Giriş

Bize Ahmed b. Yunus, ona İbn Ebu Zi'b, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Sizler yöneticilik için hırslanacaksınız, ama o kıyamet günü pişmanlık olacaktır! (Yöneticilik), kişide iken ne tatlı, olmadığında ise ne kötüdür"

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdullah b. Humrân, ona Abdülhamid, ona Said el-Makburî, ona da Ömer b. Hakem, Ebu Hureyre'den mevkûf olarak rivayet etmiştir.


Açıklama: "فَنِعْمَ الْمُرْضِعَةُ وَبِئْسَتِ الْفَاطِمَةُ" ifadesi, literal tercümeye bahis konusu edilmemiş, anlam esas alınmıştır.

    Öneri Formu
287462 B007148-2 Buhari, Ahkâm, 7

Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Her kim bir malı haksız yere almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)


    Öneri Formu
287458 B007183-2 Buhari, Ahkâm, 30

Bize Yahya b. Kazaa, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed) ona Yezîd b. Câriye el-Ensârî'nin oğulları Abdürrahman ve Mucemmi şöyle rivayet etmiştir:

Babası, dul bir kadın olan Hansa bt. Hizam el-Ensâriye'yi, rızası dışında evlendirdi. O da bu evliliği istemeyip Rasulullah'a (sav) gidip şi­kâyet etti. Rasulullah (sav) da onun nikâhını iptal etti.


    Öneri Formu
287465 B006945-2 Buhari, İkrah, 3

Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona el-Cüreyrî; (T)
Bana Kays b. Hafs, ona İsmail b. İbrahim, ona Said el-Cüreyrî, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona babası (Ebu Bekre) şöyle demiştir:

"Rasulullah (sav) üç defa “Büyük günahların en büyüğü, Allah'a ortak koşmak, anne-babaya isyan etmek, yalan yere şahitlik yapmak ya da yalan söylemektir” buyurdu. “Yalan söylemek” ifadesini o kadar tekrar etti ki biz “keşke sükut buyursaydı” dedik."


    Öneri Formu
287466 B006919-2 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 1

Bize İshak b. Mansur, ona Abdüssamed, ona Şube, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona Enes'in söylediğine göre Rasulullah şöyle buyurmuştur: "Büyük günahlar..."; (T)
Bize Amr, ona Şube, ona İbn Ebu Bekir, ona Enes b. Malik'in söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

"Büyük günahların en büyüğü Allah'a ortak koş­mak, cana kıymak, anne-babaya isyan etmek, yalan söylemek ya da yalancı şahitlik yapmaktır."


    Öneri Formu
287467 B006871-2 Buhari, Diyât, 2

Bize İsmail b. Ebu Üveys, ona İsmail b. İbrahim, ona amcası Musa b. Ukbe, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Mervân b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir:
Müslümanlar Hevâzin esirlerinin azat edilmesi konusunda Hz. Peygamber'e (sav) yetki verdiklerinde Hz. Peygamber (sav) "Şimdi kimin gönül hoşluğu ile izin verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler.


Açıklama: Mervan b. Hakem'in rivayeti mürseldir.

    Öneri Formu
287459 B007176-2 Buhari, Ahkâm, 26

Bize İsmail b. Ebu Üveys, ona İsmail b. İbrahim, ona amcası Musa b. Ukbe, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Mervân b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir:
Müslümanlar Hevâzin esirlerinin azat edilmesi konusunda Hz. Peygamber'e (sav) yetki verdiklerinde Hz. Peygamber (sav) "Şimdi kimin gönül hoşluğu ile izin verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler.


Açıklama: Mervan b. Hakem'in rivayeti mürseldir.

    Öneri Formu
287460 B007177-2 Buhari, Ahkâm, 26

Bize Kuteybe, ona Leys, ona Yahya, ona Ömer b. Kesîr, ona Ebu Katâde'nin azatlısı Ebu Muhammed, ona da Ebu Katade şöyle demiştir:

Rasulullah (sav) Huneyn savaşında "kim bir düşmanı öldürdüğüne dair açık bir delil ortaya koyarsa, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir" buyurdu. Ben de bir müşriki öldürdüğüme dair şahit bulmak üzere ayağa kalktım ama şahitlik edecek kimseyi bulamayınca oturdum. Sonra aklıma geldi, olayı Rasulullah'a (sav) anlattım. Bunun üzerine Hz. Peygamber'in yanında oturan bir adam “sözünü ettiği o maktulün silahı bendedir. Buna karşılık onu başka bir şeyle razı et” dedi. Hz. Ebu Bekir hemen müdahale ederek “hayır, vallahi olmaz. Allah ve Rasulü yolunda savaşan Allah’ın aslanlarından birinin hakkını alıp Kureyş’ten bir sırtlancığa veremez” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) emretti, o adam o malı bana verdi. Ben de bununla bir bahçe satın aldım. Müslüman olduktan sonra edindiğim ilk mal varlığım bu oldu.

Bana Ebu Abdullah ona da Leys'in dediğine göre Ebu Katâde “Peygam­ber (sav) kalktı ve o maktulün eşyalarını bana teslim et­ti” demiştir.

Hicaz ehli der ki: Hâkim, hâ­kimliği sırasında ya da daha önce gördüğü bir konuda sadece bilgisiyle hüküm veremez. Bazı fakihlerin görüşüne göre, eğer bir hasım, hâki­min yanında mahkemede, diğer bir kimse lehine bir hakkı itiraf etse, hakim, ayrıca iki şahit çağırıp onlarında ikrarını almadan, sadece bu itiraf üzerine hü­küm veremez.

Irak ehli de der ki: Hakim, mahkemede işittiği yahut gördüğü şeyle hükmedebilir. Mahkeme dışında duyduğu ve gördüğü şeyle ancak hazır bulunduracağı iki şahidin şehadetiyle hükmedebilir. Irak ehlinden bir başka gurup da der ki: Hâkim, iki şahit olmadan da hüküm verebilir, çünkü hâkim kendisine itimad edilen ve güvenilen bir kimsedir. Zaten şahitlikten maksat da gerçeği bilinmesidir. Hâkimin bilgisi şahitlikten çok daha geçerlidir.

Irak ehlininbir kısmı da der ki: Hâkim, mali davalarda kendi bilgisi ile hüküm verir, fakat mali boyutu olmayan davalarda ise kendi ilmi ile hükmedemez. Kasım der ki: Hâ­kimin, kendisinden başka kimsenin bilgisi olmadığı bir hususta, kendi bilgisi şahitlikten daha öncelikli olmasına rağmen, sadece kendi bilgisi ile bir hüküm ve­rip infaz etmesi uygun olmaz. Çünkü delilsiz olarak sırf kendi bilgisiyle hüküm vermek Müslümanlar arasında, onu töhmet altında bırakır ve insanların suizanna kapılmasına yol açar. Nitekim Hz. Peygamber (sav) de suizannı hoş karşılamadığı için (yanındaki kadını tanıtarak) "Bu kadın Safiye'dir" buyurmuştur.


    Öneri Formu
287461 B007170-2 Buhari, Ahkâm, 21

Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona da Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im şöyle demiştir:

"Kureşy'ten bir heyet yanında iken Muaviye'ye, Abdullah b. Amr b. el-Âs'ın “ileride Kahtanlı bir hükümdar olacaktır” sözü ulaştı. Muaviye'nin sinirlenerek kalkıp Allah'a hakkıyla hamd u sena ettikten sonra şöyle dedi: Sizden bazı adamlar Allah'ın kitabında olmayan ve Hz. Peygamber'den nakledilmeyen sözler söylüyorlar. Onlar sizin cahillerinizdir. Sahibini sapıklığa götürecek görüşlerden ve kuruntulardan sakınınız. Ben Hz. Peygamber'i (sav) “Bu yöneticilik işi Kureyş'tedir. Onlar dinin kurallarını ikame ettikleri sürece kim onlara düşmanlık ederse Allah onları onları yüz üstü sürükleyecektir” buyururken işittim."

Nuaym bu hadisi İbn Mübarek'ten, o Ma’mer'den, o Zührî'den, o da Muhammed b. Cübeyr'den rivayet etmek suretiyle (Şuayb’e) mütâbaat etmiştir.


    Öneri Formu
287463 B007139-2 Buhari, Ahkâm, 2

Bana Abdullah b. Muhammed, ona Ezher, ona İbn Avn; (T) Bana Halife, ona Muâz, ona İbn Avn, ona Muhammed, ona Kays b. Ubâd, ona da Abdullah b. Selâm şöyle demiştir:

Ben kendimi rüyamda sanki bir bahçe içinde gördüm. Bah­çenin ortasında bir direk vardı. Bu direğin en yüksek yerinde de bir tutunacak kulp vardı. Bana “haydi bu direğe çık” denildi. Ben “gücüm yetmez” dedim. Bunun üzerine yanıma bir hizmetçi geldi ve arkamdan elbisemi kaldırdı. Ben direğe çıktım ve oradaki kulpa sımsıkı yapıştım ve o hâlde iken uyandım. Ardından bu rüyamı Peygamber'e (sav) anlattım. Peygamber (sav) "Gördüğün bu bahçe, İslâm bahçesidir. O direk de İslâm direği olan Tevhîd'dir. O kulp da çok sağlam olan iman kulpudur. Sen ölünceye kadar İslâm Dinine yapışarak yaşaya­caksın" buyurdu


    Öneri Formu
287464 B007014-2 Buhari, Ta'bîr, 23