Bize Kuteybe, ona Abdülhamid b. Süleyman, ona İbn Aclân, ona İbn Vesîme en-Nasrî, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Dinini, ahlâkını beğendiniz bir kimse kızınıza talip olursa, onu evlendirin. Eğer böyle yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve yaygın bir fesat ortaya çıkar.” Tirmizi, 'Bu konuda Ebu Hâtim el-Müzenî ve Âişe’nin de rivayetleri vardır' demiştir.
(Yine) Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Ebu Hureyre’nin bu hadisinde, (ravilerden biri olan) Abdülhamid b. Süleyman’a muhalefet edilmiştir. Bu hadisi Leys b. Sa’d, İbn Aclân'dan, o (İbn Vesîme en-Nasrî'yi atlayarak) Ebu Hureyre'nin kölesinden, o da Hz. Peygamber'den (sav) mürsel (kopuk) olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi), (ilave olarak) şöyle demiştir: Muhammed (Buhari), Leys’in hadisinin sahih olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylemiş ve Abdülhamid’in naklettiği rivayeti mahfûz olarak nitelendirmemiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16534, T001084
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنِ ابْنِ وَثِيمَةَ النَّصْرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: "إِذَا خَطَبَ إِلَيْكُمْ مَنْ تَرْضَوْنَ دِينَهُ وَخُلُقَهُ، فَزَوِّجُوهُ. إِلاَّ تَفْعَلُوا، تَكُنْ فِتْنَةٌ فِى الأَرْضِ وَفَسَادٌ عَرِيضٌ." قَالَ: وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى حَاتِمٍ الْمُزَنِىِّ، وَعَائِشَةَ.
قَالَ أَبُو عِيسَى: حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ، قَدْ خُولِفَ عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ سُلَيْمَانَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ. رَوَاهُ اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ، عَنْ عَبْدِ ابى هريرة، عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم، مُرْسَلاً.
قَالَ أَبُو عِيسَى: قَالَ مُحَمَّدٌ: ’حَدِيثُ اللَّيْثِ أَشْبَهُ’. وَلَمْ يَعُدَّ حَدِيثَ عَبْدِ الْحَمِيدِ مَحْفُوظًا.
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Abdülhamid b. Süleyman, ona İbn Aclân, ona İbn Vesîme en-Nasrî, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Dinini, ahlâkını beğendiniz bir kimse kızınıza talip olursa, onu evlendirin. Eğer böyle yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve yaygın bir fesat ortaya çıkar.” Tirmizi, 'Bu konuda Ebu Hâtim el-Müzenî ve Âişe’nin de rivayetleri vardır' demiştir.
(Yine) Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Ebu Hureyre’nin bu hadisinde, (ravilerden biri olan) Abdülhamid b. Süleyman’a muhalefet edilmiştir. Bu hadisi Leys b. Sa’d, İbn Aclân'dan, o (İbn Vesîme en-Nasrî'yi atlayarak) Ebu Hureyre'nin kölesinden, o da Hz. Peygamber'den (sav) mürsel (kopuk) olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi), (ilave olarak) şöyle demiştir: Muhammed (Buhari), Leys’in hadisinin sahih olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylemiş ve Abdülhamid’in naklettiği rivayeti mahfûz olarak nitelendirmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Nikah 3, 3/394
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İbn Vesîme Züfer b. Vesîme en-Nasrî (Züfer b. Vesîme b. Malik b. Evs b. Hadesân)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Abdülhamid b. Süleyman el-Huzâî (Abdülhamid b. Süleyman b. Rafi')
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Evlilik, Ahlak, eş seçiminde din ve ahlakın öncelenmesi
Bize Muhammed b. Selam, ona Veki, ona da Uyeyne,şöyle demiştir:
Ma'mer der ki: Sufyân es-Sevrî bana “ailesine, bir yıl veya yılın bir bölümü yetecek kadar azığını kilere koyan adam hakkında bir şey duydun mu?” diye sordu. Ma'mer der ki: Bana bu konuda her hangi bir rivayet gelmedi. Sonra bir hadis hatırladım. Bu hadisi bize İbn Şihab ez-Zührî, ona da Malik b. Evs, ona da Hz. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Nadîr Oğulları hurmalığından elde edilen ürünü satarak, ailesinin bir yıllık azığını sağlardı.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16773, B005357
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ سَلاَمٍ أَخْبَرَنَا وَكِيعٌ عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ قَالَ قَالَ لِى مَعْمَرٌ قَالَ لِى الثَّوْرِىُّ هَلْ سَمِعْتَ فِى الرَّجُلِ يَجْمَعُ لأَهْلِهِ قُوتَ سَنَتِهِمْ أَوْ بَعْضِ السَّنَةِ قَالَ مَعْمَرٌ فَلَمْ يَحْضُرْنِى ، ثُمَّ ذَكَرْتُ حَدِيثًا حَدَّثَنَاهُ ابْنُ شِهَابٍ الزُّهْرِىُّ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَوْسٍ عَنْ عُمَرَ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَبِيعُ نَخْلَ بَنِى النَّضِيرِ ، وَيَحْبِسُ لأَهْلِهِ قُوتَ سَنَتِهِمْ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Selam, ona Veki, ona da Uyeyne,şöyle demiştir:
Ma'mer der ki: Sufyân es-Sevrî bana “ailesine, bir yıl veya yılın bir bölümü yetecek kadar azığını kilere koyan adam hakkında bir şey duydun mu?” diye sordu. Ma'mer der ki: Bana bu konuda her hangi bir rivayet gelmedi. Sonra bir hadis hatırladım. Bu hadisi bize İbn Şihab ez-Zührî, ona da Malik b. Evs, ona da Hz. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Nadîr Oğulları hurmalığından elde edilen ürünü satarak, ailesinin bir yıllık azığını sağlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 3, 2/388
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Said Malik b. Evs en-Nasrî (Malik b. Evs b. Hadesân b. Nasr b. Muaviye)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ebu Kasım Abdurrahman b. Sellam el-Cümehî (Abdurrahman b. Muhammed b. Sellam b. Nâsih)
Konular:
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Geçim, Hz. Peygamber, ailesinin geçimini sağlaması
Açıklama: Hadiste geçen ve 'ihtiyaçtan sonra arda kalandan' şeklinde tercüme ettiğimiz 'مَا كَانَ عَنْ ظَهْرِ غِنًى' ibaresi, kişinin 'kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını gördükten sonra kalan maldan vereceği sadaka' şeklinde anlaşılmıştır. Zira borcu olan bir kimsenin önce borcunu ödemesi, diğer ihtiyaçlarını gidermesi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri başkasına muhtaç etmeyerek onların ihtiyaçlarını giderdikten sonra kalan miktardan sadaka vermesi gerektiği kaydedilmiştir. Bkz. Aynî, Umdetü'l-Kârî, Beyrut: Dâru İhyâi't-Türâsi'l-Arabî, VIII, 293.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16771, B005356
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عُفَيْرٍ قَالَ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ خَالِدِ بْنِ مُسَافِرٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنِ ابْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « خَيْرُ الصَّدَقَةِ مَا كَانَ عَنْ ظَهْرِ غِنًى ، وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ » .
Tercemesi:
Bize Said b. Ufeyr, ona Leys b. Sa'd el-Fehmî, ona Abdurrahman b. Halid b. Müsafir, ona İbn Şihab ez-Zührî, ona Said İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) haber verdiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sadakanın en hayırlısı, ihtiyaçtan sonra arda kalandan verilen sadakadır. Sen sadaka vermeye bakmakla yükümlü olduğun kimselerden başla."
Açıklama:
Hadiste geçen ve 'ihtiyaçtan sonra arda kalandan' şeklinde tercüme ettiğimiz 'مَا كَانَ عَنْ ظَهْرِ غِنًى' ibaresi, kişinin 'kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını gördükten sonra kalan maldan vereceği sadaka' şeklinde anlaşılmıştır. Zira borcu olan bir kimsenin önce borcunu ödemesi, diğer ihtiyaçlarını gidermesi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri başkasına muhtaç etmeyerek onların ihtiyaçlarını giderdikten sonra kalan miktardan sadaka vermesi gerektiği kaydedilmiştir. Bkz. Aynî, Umdetü'l-Kârî, Beyrut: Dâru İhyâi't-Türâsi'l-Arabî, VIII, 293.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 2, 2/384
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Abdurrahman b. Halid el-Fehmi (Abdurrahman b. Halid b. Müsafir)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Osman Said b. Ufeyr el-Ensari (Said b. Kesir b. Ufeyr b. Müslim)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, verilecek yerler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16485, B005350
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِلْمُتَلاَعِنَيْنِ "حِسَابُكُمَا عَلَى اللَّهِ ، أَحَدُكُمَا كَاذِبٌ ، لاَ سَبِيلَ لَكَ عَلَيْهَا" قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَالِى . قَالَ: "لاَ مَالَ لَكَ ، إِنْ كُنْتَ صَدَقْتَ عَلَيْهَا ، فَهْوَ بِمَا اسْتَحْلَلْتَ مِنْ فَرْجِهَا ، وَإِنْ كُنْتَ كَذَبْتَ عَلَيْهَا ، فَذَاكَ أَبْعَدُ وَأَبْعَدُ لَكَ مِنْهَا"
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Süfyan, ona Amr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Ömer (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), karşılıklı lânetleşen eşlere şöyle buyurdu: "Hesabınız Allah’a aittir; ikinizden biri yalancıdır. Artık senin onun üzerinde bir hakkın yoktur."
Adam: 'Ey Allah’ın Rasulü, ya (mehir olarak verdiğim) malım?' dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Senin için mal yoktur. Eğer söylediğin doğru ise, o mehir onun sana helâl oluşunun karşılığıdır. Yok eğer ona iftira ettiysen bu mehri istemek sana daha uzak, ondan ayrılman daha da uzak olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 53, 2/383
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Boşanma, Liân-mülâane
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16486, B005351
Hadis:
حَدَّثَنَا آدَمُ بْنُ أَبِى إِيَاسٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَدِىِّ بْنِ ثَابِتٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ يَزِيدَ الأَنْصَارِىَّ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىِّ فَقُلْتُ عَنِ النَّبِىِّ فَقَالَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا أَنْفَقَ الْمُسْلِمُ نَفَقَةً عَلَى أَهْلِهِ وَهْوَ يَحْتَسِبُهَا ، كَانَتْ لَهُ صَدَقَةً » .
Tercemesi:
Bize Adem b. Ebu İyas, ona Şube (b. Haccâc el-Atekî), ona Adî (b. Sabit el-Ensarî), ona Abdullah b. Yezid el-Ensârî, ona da Ebu Mesud el-Ensârî (ra) rivayet etmiştir. Buna göre Abdullah b. Yezid el-Ensârî demiştir ki; "Ebu Mesud el-Enârî'ye (ra); 'Bunu Hz. Peygamber'den mi duydun? Yoksa kendi içtihadına dayanarak mı söylüyorsun?' diye sordum. Dedi ki; 'Hz. Peygamber'den (sav) duydum. Şöyle buyurdu: 'Bir müslüman, Allah rızasını gözeterek kendi ailesinin nafakasını karşıladığı zaman yaptığı bu harcama, onun için bir sadaka olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 1, 2/383
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Ümeyye Abdullah b. Yezid el-Evsî (Abdullah b. Yezid b. Zeyd b. Husayn b. Amr)
3. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, aileye yapılan harcama
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16492, B005354
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَعُودُنِى وَأَنَا مَرِيضٌ بِمَكَّةَ ، فَقُلْتُ لِى مَالٌ أُوصِى بِمَالِى كُلِّهِ قَالَ « لاَ » . قُلْتُ فَالشَّطْرُ قَالَ « لاَ » . قُلْتُ فَالثُّلُثُ قَالَ « الثُّلُثُ ، وَالثُّلُثُ كَثِيرٌ ، أَنْ تَدَعَ وَرَثَتَكَ أَغْنِيَاءَ خَيْرٌ مِنْ أَنْ تَدَعَهُمْ عَالَةً ، يَتَكَفَّفُونَ النَّاسَ فِى أَيْدِيهِمْ ، وَمَهْمَا أَنْفَقْتَ فَهُوَ لَكَ صَدَقَةٌ حَتَّى اللُّقْمَةَ تَرْفَعُهَا فِى فِى امْرَأَتِكَ ، وَلَعَلَّ اللَّهَ يَرْفَعُكَ ، يَنْتَفِعُ بِكَ نَاسٌ وَيُضَرُّ بِكَ آخَرُونَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona S'ad b. İbrahim, ona da Amir b. Sa'd, Sa'd b. Ebu Vakkas'ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
(Vedâ Haccı yılında) Mekke’de hastalığım dolayısıyla Hz. Peygamber (sav) ziyaretime gelirdi. Ben zengin bir adamım. Malımın tümünü sadaka olarak dağıtayım mı? diye sordum.
Peygamber (sav):
'Hayır (vasiyet etme)' buyurdu.
'Yarısını (vasiyet edeyim)? dedim.
'Hayır!' buyurdu.
'Üçte birini? dedim.
'Üçte bir(ini vasiyet et!); hatta üçte bir de çoktur. Mirasçılarını zengin bırakman, onları muhtaç bırakıp da halka avuç açtırmaktan hayırlıdır. Allah rızâsını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın. Allah’tan öyle umuyorum ki,(rızâsı için güzel işler yapınca) seni yükseltecek; (daha nice yıllar yaşayarak) kimi insanlar (müminler) senden fayda, kimileri de (kâfirler) zarar görecektir,' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 1, 2/383
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. İbn Ebu Vakkas Amir b. Sa'd el-Kuraşî (Amir b. Sa'd b. Malik b. Vüheyb)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Amel, salih amel
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Vasiyet, malı
Yargı, miras Hukuku
Bize Muhammed b. İsmail, ona Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî’nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah (cc), Zekariya'nın oğlu Yahya’ya (as), hem kendisinin amel etmesi hem de İsrailoğullarına emredip onların da amel etmeleri için beş şey emretti. Yahya (as) bu emri yerine getirmekte az kalsın gecikiyordu ki İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah sana gereğince amel etmen, İsrailoğullarına emretmen ve onların da gereğince amel etmeleri için beş şeyi emretmişti. Ya onlara bu emirleri sen bildir ya da ben bildireyim.' Yahya (as) 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya (as) onlara 'Allah bana gereğince amel edeyim, sizin de gereğince amel etmeniz için size bildirmem için şu beş şeyi emretti:
Onların ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali şuna benzer: Kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da, bu benim evim, bu da benim işim, sen işini yap, bana da kazandığından öde der. O köle çalışır, ancak ödemeyi efendisinden başkasına yapar. Hanginiz kölesinin böyle davranmasından razı olur?
Allah size bir de namazı emretti. Namaz kıldığınız vakit başka yöne dönüp bakmayın. Çünkü Allah yüzünü, başka tarafa bakmadığı sürece namazda olan kulunun yüzüne çevirir.
Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, bir topluluk arasında bulunup, yanında içerisinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan adama benzer. Hepsi, onun kokusundan oldukça hoşlanır. Gerçekten oruç tutan kişinin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.
Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şu adamın durumuna benzer: Düşmanı onu esir alıp, elini boynuna bağlamış ve boynunu vurmak üzere onu herkesin önüne getirmiş iken, onlara 'Ben az çok elimde ne varsa fidyemi verip kurtulmak istiyorum' deyip, kendisini fidyeyle onların ellerinden kurtarır.
Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanının koştura koştura peşinden geldiği (kaçan) adama benzer. Bu kimse nihayet son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.'
Nebi (sav) da şöyle buyurdu: 'Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, geri dönmesi hali müstesnâ, boynundan İslam’ın ipini çıkarmış olur. Kim de cahiliyye davası güderse, cehennemde diz üstü çökecektir.'
Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa, oruç tutsa da mı?' diye sordu. Rasulullah (sav) da 'Namaz kılsa ve oruç tutsa da!' dedi. Devamında da 'O halde ey Allah'ın kulları! Sizi müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah'ın davasını güdünüz' buyurdu." Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Muhammed b. İsmail (Buhârî) dedi ki: Hâris el-Eş’arî, sahabîdir ve bunun dışında başka rivayetleri de vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16667, T002863
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبَانُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ سَلاَّمٍ أَنَّ أَبَا سَلاَّمٍ حَدَّثَهُ أَنَّ الْحَارِثَ الأَشْعَرِىَّ حَدَّثَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"إِنَّ اللَّهَ أَمَرَ يَحْيَى بْنَ زَكَرِيَّا بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ يَعْمَلَ بِهَا وَيَأْمُرَ بَنِى إِسْرَائِيلَ أَنْ يَعْمَلُوا بِهَا، وَإِنَّهُ كَادَ أَنْ يُبْطِئَ بِهَا. فَقَالَ عِيسَى إِنَّ اللَّهَ أَمَرَكَ بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ لِتَعْمَلَ بِهَا وَتَأْمُرَ بَنِى إِسْرَائِيلَ أَنْ يَعْمَلُوا بِهَا، فَإِمَّا أَنْ تَأْمُرَهُمْ وَإِمَّا أَنَا آمُرُهُمْ. فَقَالَ يَحْيَى أَخْشَى إِنْ سَبَقْتَنِى بِهَا أَنْ يُخْسَفَ بِى أَوْ أُعَذَّبَ. فَجَمَعَ النَّاسَ فِى بَيْتِ الْمَقْدِسِ فَامْتَلأَ الْمَسْجِدُ وَتعَدُوا عَلَى الشُّرَفِ، فَقَالَ إِنَّ اللَّهَ أَمَرَنِى بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ أَعْمَلَ بِهِنَّ وَآمُرَكُمْ أَنْ تَعْمَلُوا بِهِنَّ.
أَوَّلُهُنَّ أَنْ تَعْبُدُوا اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا. وَإِنَّ مَثَلَ مَنْ أَشْرَكَ بِاللَّهِ كَمَثَلِ رَجُلٍ اشْتَرَى عَبْدًا مِنْ خَالِصِ مَالِهِ بِذَهَبٍ أَوْ وَرِقٍ فَقَالَ هَذِهِ دَارِى وَهَذَا عَمَلِى فَاعْمَلْ وَأَدِّ إِلَىَّ. فَكَانَ يَعْمَلُ وَيُؤَدِّى إِلَى غَيْرِ سَيِّدِهِ. فَأَيُّكُمْ يَرْضَى أَنْ يَكُونَ عَبْدُهُ كَذَلِكَ؟
وَإِنَّ اللَّهَ أَمَرَكُمْ بِالصَّلاَةِ. فَإِذَا صَلَّيْتُمْ فَلاَ تَلْتَفِتُوا، فَإِنَّ اللَّهَ يَنْصِبُ وَجْهَهُ لِوَجْهِ عَبْدِهِ فِى صَلاَتِهِ مَا لَمْ يَلْتَفِتْ.
وَآمُرُكُمْ بِالصِّيَامِ. فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ فِى عِصَابَةٍ مَعَهُ صُرَّةٌ فِيهَا مِسْكٌ. فَكُلُّهُمْ يَعْجَبُ أَوْ يُعْجِبُهُ رِيحُهَا. وَإِنَّ رِيحَ الصَّائِمِ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ.
وَآمُرُكُمْ بِالصَّدَقَةِ. فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَسَرَهُ الْعَدُوُّ، فَأَوْثَقُوا يَدَهُ إِلَى عُنُقِهِ وَقَدَّمُوهُ لِيَضْرِبُوا عُنُقَهُ، فَقَالَ أَنَا أَفْدِيهِ مِنْكُمْ بِالْقَلِيلِ وَالْكَثِيرِ، فَفَدَى نَفْسَهُ مِنْهُمْ.
وَآمُرُكُمْ أَنْ تَذْكُرُوا اللَّهَ، فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ خَرَجَ الْعَدُوُّ فِى أَثَرِهِ سِرَاعًا. حَتَّى إِذَا أَتَى عَلَى حِصْنٍ حَصِينٍ فَأَحْرَزَ نَفْسَهُ مِنْهُمْ. كَذَلِكَ الْعَبْدُ لاَ يُحْرِزُ نَفْسَهُ مِنَ الشَّيْطَانِ إِلاَّ بِذِكْرِ اللَّهِ.
قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا آمُرُكُمْ بِخَمْسٍ اللَّهُ أَمَرَنِى بِهِنَّ. السَّمْعُ وَالطَّاعَةُ وَالْجِهَادُ وَالْهِجْرَةُ وَالْجَمَاعَةُ، فَإِنَّهُ مَنْ فَارَقَ الْجَمَاعَةَ قِيدَ شِبْرٍ فَقَدْ خَلَعَ رِبْقَةَ الإِسْلاَمِ مِنْ عُنُقِهِ إِلاَّ أَنْ يَرْجِعَ. وَمَنِ ادَّعَى دَعْوَى الْجَاهِلِيَّةِ فَإِنَّهُ مِنْ جُثَا جَهَنَّمَ.
فَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ صَلَّى وَصَامَ؟ قَالَ وَإِنْ صَلَّى وَصَامَ. فَادْعُوا بِدَعْوَى اللَّهِ الَّذِى سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمِينَ الْمُؤْمِنِينَ عِبَادَ اللَّهِ." هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ. قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ الْحَارِثُ الأَشْعَرِىُّ لَهُ صُحْبَةٌ، وَلَهُ غَيْرُ هَذَا الْحَدِيثِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İsmail, ona Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî’nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah (cc), Zekariya'nın oğlu Yahya’ya (as), hem kendisinin amel etmesi hem de İsrailoğullarına emredip onların da amel etmeleri için beş şey emretti. Yahya (as) bu emri yerine getirmekte az kalsın gecikiyordu ki İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah sana gereğince amel etmen, İsrailoğullarına emretmen ve onların da gereğince amel etmeleri için beş şeyi emretmişti. Ya onlara bu emirleri sen bildir ya da ben bildireyim.' Yahya (as) 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya (as) onlara 'Allah bana gereğince amel edeyim, sizin de gereğince amel etmeniz için size bildirmem için şu beş şeyi emretti:
Onların ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali şuna benzer: Kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da, bu benim evim, bu da benim işim, sen işini yap, bana da kazandığından öde der. O köle çalışır, ancak ödemeyi efendisinden başkasına yapar. Hanginiz kölesinin böyle davranmasından razı olur?
Allah size bir de namazı emretti. Namaz kıldığınız vakit başka yöne dönüp bakmayın. Çünkü Allah yüzünü, başka tarafa bakmadığı sürece namazda olan kulunun yüzüne çevirir.
Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, bir topluluk arasında bulunup, yanında içerisinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan adama benzer. Hepsi, onun kokusundan oldukça hoşlanır. Gerçekten oruç tutan kişinin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.
Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şu adamın durumuna benzer: Düşmanı onu esir alıp, elini boynuna bağlamış ve boynunu vurmak üzere onu herkesin önüne getirmiş iken, onlara 'Ben az çok elimde ne varsa fidyemi verip kurtulmak istiyorum' deyip, kendisini fidyeyle onların ellerinden kurtarır.
Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanının koştura koştura peşinden geldiği (kaçan) adama benzer. Bu kimse nihayet son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.'
Nebi (sav) da şöyle buyurdu: 'Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, geri dönmesi hali müstesnâ, boynundan İslam’ın ipini çıkarmış olur. Kim de cahiliyye davası güderse, cehennemde diz üstü çökecektir.'
Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa, oruç tutsa da mı?' diye sordu. Rasulullah (sav) da 'Namaz kılsa ve oruç tutsa da!' dedi. Devamında da 'O halde ey Allah'ın kulları! Sizi müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah'ın davasını güdünüz' buyurdu." Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Muhammed b. İsmail (Buhârî) dedi ki: Hâris el-Eş’arî, sahabîdir ve bunun dışında başka rivayetleri de vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Emsal 78, 5/148
Senetler:
1. Ebu Malik Haris el-Eşarî (Haris b. Haris)
2. Ebû Sellâm Mamtur el-Esved el-Habeşî (Mamtur)
3. Zeyd b. Sellam el-Habeşî (Zeyd b. Sellam b. Memtur)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Yezid Ebân b. Yezîd el-Attâr (Ebân b. Yezîd)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
7. Muhammed b. İsmail el-Buharî (Muhammed b. İsmail el-Buharî)
Konular:
İbadet, Namaz
KTB, CİHAD
KTB, NAMAZ,
KTB, ORUÇ
Müşrik, vasıfları
Oruç Olgusu
Oruç, oruçlunun ağız kokusu
Peygamberler, Hz. Yahya
Tevhid, İslam inancı
Bize Yahya b. Kaza'a, ona Mâlik, ona Sevr b. Zeyd, ona Ebu Ğays, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir: "Dul kadınların ve fakirlerin nafakalarım kazanmaya koşan müslüman kimse, Allah yolunda savaşan mücahid gibidir, veya geceyi namazla geçiren, gündüz oruçlu abid bir kimse gibidir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16489, B005353
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ قَزَعَةَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَبِى الْغَيْثِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: " السَّاعِى عَلَى الأَرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، أَوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ "
Tercemesi:
Bize Yahya b. Kaza'a, ona Mâlik, ona Sevr b. Zeyd, ona Ebu Ğays, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir: "Dul kadınların ve fakirlerin nafakalarım kazanmaya koşan müslüman kimse, Allah yolunda savaşan mücahid gibidir, veya geceyi namazla geçiren, gündüz oruçlu abid bir kimse gibidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 1, 2/383
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ğays Salim el-Adevi (Salim)
3. Sevr b. Zeyd ed-Dîlî (Sevr b. Zeyd)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Yahya b. Kaze'a Kuraşi (Yahya b. Kaze'a)
Konular:
Fakir, Yoksul, Fakir ve yoksullar
Geçim, dul, yetim ve fakirlerin geçimini üstlenmek
Yardımseverlik, yardımlaşma
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « قَالَ اللَّهُ أَنْفِقْ يَا ابْنَ آدَمَ أُنْفِقْ عَلَيْكَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16487, B005352
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « قَالَ اللَّهُ أَنْفِقْ يَا ابْنَ آدَمَ أُنْفِقْ عَلَيْكَ » .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav): "Allah: 'Yâ Âdem oğlu, sen infak et, ben de sana infâk edeyim!' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 1, 2/383
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
İnfak, Allah yolunda
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا أَبُو صَالِحٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: "أَفْضَلُ الصَّدَقَةِ مَا تَرَكَ غِنًى ، وَالْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى ، وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ." تَقُولُ الْمَرْأَةُ إِمَّا أَنْ تُطْعِمَنِى وَإِمَّا أَنْ تُطَلِّقَنِى . وَيَقُولُ الْعَبْدُ أَطْعِمْنِى وَاسْتَعْمِلْنِى . وَيَقُولُ الاِبْنُ أَطْعِمْنِى ، إِلَى مَنْ تَدَعُنِى فَقَالُوا يَا أَبَا هُرَيْرَةَ سَمِعْتَ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ لاَ هَذَا مِنْ كِيسِ أَبِى هُرَيْرَةَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16769, B005355
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا أَبُو صَالِحٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: "أَفْضَلُ الصَّدَقَةِ مَا تَرَكَ غِنًى ، وَالْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى ، وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ." تَقُولُ الْمَرْأَةُ إِمَّا أَنْ تُطْعِمَنِى وَإِمَّا أَنْ تُطَلِّقَنِى . وَيَقُولُ الْعَبْدُ أَطْعِمْنِى وَاسْتَعْمِلْنِى . وَيَقُولُ الاِبْنُ أَطْعِمْنِى ، إِلَى مَنْ تَدَعُنِى فَقَالُوا يَا أَبَا هُرَيْرَةَ سَمِعْتَ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ لاَ هَذَا مِنْ كِيسِ أَبِى هُرَيْرَةَ .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyâs), ona A‘meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "En faziletli sadaka, verenin elinde kendisini müstağni kılan (zengin bırakmış olan) olandır. Veren el, alan elden hayırlıdır. Sadaka vermeye önce geçimini üstlendiğin kimselerden (ailenden) başla."
Kadın (kocasına) der ki: 'Ya beni doyurursun ya da beni boşarsın.' Köle der ki: 'Beni doyur ve beni çalıştır.' Çocuk der ki: 'Beni doyur; beni kime bırakacaksın?'
Oradakiler Ebu Hureyre’ye: 'Bunu Rasulullah’tan (sav) mı duydun?' diye sordular.
O da: 'Hayır, bu Ebu Hureyre’nin kesesindendir (kendi sözlerimdir).' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 2, 2/384
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
Hadis, hadis tenkidine örnekler
KTB, SADAKA
Sadaka, verilecek yerler
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Sahâbe, sahabiler ve hadîs