فَزَعَمَ مَحْمُودٌ أَنَّهُ سَمِعَ عِتْبَانَ بْنَ مَالِكٍ الأَنْصَارِىَّ - رضى الله عنه - وَكَانَ مِمَّنْ شَهِدَ بَدْرًا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ كُنْتُ أُصَلِّى لِقَوْمِى بِبَنِى سَالِمٍ ، وَكَانَ يَحُولُ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ وَادٍ إِذَا جَاءَتِ الأَمْطَارُ فَيَشُقُّ عَلَىَّ اجْتِيَازُهُ قِبَلَ مَسْجِدِهِمْ ، فَجِئْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ لَهُ إِنِّى أَنْكَرْتُ بَصَرِى ، وَإِنَّ الْوَادِىَ الَّذِى بَيْنِى وَبَيْنَ قَوْمِى يَسِيلُ إِذَا جَاءَتِ الأَمْطَارُ فَيَشُقُّ عَلَىَّ اجْتِيَازُهُ ، فَوَدِدْتُ أَنَّكَ تَأْتِى فَتُصَلِّى مِنْ بَيْتِى مَكَانًا أَتَّخِذُهُ مُصَلًّى . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « سَأَفْعَلُ » . فَغَدَا عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبُو بَكْرٍ - رضى الله عنه - بَعْدَ مَا اشْتَدَّ النَّهَارُ فَاسْتَأْذَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَذِنْتُ لَهُ فَلَمْ يَجْلِسْ حَتَّى قَالَ « أَيْنَ تُحِبُّ أَنْ أُصَلِّىَ مِنْ بَيْتِكَ » . فَأَشَرْتُ لَهُ إِلَى الْمَكَانِ الَّذِى أُحِبُّ أَنْ أُصَلِّىَ فِيهِ ، فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَكَبَّرَ وَصَفَفْنَا وَرَاءَهُ ، فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ، ثُمَّ سَلَّمَ وَسَلَّمْنَا حِينَ سَلَّمَ ، فَحَبَسْتُهُ عَلَى خَزِيرٍ يُصْنَعُ لَهُ فَسَمِعَ أَهْلُ الدَّارِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَيْتِى فَثَابَ رِجَالٌ مِنْهُمْ حَتَّى كَثُرَ الرِّجَالُ فِى الْبَيْتِ . فَقَالَ رَجُلٌ مِنْهُمْ مَا فَعَلَ مَالِكٌ لاَ أَرَاهُ . فَقَالَ رَجُلٌ مِنْهُمْ ذَاكَ مُنَافِقٌ لاَ يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَقُلْ ذَاكَ أَلاَ تَرَاهُ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . يَبْتَغِى بِذَلِكَ وَجْهَ اللَّهِ » . فَقَالَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . أَمَّا نَحْنُ فَوَاللَّهِ لاَ نَرَى وُدَّهُ وَلاَ حَدِيثَهُ إِلاَّ إِلَى الْمُنَافِقِينَ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ حَرَّمَ عَلَى النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . يَبْتَغِى بِذَلِكَ وَجْهَ اللَّهِ » . قَالَ مَحْمُودٌ فَحَدَّثْتُهَا قَوْمًا فِيهِمْ أَبُو أَيُّوبَ صَاحِبُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَزْوَتِهِ الَّتِى تُوُفِّىَ فِيهَا وَيَزِيدُ بْنُ مُعَاوِيَةَ عَلَيْهِمْ بِأَرْضِ الرُّومِ ، فَأَنْكَرَهَا عَلَىَّ أَبُو أَيُّوبَ قَالَ وَاللَّهِ مَا أَظُنُّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مَا قُلْتَ قَطُّ . فَكَبُرَ ذَلِكَ عَلَىَّ فَجَعَلْتُ لِلَّهِ عَلَىَّ إِنْ سَلَّمَنِى حَتَّى أَقْفُلَ مِنْ غَزْوَتِى أَنْ أَسْأَلَ عَنْهَا عِتْبَانَ بْنَ مَالِكٍ - رضى الله عنه - إِنْ وَجَدْتُهُ حَيًّا فِى مَسْجِدِ قَوْمِهِ ، فَقَفَلْتُ فَأَهْلَلْتُ بِحَجَّةٍ أَوْ بِعُمْرَةٍ ، ثُمَّ سِرْتُ حَتَّى قَدِمْتُ الْمَدِينَةَ فَأَتَيْتُ بَنِى سَالِمٍ ، فَإِذَا عِتْبَانُ شَيْخٌ أَعْمَى يُصَلِّى لِقَوْمِهِ فَلَمَّا سَلَّمَ مِنَ الصَّلاَةِ سَلَّمْتُ عَلَيْهِ وَأَخْبَرْتُهُ مَنْ أَنَا ، ثُمَّ سَأَلْتُهُ عَنْ ذَلِكَ الْحَدِيثِ فَحَدَّثَنِيهِ كَمَا حَدَّثَنِيهِ أَوَّلَ مَرَّةٍ .
Mahmud'un iddiasına göre Rasulullah (sav) ile birlikte Bedir’de bulunanlardan birisi olan İtbân b. Malik el-Ensarî’yi (ra) şöyle demiştir:
Ben Salim oğulları mahallesinde bir topluluğa imamlık yapıyordum. Benimle onlar arasında bir vadi vardı ve yağmur yağdığı zaman, mescitlerinin önündeki bu vadiyi aşmak bana zor geliyordu. Bu sebeple Rasulullah’a (sav) geldim ve ona “artık gözlerim iyi görmüyor, benimle kavmim arasındaki vadide ise yağmur yağdığında sel oluyor. Bu bakımdan onu aşıp geçmek benim için zor oluyor, bu sebeple senin gelip evimde namazgâh edineceğim bir yerde namaz kılmanı arzu ediyorum” dedim. Rasulullah (sav) de "Yapacağım" buyurdu. Ertesi sabah Rasulullah (sav) ve Ebu Bekir (ra) günün sıcaklığının arttığı bir vakitte bana geldiler. Rasulullah (sav) içeriye girmek için izin istedi, ben de ona izin verdim. Daha oturmadan "evinin neresinde namaz kılmamı arzu edersin" buyurdu. Ben de ona namaz kılmayı arzu ettiğim yeri işaret ettim. Rasulullah (sav) kalktı, tekbir aldı ve biz de onun arkasında saf olduk. İki rekât namaz kıldırdı. Sonra o selam verdi, o selam verince, biz de selam verdik. Kendisi için hazırlanan, hazîr denilen yemeği yemek üzere, Onu alıkoydum. Rasulullah’ın (sav) evimde olduğunu işiten mahalle halkından erkekler de geldiler ve evimde hatırı sayılır miktarda erkek toplandı. İçlerinden bir adam “Malik ne yaptı, onu göremiyorum” dedi. Onlardan bir adam da “o bir münafıktır, Allah’ı ve Rasulünü sevmez” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "hayır, öyle deme, sen onun 'Lâ ilâhe illallah' dediğini ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözettiğini bilmiyor musun" buyurdu. Adam “Allah ve Rasulü elbette daha iyi bilir. Ama bizler Allah’a yemin olsun, onun münafıklardan başkasını sevdiğini de, başkasıyla konuştuğunu da görmüyoruz” dedi. Rasulullah (sav) "Şüphesiz Allah, 'Lâ ilâhe illallah' deyip onunla Allah’ın rızasını kazanmayı ümit eden kimselere, cehennemin ateşini haram kılmıştır" buyurdu.
Mahmud der ki: Ben bunu aralarında Rasulullah’ın (sav) arkadaşı Ebu Eyyûb’un da bulunduğu bir takım kimselere Ebu Eyyûb’un vefat ettiği ve Yezid b. Muaviye’nin komutan olduğu Rum diyarında anlattım. Ebu Eyyûb bana tepki göstererek şöyle dedi: Vallahi, Rasulullah’ın (sav) senin söylemiş olduğun şeyi söyleyeceğini asla zannetmiyorum. Onun böyle demesi bana çok ağır geldi. Bunun üzerine, bu gazvemden selametle dönmemi nasip edecek olursam, eğer İtbân b. Malik de kavminin mescidinde ve hala sağ olursa, mutlaka bunu ona soracağıma yemin ettim. Döndüğüm vakit, bir hac ya da bir umre yapmak üzere ihrama girdim. Sonra Medine’ye kadar yoluma devam ettim. Salim oğulları diyarına vardım. İtban’ı kavmine namaz kıldıran, gözleri görmeyen yaşlı bir zat olarak buldum. Namazı bitirip selam verince ben de ona selam verdim. Kim olduğumu ona söyledim. Sonra da o hadisi ona sorunca, o da bana, o hadisi ilk defa rivayet ettiği gibi rivayet etti.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9294, B001186
Hadis:
فَزَعَمَ مَحْمُودٌ أَنَّهُ سَمِعَ عِتْبَانَ بْنَ مَالِكٍ الأَنْصَارِىَّ - رضى الله عنه - وَكَانَ مِمَّنْ شَهِدَ بَدْرًا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ كُنْتُ أُصَلِّى لِقَوْمِى بِبَنِى سَالِمٍ ، وَكَانَ يَحُولُ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ وَادٍ إِذَا جَاءَتِ الأَمْطَارُ فَيَشُقُّ عَلَىَّ اجْتِيَازُهُ قِبَلَ مَسْجِدِهِمْ ، فَجِئْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ لَهُ إِنِّى أَنْكَرْتُ بَصَرِى ، وَإِنَّ الْوَادِىَ الَّذِى بَيْنِى وَبَيْنَ قَوْمِى يَسِيلُ إِذَا جَاءَتِ الأَمْطَارُ فَيَشُقُّ عَلَىَّ اجْتِيَازُهُ ، فَوَدِدْتُ أَنَّكَ تَأْتِى فَتُصَلِّى مِنْ بَيْتِى مَكَانًا أَتَّخِذُهُ مُصَلًّى . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « سَأَفْعَلُ » . فَغَدَا عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبُو بَكْرٍ - رضى الله عنه - بَعْدَ مَا اشْتَدَّ النَّهَارُ فَاسْتَأْذَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَذِنْتُ لَهُ فَلَمْ يَجْلِسْ حَتَّى قَالَ « أَيْنَ تُحِبُّ أَنْ أُصَلِّىَ مِنْ بَيْتِكَ » . فَأَشَرْتُ لَهُ إِلَى الْمَكَانِ الَّذِى أُحِبُّ أَنْ أُصَلِّىَ فِيهِ ، فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَكَبَّرَ وَصَفَفْنَا وَرَاءَهُ ، فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ، ثُمَّ سَلَّمَ وَسَلَّمْنَا حِينَ سَلَّمَ ، فَحَبَسْتُهُ عَلَى خَزِيرٍ يُصْنَعُ لَهُ فَسَمِعَ أَهْلُ الدَّارِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَيْتِى فَثَابَ رِجَالٌ مِنْهُمْ حَتَّى كَثُرَ الرِّجَالُ فِى الْبَيْتِ . فَقَالَ رَجُلٌ مِنْهُمْ مَا فَعَلَ مَالِكٌ لاَ أَرَاهُ . فَقَالَ رَجُلٌ مِنْهُمْ ذَاكَ مُنَافِقٌ لاَ يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَقُلْ ذَاكَ أَلاَ تَرَاهُ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . يَبْتَغِى بِذَلِكَ وَجْهَ اللَّهِ » . فَقَالَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . أَمَّا نَحْنُ فَوَاللَّهِ لاَ نَرَى وُدَّهُ وَلاَ حَدِيثَهُ إِلاَّ إِلَى الْمُنَافِقِينَ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ حَرَّمَ عَلَى النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . يَبْتَغِى بِذَلِكَ وَجْهَ اللَّهِ » . قَالَ مَحْمُودٌ فَحَدَّثْتُهَا قَوْمًا فِيهِمْ أَبُو أَيُّوبَ صَاحِبُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَزْوَتِهِ الَّتِى تُوُفِّىَ فِيهَا وَيَزِيدُ بْنُ مُعَاوِيَةَ عَلَيْهِمْ بِأَرْضِ الرُّومِ ، فَأَنْكَرَهَا عَلَىَّ أَبُو أَيُّوبَ قَالَ وَاللَّهِ مَا أَظُنُّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مَا قُلْتَ قَطُّ . فَكَبُرَ ذَلِكَ عَلَىَّ فَجَعَلْتُ لِلَّهِ عَلَىَّ إِنْ سَلَّمَنِى حَتَّى أَقْفُلَ مِنْ غَزْوَتِى أَنْ أَسْأَلَ عَنْهَا عِتْبَانَ بْنَ مَالِكٍ - رضى الله عنه - إِنْ وَجَدْتُهُ حَيًّا فِى مَسْجِدِ قَوْمِهِ ، فَقَفَلْتُ فَأَهْلَلْتُ بِحَجَّةٍ أَوْ بِعُمْرَةٍ ، ثُمَّ سِرْتُ حَتَّى قَدِمْتُ الْمَدِينَةَ فَأَتَيْتُ بَنِى سَالِمٍ ، فَإِذَا عِتْبَانُ شَيْخٌ أَعْمَى يُصَلِّى لِقَوْمِهِ فَلَمَّا سَلَّمَ مِنَ الصَّلاَةِ سَلَّمْتُ عَلَيْهِ وَأَخْبَرْتُهُ مَنْ أَنَا ، ثُمَّ سَأَلْتُهُ عَنْ ذَلِكَ الْحَدِيثِ فَحَدَّثَنِيهِ كَمَا حَدَّثَنِيهِ أَوَّلَ مَرَّةٍ .
Tercemesi:
Mahmud'un iddiasına göre Rasulullah (sav) ile birlikte Bedir’de bulunanlardan birisi olan İtbân b. Malik el-Ensarî’yi (ra) şöyle demiştir:
Ben Salim oğulları mahallesinde bir topluluğa imamlık yapıyordum. Benimle onlar arasında bir vadi vardı ve yağmur yağdığı zaman, mescitlerinin önündeki bu vadiyi aşmak bana zor geliyordu. Bu sebeple Rasulullah’a (sav) geldim ve ona “artık gözlerim iyi görmüyor, benimle kavmim arasındaki vadide ise yağmur yağdığında sel oluyor. Bu bakımdan onu aşıp geçmek benim için zor oluyor, bu sebeple senin gelip evimde namazgâh edineceğim bir yerde namaz kılmanı arzu ediyorum” dedim. Rasulullah (sav) de "Yapacağım" buyurdu. Ertesi sabah Rasulullah (sav) ve Ebu Bekir (ra) günün sıcaklığının arttığı bir vakitte bana geldiler. Rasulullah (sav) içeriye girmek için izin istedi, ben de ona izin verdim. Daha oturmadan "evinin neresinde namaz kılmamı arzu edersin" buyurdu. Ben de ona namaz kılmayı arzu ettiğim yeri işaret ettim. Rasulullah (sav) kalktı, tekbir aldı ve biz de onun arkasında saf olduk. İki rekât namaz kıldırdı. Sonra o selam verdi, o selam verince, biz de selam verdik. Kendisi için hazırlanan, hazîr denilen yemeği yemek üzere, Onu alıkoydum. Rasulullah’ın (sav) evimde olduğunu işiten mahalle halkından erkekler de geldiler ve evimde hatırı sayılır miktarda erkek toplandı. İçlerinden bir adam “Malik ne yaptı, onu göremiyorum” dedi. Onlardan bir adam da “o bir münafıktır, Allah’ı ve Rasulünü sevmez” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "hayır, öyle deme, sen onun 'Lâ ilâhe illallah' dediğini ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözettiğini bilmiyor musun" buyurdu. Adam “Allah ve Rasulü elbette daha iyi bilir. Ama bizler Allah’a yemin olsun, onun münafıklardan başkasını sevdiğini de, başkasıyla konuştuğunu da görmüyoruz” dedi. Rasulullah (sav) "Şüphesiz Allah, 'Lâ ilâhe illallah' deyip onunla Allah’ın rızasını kazanmayı ümit eden kimselere, cehennemin ateşini haram kılmıştır" buyurdu.
Mahmud der ki: Ben bunu aralarında Rasulullah’ın (sav) arkadaşı Ebu Eyyûb’un da bulunduğu bir takım kimselere Ebu Eyyûb’un vefat ettiği ve Yezid b. Muaviye’nin komutan olduğu Rum diyarında anlattım. Ebu Eyyûb bana tepki göstererek şöyle dedi: Vallahi, Rasulullah’ın (sav) senin söylemiş olduğun şeyi söyleyeceğini asla zannetmiyorum. Onun böyle demesi bana çok ağır geldi. Bunun üzerine, bu gazvemden selametle dönmemi nasip edecek olursam, eğer İtbân b. Malik de kavminin mescidinde ve hala sağ olursa, mutlaka bunu ona soracağıma yemin ettim. Döndüğüm vakit, bir hac ya da bir umre yapmak üzere ihrama girdim. Sonra Medine’ye kadar yoluma devam ettim. Salim oğulları diyarına vardım. İtban’ı kavmine namaz kıldıran, gözleri görmeyen yaşlı bir zat olarak buldum. Namazı bitirip selam verince ben de ona selam verdim. Kim olduğumu ona söyledim. Sonra da o hadisi ona sorunca, o da bana, o hadisi ilk defa rivayet ettiği gibi rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teheccüd 36, 1/420
Senetler:
1. İtban b. Malik el-Ensârî (İtban b. Malik b. Amr b. Aclân)
2. Mahmud b. Rabi' el-Hazreci (Mahmud b. Rabi' b. Süraka b. Amr b. Zeyd b. Abde b. Amira)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Kelime-i Şahadet, Kelime-i Şehadetin Fazileti
KTB, NAMAZ,
KTB, TEVHİD
Münafık, Nifak / Münafık
Namaz, zaruret halinde evde kılmak
Teberrük, Allah Resûlü'nün musallasıyla
Tevhid, Kelime-i tevhidi söyleyene cehennemin haram olması
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9292, B001184
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى أَيُّوبَ قَالَ حَدَّثَنِى يَزِيدُ بْنُ أَبِى حَبِيبٍ قَالَ سَمِعْتُ مَرْثَدَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ الْيَزَنِىَّ قَالَ أَتَيْتُ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ الْجُهَنِىَّ فَقُلْتُ أَلاَ أُعْجِبُكَ مِنْ أَبِى تَمِيمٍ يَرْكَعُ رَكْعَتَيْنِ قَبْلَ صَلاَةِ الْمَغْرِبِ . فَقَالَ عُقْبَةُ إِنَّا كُنَّا نَفْعَلُهُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قُلْتُ فَمَا يَمْنَعُكَ الآنَ قَالَ الشُّغْلُ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yezid, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Mersed b. Abdullah el-Yezenî şöyle demiştir:
Ben, Ukbe b. Amir el-Cuhenî'ye geldim ve: 'Ebu Temîm'in yaptığı şey ile seni şaşırtayım mı? Ebu Temîm, akşam namazından önce iki rekat namaz kılıyor' dedim. Bunun üzerine Ukbe: 'Biz, Peygamber (sav) zamanında bunu kılardık, dedi. 'Şimdi seni, bunu kılmaktan alıkoyan nedir?' dedim. O da: 'İşle güçle uğraşmak' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teheccüd 35, 1/420
Senetler:
1. Ebu Amr Ukbe b. Âmir el-Cühenî (Ukbe b. Âmir b. Abs b. Amr b. Adî)
2. Ebu Hayr Mersed b. Abdullah el-Yeznî (Mersed b. Abdullah)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Ebu Yahya Said b. Miklas el-Huzaî (Said b. Miklas)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
Konular:
Nafile ibadet, akşamdan önce
حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى مَحْمُودُ بْنُ الرَّبِيعِ الأَنْصَارِىُّ أَنَّهُ عَقَلَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ، وَعَقَلَ مَجَّةً مَجَّهَا فِى وَجْهِهِ مِنْ بِئْرٍ كَانَتْ فِى دَارِهِمْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9293, B001185
Hadis:
حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى مَحْمُودُ بْنُ الرَّبِيعِ الأَنْصَارِىُّ أَنَّهُ عَقَلَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ، وَعَقَلَ مَجَّةً مَجَّهَا فِى وَجْهِهِ مِنْ بِئْرٍ كَانَتْ فِى دَارِهِمْ .
Tercemesi:
Bize İshak, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn Şihab, ona da Mahmud b. Rabi' el-Ensârî şöyle demiştir:
O, Peygamber'i düşünmüş ve kendi yurtlarındaki bir kuyudan Peygamber'in (sav) ağzına su alıp kendi yüzüne su püskürttüğünü hatırlamıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teheccüd 36, 1/420
Senetler:
1. Mahmud b. Rabi' el-Hazreci (Mahmud b. Rabi' b. Süraka b. Amr b. Zeyd b. Abde b. Amira)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Çocuk, Temyiz yaşı
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ أَيُّوبَ وَعُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اجْعَلُوا فى بُيُوتِكُمْ مِنْ صَلاَتِكُمْ وَلاَ تَتَّخِذُوهَا قُبُورًا » . تَابَعَهُ عَبْدُ الْوَهَّابِ عَنْ أَيُّوبَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9295, B001187
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ أَيُّوبَ وَعُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اجْعَلُوا فى بُيُوتِكُمْ مِنْ صَلاَتِكُمْ وَلاَ تَتَّخِذُوهَا قُبُورًا » . تَابَعَهُ عَبْدُ الْوَهَّابِ عَنْ أَيُّوبَ .
Tercemesi:
Bize Abdula‘lâ b. Hammad, ona Vüheyb, ona Eyyûb ve Ubeydullah, ikisine Nafi‘, ona da İbn Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namazlarınızın bir kısmını da evlerinizde kılınız. Evlerinizi kabir edinmeyiniz."
Abdülvehhab, Eyyûb’dan rivayetle ona mütabaatta bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teheccüd 37, 1/421
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
İbadet, nafile, evlerde
İbadet, Namaz
KTB, NAMAZ,
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عُمَيْرٍ عَنْ قَزَعَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ - رضى الله عنه - أَرْبَعًا قَالَ سَمِعْتُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَكَانَ غَزَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثِنْتَىْ عَشْرَةَ غَزْوَةً ح .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9303, B001188
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عُمَيْرٍ عَنْ قَزَعَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ - رضى الله عنه - أَرْبَعًا قَالَ سَمِعْتُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَكَانَ غَزَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثِنْتَىْ عَشْرَةَ غَزْوَةً ح .
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu‘be, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona da Kaza‘a şöyle rivayet etti: Ben Ebu Said’den (ra) dört şey işittim. O dedi ki: Ben Nebi’den (sav) (dört şey) işittim. O, Nebi ile birlikte on iki gazada bulunmuştu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fazlu's-Salât fî Mescid-i Mekke ve Medîne 1, 1/421
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Ğâdiye Kaze'a b. Yahya el-Basrî (Kaz'ea b. Yahya b. Esved)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
حَدَّثَنَا عَلِىٌّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ تُشَدُّ الرِّحَالُ إِلاَّ إِلَى ثَلاَثَةِ مَسَاجِدَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ، وَمَسْجِدِ الرَّسُولِ صلى الله عليه وسلم وَمَسْجِدِ الأَقْصَى » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9310, B001189
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىٌّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ تُشَدُّ الرِّحَالُ إِلاَّ إِلَى ثَلاَثَةِ مَسَاجِدَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ، وَمَسْجِدِ الرَّسُولِ صلى الله عليه وسلم وَمَسْجِدِ الأَقْصَى » .
Tercemesi:
Bize Ali, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Said, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“(İbadet maksadıyla) yükler ancak şu üç mescide gitmek için bağlanır: Mescid-i Haram, Rasulullah’ın (sav) mescidi ve Mescidi Aksâ.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fazlu's-Salât fî Mescid-i Mekke ve Medîne 1, 1/421
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
İbadethaneler, Mescid-i Aksa, saygınlığı
İbadethaneler, Mescid-i Haram, fazileti ve önemi
İbadethaneler, Mescid-i Nebi, fazileti ve önemi
KTB, NAMAZ,
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ قَالَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ رَبَاحٍ وَعُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ الأَغَرِّ عَنْ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ الأَغَرِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « صَلاَةٌ فِى مَسْجِدِى هَذَا خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ صَلاَةٍ فِيمَا سِوَاهُ إِلاَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9312, B001190
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ قَالَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ رَبَاحٍ وَعُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ الأَغَرِّ عَنْ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ الأَغَرِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « صَلاَةٌ فِى مَسْجِدِى هَذَا خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ صَلاَةٍ فِيمَا سِوَاهُ إِلاَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Zeyd b. Rebâh ile Ubeydullah b. Ebu Abdullah el-Ağar, onlara Ebu Abdullah el-Ağar, ona da Ebu Hureyre’nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“Benim bu Mescidimde bir vakit namaz, Mescid-i Haram müstesna, onun dışındaki bütün mescitlerde kılınacak bin namazdan hayırlıdır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fazlu's-Salât fî Mescid-i Mekke ve Medîne 1, 1/422
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdullah Selman el-Eğar (Selman)
3. Ubeydullah b. Selman el-Cühenî (Ubeydullah b. Selman)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
İbadethaneler, Mescid-i Haram, fazileti ve önemi
İbadethaneler, Mescid-i Nebi, fazileti ve önemi
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9313, B001191
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ - هُوَ الدَّوْرَقِىُّ - حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ ابْنَ عُمَرَ - رضى الله عنهما - كَانَ لاَ يُصَلِّى مِنَ الضُّحَى إِلاَّ فِى يَوْمَيْنِ يَوْمَ يَقْدَمُ بِمَكَّةَ ، فَإِنَّهُ كَانَ يَقْدَمُهَا ضُحًى ، فَيَطُوفُ بِالْبَيْتِ ، ثُمَّ يُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ خَلْفَ الْمَقَامِ ، وَيَوْمَ يَأْتِى مَسْجِدَ قُبَاءٍ ، فَإِنَّهُ كَانَ يَأْتِيهِ كُلَّ سَبْتٍ ، فَإِذَا دَخَلَ الْمَسْجِدَ كَرِهَ أَنْ يَخْرُجَ مِنْهُ حَتَّى يُصَلِّىَ فِيهِ . قَالَ وَكَانَ يُحَدِّثُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَزُورُهُ رَاكِبًا وَمَاشِيًا .
Tercemesi:
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona İbn Uleyye, ona Eyyûb, ona da Nafi’in rivayet ettiğine göre İbn Ömer (r.anhuma), kuşluk vaktinde ancak iki günde duhâ /kuşluk namazı kılardı. Mekke’ye geldiği gün o, Mekke’ye kuşluk vaktinde gelir, Beyt’i tavaf eder sonra Makam-ı (İbrahim’i)n arkasında iki rekât namaz kılardı. Diğeri ise Kubâ mescidine gittiği gün idi. O, Kubâ mescidine her cumartesi günü giderdi. Mescide girdiği vakit içinde namaz kılmadan çıkmak hoşuna gitmezdi. (Nâfi‘) dedi ki: Ayrıca (İbn Ömer) Rasulullah’ın (sav), Kubâ mescidini hem binekli hem yayan olarak ziyaret ettiğini söylerdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fazlu's-Salât fî Mescid-i Mekke ve Medîne 2, 1/422
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Abdî (Yakub b. İbrahim b. Kesir b. Zeyd b. Eflah)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Müslüman, peygamber sevgisi
Namaz, Nafile namazlar, Duha/Kuşluk Namazı
Namaz, Tahiyyetü'l-mescid
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9315, B001192
Hadis:
قَالَ وَكَانَ يَقُولُ إِنَّمَا أَصْنَعُ كَمَا رَأَيْتُ أَصْحَابِى يَصْنَعُونَ ، وَلاَ أَمْنَعُ أَحَدًا أَنْ يُصَلِّىَ فِى أَىِّ سَاعَةٍ شَاءَ مِنْ لَيْلٍ أَوْ نَهَارٍ ، غَيْرَ أَنْ لاَ تَتَحَرَّوْا طُلُوعَ الشَّمْسِ وَلاَ غُرُوبَهَا .
Tercemesi:
Bize Yakub, ona İbn Uleyye, ona Eyyüb, ona (Nafi‘) dedi ki: yine o (İbn Ömer) şöyle derdi: Ben ancak arkadaşlarımın yaptıklarını gördüğüm gibi yapıyorum. Gece ya da gündüzün dilediği herhangi bir saatinde, namaz kılmak isteyen hiçbir kimseye mani olmam. Şu kadar var ki güneşin doğuşunu da batışını da (namaz kılmak maksadıyla) seçercesine namaz kılmayın.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fazlu's-Salât fî Mescid-i Mekke ve Medîne 2, 1/422
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Abdî (Yakub b. İbrahim b. Kesir b. Zeyd b. Eflah)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Nafile Namaz, nafile ibadetin vakti
Namaz, vakti
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَأْتِى مَسْجِدَ قُبَاءٍ كُلَّ سَبْتٍ مَاشِيًا وَرَاكِبًا . وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ - رضى الله عنهما - يَفْعَلُهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9317, B001193
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَأْتِى مَسْجِدَ قُبَاءٍ كُلَّ سَبْتٍ مَاشِيًا وَرَاكِبًا . وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ - رضى الله عنهما - يَفْعَلُهُ .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülaziz b. Müslim, ona Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir:
Nebi (sav), her cumartesi günü Kubâ mescidine yürüyerek de binerek de gelirdi. Abdullah (ra) da böyle yapardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fazlu's-Salât fî Mescid-i Mekke ve Medîne 3, 1/422
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Abdülaziz b. Müslim el-Kasmelî (Abdülaziz b. Müslim)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Müslüman, peygamber sevgisi