Giriş

Bize Ayyâş b. Velîd, ona Abdula'lâ, ona Ma'mer, ona İbn Tâvus, ona Babası (Tâvus b. Keysân) şöyle rivayet etmiştir:

Ben İbn Abbas'a, Hz. Peygamber'in "şehirli, köylünün malını satamaz" sözünün anlamını sordum, o da şöyle cevap verdi: "Şehirli, köylüye simsarlık edemez" dedi.


    Öneri Formu
13459 B002163 Buhari, Büyu', 71

Bize Müsedded, ona Yezîd b. Zürey, ona et-Teymî, ona Ebu Osman, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir:
(çok gözüksün diye) sütü memesinde biriktirilmiş bir hayvan satın alan kimse (sütü sağdıktan sonra onu geri vermek isterse, sağdığı süte bedel olarak) bir sâ (miktarı bir ürün) ile birlikte hayvanı geri versin. Abdullah der ki: Hz. Peygamber (sav), kervanları pazara girmeden önce karşılayıp (malı satın almayı) yasakladı.


    Öneri Formu
13463 B002164 Buhari, Büyu', 71

Bize Abdullah b. Yusuf, bize Malik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Birbirinizin satışı üzerine satış yapmayın. Şehir dışından ticaret mallarını pazara inmeden yolda karşılayıp (satın almayın)."


    Öneri Formu
13464 B002165 Buhari, Büyu', 71

Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona Nâfi, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir:
Biz ticaret kervanlarını yolda karşılayıp onlardan yiyecek satın alırdık. Hz. Peygamber (sav) kervan yiyecek pazarına ulaşmadan alışveriş yapmamızı yasakladı.

Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: Übeydullah'ın rivayeti, kervanı yolda karşılama olayının çarşının üst tarafında olduğunu açıklamaktadır.


    Öneri Formu
13465 B002166 Buhari, Büyu', 72

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Hişâm b. Urve, ona Babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
Berîre bana geldi ve "ben, hürriyetimi satın almak üzere, sahiplerimle her yıl bir ûkıyye (40 dirhem ödemek) üzere dokuz ûkıyye (360 dirhem) karşılığında anlaşma yaptım, bana yardım eder misin?" dedi. Ben de "eğer sahiplerin sen hürriyetine kavuştuktan sonra velayetini bana verirse, ben bu bedeli (dokuz ûkiyyeyi) onlara bir defada öderim" dedim. Bunun üzerine Berîre bu teklifi sahiplerine götürdü, ancak sahipleri bu teklifi reddetti. Sahiplerinin yanından döndüğünde Hz. Peygamber (sav) Âişe'nin yanında oturuyordu. Berîre Âişe'ye "teklifini onlara sundum, ancak velayetin kendilerine ait olmaları dışındaki teklifi reddettiler." dedi. Hz. Peygamber (sav) Berîre'nin dediğini duydu. Aişe de konuyu Hz. Peygamber'e anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Âişe'ye "Berîre'yi onlardan satın al ve velayet şartından onlar lehine vazgeç. Velayet hiç şüphesiz azat edene aittir" buyurdu. Âişe de Berîre'yi bu şekilde satın alıp hürriyetine kavuşturdu. Son­ra Rasûlullah (sav) insanlar içinde ayağa kalkıp Allah'a hamd ve sena et­ti, ardından "Bundan (Allah'a hamd ettikten) sonra, bazı adamlara ne oluyor ki Allah'ın kitabında bulunmayan şartlar öne sürüyorlar. Allah'ın kitabında bulunma­yan herhangi bir şart, yüz kere şart kılınmış olsa da muhakkak su­rette bâtıldır, Allah'ın hükmü uyulmaya en layık, Allah'ın şartı da en sağlam ve en güvenilecek şarttır. Velayet ancak hürriyete kavuşturan kimseye aittir." buyurdu.


    Öneri Formu
13467 B002168 Buhari, Büyu', 73

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. ömer (r.anhuma) şöyle demiştir:
Müminlerin annesi Âişe bir cariye satın alıp, onu hürriyete kavuşturmak istedi. Ca­riyenin sahipleri "Biz bu cariyeyi, velayet hakkı bizde olmak kaydıyla satarız" dediler. Âişe onların bu şartını Rasûlullah'a (sav) bildirdi. Rasûlullah (sav) "Bu şart, senin velâyet hakkına engel olmaz. Çün­kü velâyet hakkı azat edene aittir." buyurdu.


    Öneri Formu
13468 B002169 Buhari, Büyu', 73

Bize Ebu Velîd, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Mâlik ibn Evs, ona da Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Buğdayı buğdayla satmak faizdir, ancak tarafların peşin olarak alıp vermesi hariç. Arpayı arpa ile satmak faizdir, ancak tarafların peşin olarak alıp vermesi hariç. Hurmayı hurmayla satmak faizdir, ancak tarafların peşin olarak alıp vermesi hariç."


    Öneri Formu
13469 B002170 Buhari, Büyu', 74

Bize İsmail, ona Malik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav) muzâbene satışını yasakladı. Muzâbene ağaç üzerindeki yaş hurmayı (tahmin edip, fazla gelirse benimdir, eksik gelirse tamamlaması bana aittir, diyerek) ölçekle kuru hurma karşılığında satmaktır.
Aynı şekilde dalında yaş üzümü de (tahmin edip, fazla gelirse benimdir, eksik gelirse tamamlaması bana aittir, diyerek) ölçekle Kuru üzüm karşılığında satmaktır.


    Öneri Formu
13470 B002171 Buhari, Büyu', 75


Açıklama: أَعْلَى السُّوقِ çarşının üst tarafı esasında çarşının içinde anlamında çeviri yapılır. Zira bu ifade telakki'r-rukban/yani satıcıları şehre varmadan yolda karşılamak anlamında olmadığını beyan için kullanılmıştır.

    Öneri Formu
13466 B002167 Buhari, Büyu', 72


    Öneri Formu
13455 B001989 Buhari, Savm, 65