11724 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Selâm, ona İbn Fudayl, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir) şöyle demiştir:
Havle bt. Hakîm, kendisini Peygamber'e (sav) eş olarak teklif eden kadınlardan birisiydi. Âişe “bir kadın kendisini, bir erkeğe teklif etmekten haya etmez mi?” dedi. (Âişe der ki:) Bunun üzerine "Hanımlarından dilediğinin sırasını erteleyebilir, dilediğini yanına alabilirsin. Bir süre uzak durduklarından da arzu ettiğini tekrar yanına almakta senin için bir sakınca yoktur..." (Ahzâb, 51) ayeti inince ben “Ey Allah'ın Rasulü, görüyorum ki Rabbin senin arzunun hızla gerçekleştiriyor” dedim.
Bu hadisi, Ebu Saîd el-Müeddib, Muhammed b. Bişr ve Abde b. Süleyman, Hişâm'dan, o da babası (Urve'den) o da Âişe'den rivayet etmiş ve bir kısmı rivayetinde ziyade yapmıştır.
Bize Malik b. İsmail, ona İbn Uyeyne, ona Zührî, ona Hasan b. Muhammed b. Ali ve kardeşi Abdullah, onlara da babaları (Muhammed b. Ali) şöyle demiştir:
Ali (ra), İbn Abbâs'a “Peygamber (sav), Hayber gazvesi zamanında Mut'a nikâhını ve evcil eşeklerin etinin yenilmesini yasakladı” demiştir
Bize Ali, ona Süfyân, ona Amr, ona Hasan b. Muhammed, ona da Cabir b. Abdullah ve Seleme b. Ekva şöyle demişlerdir:
"Bizler bir ordu içinde iken Rasulullah'ın (sav) elçisi bize geldi ve “Mut'a nikahı yapmanıza izin verildi, mut'a nikahı yapabilirsiniz” dedi."
İbn Ebu Zi'b der ki: Bana İyâs b. Seleme b. Ekva, ona da babası (Seleme b. Ekva)'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Herhangi bir erkekle bir kadın, süre belirlemeden evlenme konusunda mutabık kalırsa aralarındaki ilişki süresi üç gündür. Bundan sonra isterlerse evliliğe devam eder, isterlerse sonlandırırlar."
(Seleme b. Ekva der ki:) Bunun bize özel bir hüküm mü olduğu, yoksa bütün insanları mı kapsadığı konusunda bir bilgim yok.
Ebu Abdullah der ki: Hz. Ali, Peygamber'den (sav) rivayetle muta nikahının kaldırıldığını açıklamıştır.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih b. Keysân, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Ömer'in kızı Hafsa, Bedire katılan sahabilerden biri olan ve Medine'de vefat eden eşi Huneys b. Huzâfe es-Sehmî'den dul kaldığı zaman Ömer b. Hattâb şöyle der: Ben Osman b. Affân'a varıp Hafsa'yı ona teklif ettim ve “istersen sana Ömer'in kızı Hafsa'yı nikahlayayım” dedim. Osman “ben bu işi bir düşüneyim” dedi. Birkaç gece bekledikten sonra Osman bana “şu an itibarıyla evlenmemek düşüncesindeyim” dedi. Ömer der ki: Sonra Ebu Bekir'e varıp ona da “istersen Ömer'in kızı Hafsa'yı sana nikâhlayayım” dedim. Ebu Bekir sustu ve bana hiçbir cevap vermedi. Ben de ona, Osman'a öfkelendiğimden daha fazla öfkelendim. Birkaç gece bekledim. Sonra Hafsa'yı Rasulullah (sav) istedi. Ben de Hafsa'yı Rasulullah'a nikâhladım. Bu arada Ebu Bekir bana geldi ve “Hafsa'yı bana teklif ettiğinde sana bir cevap vermediğim zaman belki sen bana darılmışsındır?” dedi. Ben de “evet” dedim. Bunun üzerine Bunun üzerine Ebu Bekir “senin teklifine olumlu cevap vermekten alıkoyan şey, ben Rasulullah'ın (sav) Hafsa'yı almak istediğini dillendirdiğini iyi bilmem ve Rasulullah'ın sırrını açığa vurmak istemememdi. Şayet Rasulullah (sav), Hafsa'yı bıraksaydı, onu ben kabul ederdim” dedi.