11724 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Münzir, ona Ma'n, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim Allah yolunda çift sadaka verirse, cennet kapılarından, 'Ey Allah'ın kulu! (Buraya gel!) Bu kapı hayırlıdır! diye çağrılır. Namaz ehlinden (çok namaz kılanlardan) ise de (cennetin) namaz kapısından çağrılır. Cihad ehlinden olan kimse de cihad kapısından çağrılır. Çok oruç tutan bir kişi ise Reyyân kapısından çağırılır. Sadaka ehlinden olup çok sadaka veren kimse de, sadaka kapısından çağırılır."
Bunun üzerine Ebu Bekir: 'Anam-babam sana feda olsun yâ Rasulallah! Bir kimsenin bu kapılardan sadece bir tanesinden çağrılması zorunlu mudur? Bir kişi bu kapıların hepsinden çağırılır mı?' diye sordu.
Rasulullah da: "Evet, (hepsinden çağırılabilir.) Ben, senin onlardan olmanı ümit ediyorum." buyurdu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Salim, ona da İbn Ömer'in söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Hilali) gördüğünüzde oruç tutun ve onu gördüğünüzde bayram yapın. Eğer hava bulutlu (kapalı) olursa takdir etmek (suretiyle ayı otuza tamamlayın)."
Başka bir ravi Leys'ten, o da Ukayl ve Yunus'tan 'Ramazan hilalini gördüğünüzde' şeklinde rivayet etmiştir.
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişâm, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kadir gecesini inanarak ve ecrini umarak ihya eden kişinin geçmiş günahları bağışlanır. Ramazan ayını inanarak ve ecrini umarak oruçla geçiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Musa b. İsmail, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da İbn Abbas (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Nebî (sav), iyilikte insanların en cömerdiydi. En cömert olduğu zaman da Ramazan'da Cebrâîl'in kendisi ile buluştuğu zamandı. Cebrâîl (as), bitene kadar Ramazan'da her gece kendisi ile buluşur, Nebî (sav) de ona Kur'ân okurdu. Hz. Peygamber (sav) Cebrâîl (as) ile buluştuğunda kesintisiz esen rüzgardan iyilikte daha cömert olurdu."
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona İbn Ebu Zi'b, ona Said el-Makburî, ona babası (Keysân el-Makburî), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Yalan söylemeyi ve yalan - dolanla iş yapmayı bırakmayan kimsenin yeme ve içmeyi terk etmesine Allah'ın ihtiyacı yoktur."
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Ebu Sâlih ez-Zeyyât, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah, 'oruç dışında Adem oğlunun her ameli kendisi içindir. (Oruç) ise benim içindir; onun karşılığını ben vereceğim' buyurmuştur. Oruç kalkandır! Sizden biri oruç tuttuğu günde ne kötü söz söylesin ne de kavga etsin. Eğer biri kendisine söverse ya da kendisiyle kavga ederse 'ben oruçluyum' desin. Muhammed'in canını kudretinde bulundurana yemin olsun ki, oruçlunun ağız kokusu Allah nezdinde misk kokusundan daha hoştur. Oruçlunun sevindiği iki özel an vardır. Biri iftar anı diğeri ise Rabbine kavuştuğunda orucu sebebiyle kuşandığı sevinçtir."