11621 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Halid, ona Said b. Ebu Hilal, ona da Nuaym el-Mücbir'in rivayet ettiğine görekendisi şöyle demiştir:
Ebu Hureyre ile birlikte Mescid-i Nebînin üzerine çıkmıştım. Ebu Hureyre abdest aldı ve Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittiğini söyledi: "Ümmetim, abdest izlerinden dolayı kıyamet gününde abdest azaları parlar bir vaziyette çağrılacaktır. Öyleyse sizden kim azalarındaki parlaklığı artırabiliyorsa artırsın."
Açıklama: Hadisin "Ümmetim, abdest izlerinden dolayı kıyamet gününde abdest azaları parlar bir vaziyette çağrılacaktır." şeklinde tercüme edilen kısmı "Ümmetim, abdest izlerinden dolayı kıyamet gününde 'abdest azaları parlayanlar' diye isimlendirilecektir." şeklinde de çevrilebilir. Bk. el-Aynî, Umdetü'l-kârî, II, 248.
Hz. Âişe der ki: Bayram günü siyahiler harbe ve kalkanlarla oyun oynuyorlardı. Ya ben Rasulullah’a (sav) söyledim yahut da o "seyretmek ister misin?" buyurdu. Ben “evet” deyince beni yanağım yanağı üzerinde olduğu halde arkasında durdurdu. Bu arada "Göreyim sizi Erfede oğulları" buyurdu. Nihayet ben usanınca "Bu kadarı sana yeter mi?" dedi. Ben “evet” dedim. "o halde gidebilirsin" buyurdu.
Ahmed, İbn Vehb'den "felemmâ ğafele" şeklinde rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ahmed b. Ebu Musa arasında inkıta vardır.
Bana Muhammed b. Ğureyr ez-Zührî, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona İbn Şihâb, ona da Ubeydullah b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
İbn Abbâs ile Hür b. Kays b. Hisn el-Fezârî, Hz. Musa’nın arkadaşının kim olduğu hakkında tartıştılar. İbn Abbâs, onun Hızır olduğunu iddia etti. O sırada yanlarından Übeyy b. Ka’b geçiverdi. İbn Abbâs hemen onu çağırıp "ben ve arkadaşım, Hz. Musa'nın buluşmak için fırsat aradığı arkadaşının kim olduğu konusunda tartıştık. Sen onun hakkında Hz. Peygamber’in (sav) bir şey dediğini duydun mu?" diye sordu. Übey b. Ka’b "evet, ben Hz. Peygamber'in şöyle dediğini duydum" dedi. "Hz. Musa, İsrailoğullarından bir topluluk arasında bulunduğu sırada bir adam geldi ve ona 'Senden daha bilgili bir kimse tanıyor musun, Ey Musa?' diye sordu. Hz. Musa 'Hayır, tanımıyorum' cevabını verdi. Bunun üzerine Yüce Allah ona 'Bilakis, kulumuz Hızır vardır' buyurdu. Hz. Musa, Hızır’a ulaşmak için Allah’a niyazda bulundu, Yüce Allah balığı bu buluşma için bir işaret kıldı ve Hz. Musa'ya 'balığı kaybettiğin zaman (kaybettiğin yere) geri dön. (Orada) onunla buluşacaksın' denildi. Hz. Musa, denizde balığın peşini takip ediyordu. o sırada genç (hizmetçisi) Hz. Musa’ya 'kayaya sığındığımız zaman ben balığı unuttum. Onu bana ancak şeytan unutturdu' dedi. Hz. Musa 'aradığımız tam da buydu' dedi ve izleri üzerine gerisin geriye dönüp orada Hızır’ı buldular. İşte Allah’ın (ac) kitabında onların durumuna dair anlattığı şey budur."
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona da Hemmâm b. Münebbih'in rivayet ettiğine göre Hemmâm, Ebu Hureyre'yi şöyler derken işitmiştir:
Rasulullah (sav) "Abdesti bozulan bir kimse, yeniden abdest almadığı sürece namazı kabul olmaz." buyurdu. Bunun üzerine Hadramevtli bir adam 'Ey Ebu Hureyre! Abdestin bozulması ne demektir?' diye sormuş, o da 'Sessiz veya sesli bir şekilde yellenmektir.' şeklinde cevap vermiştir.
Açıklama: Metindeki 'hased'in 'gıpta' anlamında olduğuna dair bk. Fethü'l-Bâri, Dârü'l-Ma'rife, I, 167.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr, ona Küreyb, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etti:
"Rasulullah (sav) horlayacak derecede derin bir uykuya daldı, sonra da kalkıp namaz kıldı. -İbn Abbas hadisin bu kısmını 'Rasulullah uzanıp horlayarak uyudu. Sonra kalktı ve namaz kıldı.' şeklinde de ifade etmiş olabilir.
Ayrıca bu hadisi bize Süfyan birkaç defa Amr'dan, o Küreyb'den, o da İbn Abbas'tan rivayet etmiştir.
Buna göre İbn Abbas şöyle demiştir: 'Bir gece teyzem Meymune'nin yanında kalmıştım. O gece Rasulullah (sav) uykusundan uyanmıştı. Şöyle ki gece vakit biraz ilerleyince kalktı ve duvarda asılı duran bir tulumdan hafif bir abdest aldı. -Amr bu abdestin az bir suyla alındığını söylemiştir.- Sonra namaz kılmaya başladı. Ben de onun aldığı gibi abdest aldım ve gidip sol tarafında namaza durdum. -Süfyan yesar (sol) kelimesi yerine (aynı anlama gelen) şimal (sol) kelimesini kullanmıştır.- Rasulullah (sav) beni sağ yanına aldı ve Allah'ın dilediği kadar namaz kıldı. Ardından yatağına girip horlayarak uyudu. Sonra müezzin gelip ona namaz vaktinin girdiğini bildirdi. Rasulullah müezzinle birlikte namaza gitti ve yeniden abdest almaksızın namazı kıldırdı.
Süfyan b. Uyeyne biz Amr'a 'İnsanlar Rasulullah'ın (sav) gözlerinin uyuduğunu ancak kalbinin uyumadığını söylüyorlar." demiş, bunun üzerine Amr, Ubeyd b. Umeyr'in 'Peygamberlerin rüyası vahiydir.' dediğini ve ardından 'Rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum.' (Saffat 37/102) âyetini okurken işittiğini söylemiştir."
Açıklama: Hadisten anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber'in (sav) gözleri uyur, kalbi uyumazdı. Bu nedenle şayet abdestini bozmuş olsa bunu bilir ve abdest alırdı. Nitekim Hz. Peygamber'in (sav) bazen uykudan kalkınca abdest alıp, bazen ise almadığı nakledilmiştir (bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, Beyrut: Darü'l-Marife, 1379, I, 239).
Bize Ali, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Abbad b. Temim ona da amcası (Abdullah b. Zeyd el-Ensarî) şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah b. Zeyd, namazdayken abdestinin bozulduğu yönünde kuşkuya kapılan bir kimsenin ne yapması gerektiğini Rasulullah'a (sav) sormuş, Rasulullah da (sav) "Her hangi bir ses duymadığı veya koku almadığı sürece namazdan çıkmasın -veya ayrılmasın.-" buyurmuştur.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Musa b. Ukbe ona da İbn Abbas'ın mevlası Küreyb, Üsame b. Zeyd'den onu şöyle derken işittiğini nakletmiştir:
Rasulullah (sav) Arafat'tan ayrılıp dağ yoluna vardığında bineğinden inip tuvalet ihtiyacını giderdi. Sonra hafif bir abdest aldı. Ben kendisine 'Ey Allah'ın Rasûlü! Namaz?' deyince "Namaz ileride kılınacak." buyurdu ve bineğine bindi. Müzdelife'ye vardığında bineğinden indi ve güzelce abdest aldı. Namaz için kâmet getirildi ve akşam namazını kıldı. Ardından herkes develerini yerlerine çökertti. Sonra yatsı namazı için kamet getirildi. Rasulullah (sav) yatsıyı kıldı. Akşam ile yatsı arasında herhangi bir namaz kılmadı.
Bize Muhammed b. Abdurrahim, ona Ebu Seleme el-Huzaî Mansur b. Seleme, ona Süleyman b. Bilal, ona Zeyd b. Eslem, ona da Ata b. Yesar, İbn Abbas'tan şöyle rivayet etti:
İbn Abbas abdest alırken yüzünü yıkadı. Sonra bir avuç su alıp ağzına ve burnuna su verdi. Ardından bir avuç daha su alıp ellerini bir araya getirdi ve iki eliyle yüzünü yıkadı. Sonra bir avuç su alıp sağ kolunu yıkadı. Tekrar bir avuç daha su aldı, sol kolunu yıkadı ve sonra başını mesh etti. Yine bir avuç su alıp sağ ayağının üzerine döktü ve ayağını yıkadı. Ardından bir avuç daha su aldı ve bu suyla sol ayağını yıkadı. Sonra da "Rasulullah'ı (sav) işte böyle abdest alırken görmüştüm." dedi.