11723 Kayıt Bulundu.
Bana Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer ve Yunus, onlara Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Âişe ve İbn Abbas(r.anhum) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), hastalığı şiddetlendiğinde, kendisine ait yumuşak bir kumaşla (hamîsa) yüzünü örtüyor, sonra da nefesi daraldığında yüzünü açıyordu. İşte bu halde iken "Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun, Onlar peygamberlerinin kabirlerini kendilerine mescit edindiler" buyurarak, onların yaptıklarından ümmeti sakındırıyordu.
Bana Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer ve Yunus, onlara Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Âişe ve İbn Abbas(r.anhum) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), hastalığı şiddetlendiğinde, kendisine ait yumuşak bir kumaşla (hamîsa) yüzünü örtüyor, sonra da nefesi daraldığında yüzünü açıyordu. İşte bu halde iken "Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun, Onlar peygamberlerinin kabirlerini kendilerine mescit edindiler" buyurarak, onların yaptıklarından ümmeti sakındırıyordu.
Bana Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer ve Yunus, onlara Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Âişe ve İbn Abbas(r.anhum) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), hastalığı şiddetlendiğinde, kendisine ait yumuşak bir kumaşla (hamîsa) yüzünü örtüyor, sonra da nefesi daraldığında yüzünü açıyordu. İşte bu halde iken "Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun, Onlar peygamberlerinin kabirlerini kendilerine mescit edindiler" buyurarak, onların yaptıklarından ümmeti sakındırıyordu.
İbn Vehb der ki: Bana Yunus, İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kureyş kadınları deveye binen Arap kadınlarının en hayırlısıdır. Onlar çocuğa en şefkatli olan, elinde bulunan eşinin malını en iyi gözetendir."
Ebu Hureyre der ki: "İmrân kızı Meryem asla deveye binmedi."
Zuhrî'nin kardeşinin oğlu ve İshâk el-Kelbî bu hadisin Zuhrî'den rivayetinde (Yunus'a) mutâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Abdullah arasında inkıta vardır.
İbn Vehb der ki: Bana Yunus, İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kureyş kadınları deveye binen Arap kadınlarının en hayırlısıdır. Onlar çocuğa en şefkatli olan, elinde bulunan eşinin malını en iyi gözetendir."
Ebu Hureyre der ki: "İmrân kızı Meryem asla deveye binmedi."
Zuhrî'nin kardeşinin oğlu ve İshâk el-Kelbî bu hadisin Zuhrî'den rivayetinde (Yunus'a) mutâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İshak b. Yahya arasında inkıta vardır.
Bize Sadaka b. Fadl, ona Velîd, ona Evzâî, ona Umeyr b. Hânî, ona Cünâde b. Ebî Umeyye, ona da Ubâde'nin (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Kim Allah’tan başka ilâh olmadığına, O'nun tek olduğuna ve ortağı bulunmadığına; Muhammed'in O'nun kulu ve rasûlü olduğuna; İsa'nın da Allah2ın kulu ve rasûlü, Meryem'e ilka ettiği kelimesi ve O'ndan bir ruh olduğuna; cennet ve cehennemin de hak olduğuna şehadet ederse, hangi ameli yaparsa yapsın Allah onu cennete sokar."
Ravi Velîd dedi ki: Bana İbn Câbir, ona Umeyr, ona da Cünâde'nin rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav.) "Cennetin sekiz kapısından hangisini isterse oradan girer" cümlesini de eklemiş.
Açıklama: Hz. İsa’ya; “Allah’ın kelimesi” denilmesinin sebebi, Cenâb-ı Hakk'ın “kün!”, yani “ol!” kelimesiyle yaratılmış olmasıdır. “Allah’ın rûhu”ndan maksat da, ya Allah tarafından bir rahmet olarak yaratılmış olması, ya da bir babadan değil de Allah’ın Meryem’e rûh üfürmesi suretiyle yaratılmış olmasıdır. “Hangi ameli yaparsa yapsın Allah onu cennete sokar” ifâdesi, bir kısmı hadîste de belirtilmiş olan iman esaslarına inan biri, âsi olsa dahi eninde sonunda mutlaka cennete girer anlamına gelir. Çünkü dinde esas olan imandır.
"Geceleyin rüyada Kabe'nin yanında ansızın esmer bir adam bana gösterildi. O kişi erkeklerin en yakışıklısı gibiydi. Saçları iki omuzunun arasında sarkıyor, taranmış ve başından da su damlıyordu. Ellerini İki kişinin omzuna koyarak Beyt'i tavaf ediyordu. “bu kimdir?” dedim. “bu Meryem'in oğlu Mesih'tir” dediler. Sonra onun arkasında kıvırcık saçlı, sağ gözü şaşı gördüğüm insanlar arasında İbni Katan'a çok benzeyen birisini gördüm. Bu kişi de ellerini iki kişinin omuzlarına koyarak Beyt'i tavaf ediyordu. “bu kimdir?” diye sordum. “bu Mesih Deccal'dir” dediler."
Ubeydullah Nâfi'den yaptığı rivayetle bu hadise mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ubeydullah b. Ömer arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Sinân, ona Füleyh b. Süleyman, ona Hilal b. Ali, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Dünya ve ahirette, insanların Meryem oğlu İsa'ya en yakını benim. Peygamberler babaları bir, anaları farklı kardeştirler ve onların dinleri de tektir."
Ve yine İbrahim b. Tahmân bu hadisi Mûsâ b. Ukbe'den, o Safvân b. Suleym'den, o Atâ b. Yesâr'dan, o Ebu Hureyre'den (ra) o da Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbrahim Tahman arasında inkıta vardır.
Bize İbn Bükeyr, ona Leys, ona Yunus, İbn Şihâb, ona Ebu Katâde el-Ensârî'nin azatlısı Nâfi, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"İmamınız sizden biri olduğu hâlde Meryem oğlu aranıza indiği (ve imamınıza uyduğu) zaman acaba siz nasıl olursunuz?"
Ukayl ve Evzâî bu hadisin rivayetinde, Yunus'a mutâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdurrahman b. Amr arasında inkıta vardır.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona Ma'mer; (T) Bize Mahmud, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"İsra gecesi Musa ile karşılaştım." Ravi der ki: Rasulullah onu şöyle tarif etti. "Gördüm ki, Musa Şenûe kabilesi adamlarından biri gibi zayıf ve hafif kıvırcık saçlı bir kimseydi." Rasulullah şöyle devam etti: "Ben İsa ile de karşılaştım." Peygamber onu da şöyle tarif etti: "İsa, orta boylu, teni sanki hamamdan çıkmış gibi kırmızıydı. Ben İbrahim'i de gördüm. Soyu içinde ona en çok benzeyeni benim." Sonra da şöyle devam etti: "Sonra bana birinde süt, diğerinde şarap bulunan iki kap getirildi ve “bunların hangisini dilersen al” denildi. Ben sütü aldım ve onu içtim. Ardından bana “fıtrata yönlendirildin” veya “fıtrata isabet ettin. Eğer sen şarabı almış olsaydın, ümmetin azgın olurdu” denildi."