11724 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud b. Hıdâş el-Bağdâdî, ona Muhammed b. Yezid el-Vâsıtî, ona da Asım b. Recâ’ b. Hayve, Kays b. Kesir’in şöyle dediğini nakletmiştir:
Bir adam Medine’den Şam’da bulunan Ebu Derdâ’nın yanına gelmişti. O (Ebu Derdâ) da: “Ey kardeşim seni buraya kadar getiren nedir?” diye sorunca adam “Senin Rasulullah’tan (sav) rivayet ettiğini haber aldığım bir hadistir” diye cevap verdi. Ebu Derdâ “Bir iş için gelmedin mi?” deyince Adam “Hayır” diye karşılık verdi. Ebu Derdâ “Ticaret için de mi gelmedin?” dedi. Adam: “Hayır, sadece o hadisi öğrenmek için geldim” dedi. Bunun üzerine Ebu Derdâ “Ben Rasulullah’ı (sav) işittim, şöyle buyuruyordu” dedi:
"Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah da o kişiyi cennetin yoluna koyar. Melekler, ilim talebesinden duydukları hoşnutluk sebebiyle, ona hürmeten kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde bulunanlar, hatta suyun içindeki balıklar bile âlim kişi için Allah’tan mağfiret dilerler. Âlimin âbide üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler, peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne altın ne de gümüş miras bırakmışlardır; onlar sadece ilmi miras bırakmışlardır. Kim bu mirastan nasiplenirse, büyük ve değerli bir pay elde etmiş olur."
Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadisi sadece Asım b. Recâ’ b. Hayve’nin rivayetiyle bilmekteyiz. Bu hadis, bende bu şekilde muttasıl değildir. Bize Mahmud b. Hıdâş bu isnadla rivayet etti. Bu hadis, bize Asım b. Recâ’ b. Hayve’den, ona Velîd b. Cemil’den, ona Kesîr b. Kays’tan, ona Ebu Derdâ’dan, ona da Nebî’den (sav) nakledilmiştir. Bu rivayet Mahmud b. Hıdâş rivayetinden daha sahihtir. Muhammed b. İsmail (el-Buhârî) de bu rivayeti daha sahih olduğu görüşündedir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَإِنَّ الْمَلاَئِكَةَ لَتَضَعُ أَجْنِحَتَهَا رِضًا لِطَالِبِ الْعِلْمِ
Bize Ali b. Hucr, ona Kurran b. Temmam el-Esedi, ona Ebu Ferve er-Rehâvi Yezid b. Sinan, ona Süleym b. Amir, ona Ebu Ümame şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e "Ey Allah’ın Rasulü! İki adam karşılaştığında bunlardan hangisi önce selam vermelidir?" denildi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "O ikidinden Allah’a en yakın olanı."
Ebu İsa şöyle demiştir: 'Bu hadis hasendir. Muhammed (İmam Buhari): 'Ebu Ferve er-Rehâvî sikaya yakın bir ravidir. Ancak oğlu Muhammed b. Yezîd kendisinden münker hadisler rivayet eder.'
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc; (T) Bana Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona İbn Cüreyc, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfî, ona İkrime b. Abdurrahman b. Hâris, ona da Ümmü Seleme şöyle haber vermiştir:
Peygamber (sav) hanımlarından bazısının evine bir ay süreyle girmeyeceğine yemin etti. Yirmi dokuz gün geçince günün başında yahut sonunda yanlarına girdi. Kendisine “Ey Allah'ın Peygamberi! Sen bir ay kadınların yanına girmemeğe yemin etmiştin?” denildi. Peygamber (sav) "Ay yirmi dokuz gün de olmaktadır" buyurdu.
Bize Müslim b. Hâtim el-Ensârî el-Basrî, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona babası (Abdullah b. Müsennâ), ona Ali b. Zeyd, ona Said b. Müseyyeb, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bana 'ey oğulcağızım! Eğer, kalbinde herhangi bir kimse için kin beslemeden sabahlayıp akşamlayabiliyorsan bunu yap' buyurdu. Ardından bana 'ey oğulcağızım, işte bu benim sünnetimdir. Sünnetimi ihya eden beni sevmiş olur. Beni seven de cennette benimle olur' buyurdu." Hadiste uzun bir kıssa anlatılmaktadır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu rivayet, bu tarikten hasen-garîb bir hadistir. Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, güvenilir (sika), babası, güvenilir (sika), Ali b. Zeyd de sadûktur. Ancak o, zaman zaman başkalarının mevkuf olarak rivayet ettiği hadisi merfu olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Velîd, ona da Şu'be “Ali b. Zeyd bize hadis rivayet ederdi. Kendisi çokça ref ederdi. (Mevkuf hadisleri merfu olarak rivayet ederdi.)” demiştir. Uzunca zikredilen şekliyle bu hadis dışında, Said b. Müseyyeb'in, Enes'ten rivayet ettiği başka bir hadis bilmiyoruz. Bu hadisi Abbâd b. Meysere el-Minkarî, Ali b. Zeyd'den, o da Enes'ten rivayet etmiş ama senette Said b. Müseyyeb'i zikretmemiştir. Ebu İsa der ki: Bu meseleyi Muhammed b. İsmail (el-Buhârî) ile müzakere ettim ancak o, bu hadisi tanımadı. Said b. Müseyyeb'in, Enes’ten ne bu hadisi, ne de başka bir hadisi rivayet ettiği bilinmemektedir. Enes b. Malik, 93/712 senesinde, Said b. Müseyyeb ise ondan iki sene sonra; 95/714 senesinde vefat etmiştir.
Açıklama: Tirmizi'nin değerlendirmelerinden "قَالَ أَبُو عِيسَى وَذَاكَرْتُ بِهِ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ فَلَمْ يَعْرِفْهُ" kısmı tam olarak anlaşılamamış; tercümeye ''..ancak o, bilgisinin olmadığını ifade etti.'' şeklinde yansıtılmıştır.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Halil b. Mürra, ona Yahya b. Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
"Ensâr'dan bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda oturur, Hz. Peygamber'den (sav) hadis dinler, dinledikleri hoşuna gider, ancak onları yazmazdı. Bu durumdan Hz. Peygamber'e(sav) yakındı ve 'ey Allah'ın Rasulü, ben senden hadis işitiyorum, hoşuma (da) gidiyor ancak ezberleyemiyorum' dedi. Rasulullah (sav), eliyle yazmayı kast ederek 'sağ elinden yardım al' buyurdu."
Bu konuda Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, isnadı zayıf (إِسْنَادُهُ لَيْسَ بِذَلِكَ الْقَائِمِ) olan bir hadistir. Muhammed b. İsmail (el-Buhârî'yi), “Halil b. Mürra, münkerü'l-hadistir” derken işittim.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed), ona da Yezîd b. Câriye'nin oğulları Abdürrahman ve Mucemmi şöyle rivayet etmiştir:
Babası, dul bir kadın olan Hansa bt. Hizam el-Ensâriye'yi, rızası dışında evlendirdi. O da bu evliliği istemeyip Rasulullah'a (sav) gidip şikâyet etti. Rasulullah (sav) da onun nikâhını iptal etti.