11724 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre (ra), Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"En hayırlı kadınlar, deveye binen kadınlardır. Kureyş kadınlarının en iyileri küçüklüğünde çocuğu üzerine en şefkatli olan ve kocasının malını koruma konusunda hassas olandır."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona Hz. Aişe (r.anha) rivayet ettiğine göre Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa b. Abdişems, Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Bedir'e katılanlardandı. Ebu Huzeyfe, Salim'i evlat edinmişti. Onu erkek kardeşinin kızı Hind bt. Velîd b. Utbe b. Rabia ile evlendirmişti. Salim, Ensar'dan bir hanımın azatlısıydı. Hz. Peygamber (sav) de Zeyd'i evlat edinmişti. Cahiliye devrinde bir adam bir çocuğu evlat edinirse, artık onun evladı olarak anılır ve ona mirasçı olurdu. Cenâb-ı Hak "Onları babalarına nispet ediniz..." (Ahzab, 33/5) ayetini indirene kadar böyle devam etti. Babasının kim olduğu bilinmeyen ise sizin din kardeşiniz ve dostunuzdur. Ebu Huzeyfe'nin eşi ve Süheyl b. Amr el-Kuraşî el-Âmirî'nin kızı olan Sehle Hz. Peygamber'e (sav) gelip “ey Allah'ın Rasulü, Salim'i çocuğumuz olarak görüyorduk. Sonra Allah onun hakkında bu ayetleri indirdi” dedi.
Ebu Yemân hadisi bu şekilde rivayet etmiştir.
Bize Saîd b. Telîd, ona İbn Vehb, ona Cerîr b. Hâzım; (T) Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, onlara Eyyûb, ona Muhammed, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"İbrahim yalnız üç kez hariç hiç yalan söylememiştir. İbrahim yanında eşi Sâre var iken bir gün bir zorba bir hükümdarın yanına yolu düştü..." -Hz. Peygamber olayın anlattı- "Nihayetinde o zorba hükümdar Sâre'ye, Hâcer'i hediye olarak verdi. Sâre, İbrahim'e “Allah o kâfirin bana zarar vermesini engelledi ve bana Hâcer'i hizmetçi olarak verdi” dedi.
Ebu Hureyre der ki: ey Mâu's-semâ oğulları (Araplar), işte sizin ananız budur.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona Salih b. Salih, ona eş-Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babasının (Ebu Musa el-Eş'arî) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Herhangi bir kişinin bir cariyesi olur da o cariyenin öğretimini en güzel şekilde yaparsa; onu en güzel şekilde terbiye eder eğitirse daha sonra da onu azat edip kendisiyle evlenirse o kişiye iki mükafat vardır. Ehl-i kitaptan herhangi bir kişi, kendi peygamberine iman eder ve bana da iman ederse o kişiye iki mükafat vardır. Herhangi bir köle, efendilerinin hakkını ve Rabbinin hakkını yerine getirirse o köleye de iki mükafat vardır.
Şa'bî muhatabına (Salih b. Salih'e) şöyle dedi: Bu rivayeti karşılıksız alabilirsin. Halbuki insanlar vaktiyle bundan daha kısa bir rivayet, daha az önemde bir mesele için Medine'ye kadar yolculuk yaparlardı. Bu hadisle ilgili olarak Ebu Bekir, ona Ebu Husayn, ona Ebu Bürde, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî) Hz. Peygamber'den (sav) şu ilaveyle hadisi rivayet etmiştir: "Onu azat eder, sonra da mehrini verirse."
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Hammâd, ona Sabit ve Şuayb b. Habhâb, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Safiye'yi azat etmiş, azatlığını da mehir olarak saymıştır.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Übeydullah, ona Saîd b. Ebu Saîd, ona babası (Ebu Saîd el-Makburî), ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir kadın ile dört özelliğinden; malı, soyu, güzelliği ve dindarlığından dolayı evlenilir. Sen dindar olanı seç ki elin bereketlensin."