-Sunabihî, Rasulullah'tan (sav) herhangi bir şey işitmemiştir. Onun ismi Abdurahman b. Useyle'dir. Künyesi de Ebu Abdullah'tır. es-Sunabihî Rasulullah'a (sav) gitmek üzere yola çıkmış ancak o yoldayken Rasullah (sav) vefat etmiştir. es-Sunabihî Hz. Peygamer'den (sav) pek çok hadis rivayet etmiştir. es-Sunabihî b. A'ser el-Ahmesî ise Rasullah'ın (sav) sahabisidir. Ona da es-Sunabihî denirdi. Onun, 'Rasulullah'ı (sav) "Ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim. Benden sonra birbirinizle asla savaşmayın." derken işittim.' şeklinde rivayet ettiği bir hadisi vardır.
Bize Kuteybe (b. Said Cemil b. Tarif), Hennad ve Mahmud b. Ğaylan, onlara Veki (b. Cerrah), ona Süfyan (es-Sevrî); (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyan, ona Abdullah b. Muhammed b. Akil, ona Muhammed b. Hanefiyye, ona da Ali (b. Ebu Talib)'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Namazın anahtarı temizliktir. Namazda yapılması haram olan şeyler tekbir ile başlar selam ile bu haramlar helal hale gelir."
Ebu İsa et-Tirmizî şöyle demiştir: "Bu hadis bu konuya ilgili en sahih ve en hasen hadistir. Abdullah b. Muhammed b. Akil "saduk" bir ravidir. İlim ehlinden bazıları onun hıfzıyla ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulunmuşlardır."
Yine Ebu İsa et-Tirmizî şöyle demiştir: "Muhammed b. İsmail'i Ahmed b. Hanbel, İshak b. İbrahim ve Humeydi'nin Abdullah b. Muhammed b. Akil'in hadisiyle ihticac ettiklerini söylerken işittim. Muhammed el-Buharî, Abdullah b. Muhammed b. Akil'in "mukaribü'l-hadis" olduğunu söylemiştir. Ebu İsa et-Tirmizî bu konuda Cabir ve Ebu Said'in rivayet ettiği hadislerin de bulunduğunu belirtmiştir.
Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Mahreme b. Süleyman, ona Küreyb, ona da İbn Abbas (ra.), teyzesi Meymune’nin (ra) yanında gecelediğini şöyle anlattı:
“Başımı bir yastığın enine doğru koyup uzandım. Rasulullah (sav) ile zevcesi de başlarını yastığın boyuna doğru koyarak uzandılar. Hz. Peygamber (sav.) gece yarısına veya ona yakın bir zamana kadar uyudu. Sonra yüzünden uyku halini eliyle silerek uyandı. Müteakiben Âl-i İmrân sûresinden on âyet okudu. Ardından kalkıp asılı duran küçük bir su tulumuna uzandı. Güzel bir abdest aldı. Sonra kalkıp namaza durdu. Ben de kalktım, onun yaptığı gibi yaptım ve onun yanında namaza durdum. Rasûlullah (sav) sağ elini başımın üzerine koydu ve sağ kulağımı tutup bükmeye başladı. Sonra iki rekât namaz kıldı, ardından yine iki rekât daha, yine iki rekât daha, yine iki rekât daha, yine iki rekât daha, yine iki rekât daha namaz kıldı. Ondan sonra tek rekâtlı bir namaz kıldı. Sonra ezan vakti gelinceye kadar yine uzandı. Ezan vakti gelince kalkıp iki rekât namaz kıldı, sonra çıktı ve sabah namazını kıldırdı.”