11727 Kayıt Bulundu.
Bize Esbağ, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Heysem b. Ebu Sinan, ona da Ebu Hureyre hikayelerini anlatırken, Rasulullah'ı da (sav) andı ve Hz. Peygamber'in (sav) Abdullah b. Revaha'yı kast ederek şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"kardeşiniz müstehcen söz söylemez"
Abdullah b. Revaha, (Rasulullah'ı (sav) övmek üzere) şöyle demiştir:
Allah'ın elçisi Aramızda, Allah'ın kitabını okur.
Şafaktan parlayarak doğan iyilik, gösterir bize, körlükten sonra hak yolu.
İnanmış şüphesiz gönüllerimiz ona, ne derse haktır, olacaktır.
Yatağında derin uykudayken kafirler, o yatağından uzak geceler.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ukayl b. Halid arasında inkıta varıdr.
Bize Esbağ, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Heysem b. Ebu Sinan, ona da Ebu Hureyre hikayelerini anlatırken, Rasulullah'ı da (sav) andı ve Hz. Peygamber'in (sav) Abdullah b. Revaha'yı kast ederek şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"kardeşiniz müstehcen söz söylemez"
Abdullah b. Revaha, (Rasulullah'ı (sav) övmek üzere) şöyle demiştir:
Allah'ın elçisi Aramızda, Allah'ın kitabını okur.
Şafaktan parlayarak doğan iyilik, gösterir bize, körlükten sonra hak yolu.
İnanmış şüphesiz gönüllerimiz ona, ne derse haktır, olacaktır.
Yatağında derin uykudayken kafirler, o yatağından uzak geceler.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ukayl b. Halid arasında inkıta varıdr.
Bize Esbağ, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Heysem b. Ebu Sinan, ona da Ebu Hureyre hikayelerini anlatırken, Rasulullah'ı da (sav) andı ve Hz. Peygamber'in (sav) Abdullah b. Revaha'yı kast ederek şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"kardeşiniz müstehcen söz söylemez"
Abdullah b. Revaha, (Rasulullah'ı (sav) övmek üzere) şöyle demiştir:
Allah'ın elçisi Aramızda, Allah'ın kitabını okur.
Şafaktan parlayarak doğan iyilik, gösterir bize, körlükten sonra hak yolu.
İnanmış şüphesiz gönüllerimiz ona, ne derse haktır, olacaktır.
Yatağında derin uykudayken kafirler, o yatağından uzak geceler.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Velid arasında inkıta varıdr.
Bize Esbağ, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Heysem b. Ebu Sinan, ona da Ebu Hureyre hikayelerini anlatırken, Rasulullah'ı da (sav) andı ve Hz. Peygamber'in (sav) Abdullah b. Revaha'yı kast ederek şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"kardeşiniz müstehcen söz söylemez"
Abdullah b. Revaha, (Rasulullah'ı (sav) övmek üzere) şöyle demiştir:
Allah'ın elçisi Aramızda, Allah'ın kitabını okur.
Şafaktan parlayarak doğan iyilik, gösterir bize, körlükten sonra hak yolu.
İnanmış şüphesiz gönüllerimiz ona, ne derse haktır, olacaktır.
Yatağında derin uykudayken kafirler, o yatağından uzak geceler.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Velid arasında inkıta varıdr.
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyas), ona A'meş, ona Şekîk, ona Amr b. Haris, ona Abdullah b. Mesud'un hanımı Zeyneb bint Abdullah (r.anhüma); (T)
A'meş der ki: Ben bu hadisi İbrahim b. Yezid'e söyleyince, bana İbrahim, ona Ebu Ubeyde, ona Amr b. Haris, ona da Abdullah'ın hanımı Zeyneb bt. Abdullah şöyle dedi:
"Ben mescitteydim, Hz. Peygamber'i (sav) gördüm, 'Ziynetlerinizden de olsa sadaka olarak bir şeyler verin' buyurdu. (Ravi der ki) Zeynep ise hem kocası Abdullah hem de evindeki yetimlere infakta bulunurdu. (Rasulullah'tan bunu işitince) kocası Abdullah'a 'Rasulullah'a, sana ve evimdeki yetimlere infakta bulunmam, vermem gereken sadakanın yerine geçer mi? diye bir sorsan ya' dedi. Abdullah ona 'sen kendin sor' dedi. (Zeynep der ki:) Bunun üzerine ben Rasulullah'a (sav) gittim ve kapıda Ensar'dan bir kadın gördüm, o da aynı şeyi sormak istiyordu. O sırada Bilal yanımıza geldi. Biz ona 'Rasulullah'a bir sorsan, benim, kocama ve evimde bulunan yetimlere infakta bulunmam (vermem gereken sadakaya) karşılık olur mu? Ama bizim sorduğumuzu söyleme' dedik. Bilal içeri girip sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Soranlar kim?' dedi. Bilal, 'Zeyneb' dedi. 'Hangi Zeyneb?' deyince Bilal 'Abdullah'ın hanımı' diye cevap verdi. Rasulullah (sav) 'Evet olur. Hem de iki ecir kazanır. Birisi akrabasına yardımda bulunma ecri diğeri ise sadaka verme ecri' buyurdu."
Açıklama: Rivayet muallaktır. Buhari ile A'meş arasında inkıta' vardır.
Bize Ali b. Hafs ve Bişr b. Muhammed, onlara Abdullah, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav) İbn Sayyâd'a "gönlümde senin için bir şey sakladım, onu bil" buyurdu. İbn Sayyâd "gönlünden geçen şey duh (duman)" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Sus, yıkıl git, haddini aşma" buyurdu. Hz. Ömer "ey Allah'ın Rasulü, izin ver de şunun boynunu vurayım" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Onu bırak, eğer Deccal ise sen ona güç yetiremezsin. Deccal değil ise, onu öldürmekte senin için hiçbir hayır yoktur" buyurdu.
Bize Muhammed b. Sinan, ona Füleyh, ona Abde b. Ebu Lübâbe, ona da Muğîre b. Şu'be'nin azatlısı Verrâd şöyle rivayet etmiştir:
Muâviye b. Ebu Sufyân, Mugîre'ye "Hz. Peygamber'in (sav) namazdan sonra ne okuduğu konusunda işittiğin şeyi bana yaz" diye mektup gönderdi. Bunun üzerine Mugîre "Hz. Peygamber'in (sav) namazdan sonra şu duayı okuduğunu işittim" diyerek bana şunu yazdırdı:
"Lâ ilahe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, Allâhumme lâ mânia limâ a'tayte velâ mu'tiye limâ mena'te velâ yenfau ze'l-ceddi minke'l-cedd (Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O hükümranlığında tektir, hiçbir ortağı yoktur. Allah'ım, Sen'in verdiğine mâni olabilecek, vermediğini verebilecek hiç kimse yoktur. Zenginin zenginliği, senin ihsanın dışında kendisine fayda vermez)"
İbn Cureyc der ki: Bana Abde b. Ebu Lubâbe, ona da Verrâd, bu hadisi rivayet etmiştir. Bir zaman sonra ben Şam'a Muaviye'nin yanına gittim. Orada Muaviye'nin insanlara bu duayı okumalarını tavsiye ettiğini işittim.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn Cüreyc arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Mahbûb, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona da Enes (T) Bana Halife, ona Yezid b. Zürey, ona Said, ona Katade'nin söylediğine göre Enes şöyle anlatmaktadır: Rasulullah (sav) bir Cuma günü Medine'de hutbe okurken, bir adam 'Yağmur yağmaz oldu! Rabbi'nden yağmur yağdırmasını isteyiver' dedi. Rasulullah (sav) gök yüzüne baktı. Biz de gökyüzünde hiç bulut görmüyorduk. Rasulullah (sav) (Rabbi'nden) yağmur istedi de peş peşe bulutlar ortaya çıktı. Sonra da öyle bir yağmur yağdı ki Medine'nin kanalları doldu sel olup taştı. Yağmur bir sonraki Cuma gününe kadar aralıksız yağmaya devam etti. Sonra bu adam veya bir başkası Rasulullah (sav) hutbe okurken kalktı ve 'Yağmur sularına gömüldük, Rabbi'ne dua et de yağmuru kessin' dedi. Rasulullah da (sav) güldü. Sonra da iki veya üç defa "Rabb'im üzerimize değil etrafımıza yağdır" diyerek dua etti. Bu duadan sonra bulutlar Medine'nin üzerinden sağa sola dağılmaya başladılar. Etrafımıza yağmur bırakıyorlar, fakat üzerimize bir damla yağmur bırakmıyorlardı. Allah, onlara Nebi'sinin (sav) (katında ne kadar) değerli (olduğunu) ve duasına icabet ettiğini gösteriyordu.
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Halife b. Hayyat arasında inkıta vardır.
Bize Halid b. Mahled, ona Süleyman, ona Abdullah b. Dînâr, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim helal kazancından bir tek hurma değerinde bir şey sadaka verirse -ki Allah katına helal olandan başkası yükselmez- şüphesiz Allah onu sağ eliyle kabul eder. Sonra o tek hurma kadar sadakayı, sizin birinizin beygir yavrusunu dikkatle büyüttüğü gibi, dağ gibi oluncaya kadar sadaka sahibi için büyütür"
Bize Verkâ, ona Abdullah b. Dinar, ona Saîd b. Yesâr, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) "Allah'a ancak halâl olan yükselir" buyurmuştur.
Açıklama: Rivayet muallaktır. Buhari ile Verkâ b. Ömer arasında inkıta' vardır.
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb ve Anbese, onlara Yunus, ona İbn Şihab, ona Abdurrahman b. Ka'b, ona da görme yetisini kaybeden Ka'b b. Malik'e rehberlik eden oğlu Abdullah b. Ka'b şöyle demiştir.
Ka'b b. Malik "(Tebük gazvesine) katılmayan üç kişi..." (Tevbe, 9/118) ayeti hakkında konuşurken konuşmasının sonunda "Mallarımın tamamını Allah ve Rasulüne sadaka olarak bağışlamam tövbemin gereğidir." demiş, ancak Hz. Peygamber (sav) "Mallarının bir bölümü sende kalsın. Böylesi senin için daha hayırlıdır." buyurmuştur.