11724 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona Âişe, ona da Peygamber (sav); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Abde, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Rifâa el-Kurazî bir kadınla evlendi. Sonra da o kadını boşadı. Kadın da başka biriyle evlendi. Sonra bu kadın Peygamber'e gelip, kocasının cinsel ilişkiye giremediğini ve kocasının cinsel organın ancak elbise saçağı gibi gevşek olduğunu anlattı. Peygamber (sav) kadına "Sen ikinci kocanın balçığından tatmadıkça, kocan da senin balçığından tatmadıkça, ilk kocana dönemezsin" buyurdu
Bize Müsedded, ona Abdulvâhid, ona Ma'mer, ona Abdullah b. Tâvus, ona Babası (Tâvus b. Keysân), ona da İbn Abbas'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kervanları pazara girmeden önce yolda karşılamayınız. Şehirli kimse, köylünün malını onun namına cambazlık yaparak satamaz."
Tavus derki: Ben İbn Abbas'a, Hz. Peygamber'in "şehirli, köylünün malını satamaz" sözünün anlamını sordum, o da şöyle cevap verdi: "Şehirli, köylüye simsarlık edemez" dedi.
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsâme, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa'nın (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların birbirlerine karşı durumu şu adamın işçilerinin durumuna benzer. Adam, gün boyu kendisi için çalışması bir grup insanı istihdam eder. Bu işçiler öğlene kadar çalıştıktan sonra 'senin bize vereceğin ücrete bizim ihtiyacımız yok. Çalıştığımız boşa gitsin' dediler. Adam 'çalışmalarınızı heba etmeyin, işinizin geri kalanını tamamlayın da ücretinizi tastamam alın' dedi ama onlar çalışmaktan kaçınıp işi terk ettiler. Adam ardından başka bir başka iki kişiyi ücretle tutup onlara 'bugünün kalan işini tamamlayın, diğerlerine söz verdiğim ücreti size vereyim' dedi. Bu iki kişi de ikindi namazı vaktine kadar çalıştılar, sonra 'sana çalıştığımız boşa gitsin, bize vereceğin ücret de senin olsun' dediler Adam bunlara da 'işinizin geri kalanını tamamlayıp (ücretinizi alın). Gündüzden geri az bir şey kaldı' dedi. Ancak onlarda çalışmayı kabul etmediler. Adam geri kalan zamanı kendisi için çalışması bir grup kişi daha tuttu. Bunlar güneş batıncaya kadar öncekilerin kalan işlerini tamamladılar ve öncekilere vaat edilen ücreti tam olarak aldılar İşte onlarla (Yahudi ve Hıristiyanlarla) bu nuru kabul edenlerin (Müslümanların) durumu bu şekildedir."
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes şöyle söylemiştir: Abdurrahman b. Avf, bir çekirdek ağırlığında (altın mehir vererek) bir kadınla evlendi. Ardından Hz. Peygamber (sav) onda damatlık neşesi gördü ve durumunu sordu. Abdurrahman da 'ben bir kadınla bir çekirdek ağırlığında (altın mehir vererek) evlendim' dedi.
Katâde, Enes'ten 'Abdurrahman b. Avf bir çekirdek ağırlığındaki altını (mehir vererek) bir kadınla evlendi' şeklinde rivayette bulunmuştur.
Açıklama: Müd için bk. https://islamansiklopedisi.org.tr/mud