Giriş

Bana Talk, ona Zâide, ona Mansûr, ona Mu'temir, ona da Mucâhid şöyle rivayet etmiştir:

İbn Abbâs "evlenme arzusunda olduğunuzu sezdirmenizde" ayetinde yer alan "sezdirme" ifadesi hakkında şöyle der: Erkek “ben evlenmek istiyorum, Keşke nasibimde sâliha bir hanım olsa” der. Kasım ise "tarizi/sezdirmeyi" şöyle tefsir etmiştir: Erkeğin, kadına “sen benim için çok değerlisin; sana meylim var; Allah sana daha hayırlı bir kısmet nasip edecektir” gibi sözler söylemesidir. Atâ da der ki: Erkek “benim sana ihtiyacım var, sevin; elhamdülillah, sen evlenilecek hanımsın” gibi ifadelerle ima yollu niyetini ifade eder, açıkça söylemez. Kadın da “söylediğin sözü işittim" der ama ona herhangi bir söz vermez. Kadının bilgisi olmadan onun velisi de bir söz veremez. Eğer kadın iddet beklerken bir erkeğe evlenme vadinde bulunsa sonra da er­kek o kadını nikâhlasa, iddetinin bitiminde artık onların evliliği sonlandırılamaz.

Hasan der ki: "kadınlarla gizlice buluşmak üzere sözleşmeyin" ayeti "Zina etmeyin" anlamındadır. İbn Abbâs'tan gelen görüşe göre "kitaptaki emredilen bekleme süresi sona ermeden" sözü, "iddet bitinceye kadar" anlamındadır.


    Öneri Formu
14598 B005124 Buhari, Nikah, 34

Bize Müsedded, ona Hammâd b. Zeyd, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:

Hz. Peygamber (sav) bana "seni, rüyamda gördüm. Melek, ipekten bir bez parçasında getirip 'işte bu senin eşindir' dedi. Yüzünden örtüyü açtığımda bir de baktım ki, o sensin. Bunun üzerine ben 'eğer bu Allah tarafından bana gösterilmiş ise, Allah bunu gerçekleştirir' dedim"


    Öneri Formu
14599 B005125 Buhari, Nikah, 35

Yahya b. Süleyman der ki: Bize İbn Vehb, ona ona Yunus; (T) Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, onlara İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Peygamber'in eşi Âişe şöyle rivayet etmiştir:

Cahiliye döneminde dört çeşit vardı. Birincisi bu­gün insanların yaptığı nikah şeklidir. Buna göre bir erkek birisinin velayeti altında bulunan bir hanıma veya kızına talip olur, sonra da mihrini vererek onunla evlenir.

İkincisi şöyledir: Bir adam, hayız halinden temizlenmiş olan karısına “Falanca (itibarlı) adama var git ve onunla cinsel ilişkiye girmeyi teklif et” der. Sonra, o adamdan hamile kaldığı belli oluncaya kadar eşine elini sürmez ve onunla ilişkiye girmez. Hamile olduğu belli olunca da kocası istediği zaman hamile eşiyle cinsel ilişkiye girer. Kocası bu (eşinin başka erkekten hamile kalması şeklindeki) nikahı soylu ve asil bir çocuk sahibi olma arzusu ile yapar. Bu nikâh, "Nikâhu'l-istibzâ" (eşinin bir başkasından, hamile kalmasını talep etme nikahı) olur.

Üçüncü nikah şekli şöyledir: On kişiden az bir grup erkek topla­nıp bir kadının yanına girer ve o kadınla ayrı ayrı cinsel ilişkiye girerler. Kadın onlardan hamile kalır, ardından çocuğunu doğurduktan bir kaç gün sonra o erkeklere haber gönderir. Erkeklerin hepsi zorunlu olarak o kadının yanında toplanırlar. Kadın onlara “ilişkinizden doğan çocuk işte bu. Doğurduğum bu çocuk senin oğlundur ey Falânca” diyerek istediği ve hoşlandığı bir adamın adını söyler ve çocuk o adamın nesebine kaydedilir, adam da bunu reddedemez.

Dördüncü nikâh şöyledir: Fahişelik yapan, fahişelik yaptığı bilinsin diye kapısına flaması asan ve yanına gelip kendisi ile ilişkiye girmeyi arzu eden herkesle ilişkiye giren fahişe kadınların yanına bir çok erkek girer çıkar. Sonra bu şekilde fuhuş yapan kadınlardan biri hamile kalıp çocuğunu doğurduğu zaman, o erkekler toplanır ve nesep tespitinde ve iz sürmede uzman bir kaç kişiyi çağı­rırlar. Sonra bu uzmanlar, çocuğu, kendilerince belirledikleri kimse­nin nesebine kaydederler. Böylece çocuk onun soyuna katılır ve o şahsın oğlu diye çağırılır. O kişi de bu nesep tespitini reddedemez.

Nihayet Muhammed (sav) hak peygamber olarak gönderilince insan­ların bugünkü nikâhı haricindeki tüm cahiliye nikâh şekillerini yok edip kaldırdı.


    Öneri Formu
14602 B005127 Buhari, Nikah, 36

Bize İbn Selâm, ona Ebu Muâviye, ona Hişâm, ona babası (Urve) şöyle rivayet etmiştir:

Âişe "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127) ayetinin tefsiri ile ilgili şöyle demiştir: Bu kız; erkeğin malında ona ortak olan ve onun himayesinde bulunan ama erkeğin onunla evlenmeyi istemediği, ayrıca malında kendisi aleyhine eksileceği için o kızcağızı başka bir adamla ev­lendirmediği ve evlenmekten alıkoyduğu yetim kızdır. İşte Allah o velilere böyle yapmayı yasakladı.


    Öneri Formu
14609 B005131 Buhari, Nikah, 37


    Öneri Formu


    Öneri Formu
14601 B005126 Buhari, Nikah, 35


    Öneri Formu
14605 B005128 Buhari, Nikah, 36


    Öneri Formu
14606 B005129 Buhari, Nikah, 36


    Öneri Formu
14607 B005130 Buhari, Nikah, 36


    Öneri Formu
14610 B005132 Buhari, Nikah, 37