Giriş

Bize Kuteybe, ona Abdülhamid b. Süleyman, ona İbn Aclân, ona İbn Vesîme en-Nasrî, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Dinini, ahlâkını beğendiniz bir kimse kızınıza talip olursa, onu evlendirin. Eğer böyle yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve yaygın bir fesat ortaya çıkar.”
Tirmizi, 'Bu konuda Ebu Hâtim el-Müzenî ve Âişe’nin de rivayetleri vardır' demiştir.
(Yine) Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Ebu Hureyre’nin bu hadisinde, (ravilerden biri olan) Abdülhamid b. Süleyman’a muhalefet edilmiştir. Bu hadisi Leys b. Sa’d, İbn Aclân'dan, o (İbn Vesîme en-Nasrî'yi atlayarak) Ebu Hureyre'nin kölesinden, o da Hz. Peygamber'den (sav) mürsel (kopuk) olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi), (ilave olarak) şöyle demiştir: Muhammed (Buhari), Leys’in hadisinin sahih olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylemiş ve Abdülhamid’in naklettiği rivayeti mahfûz olarak nitelendirmemiştir.


    Öneri Formu
16534 T001084 Tirmizi, Nikah, 3

Bize Muhammed b. Selam, ona Veki, ona da Uyeyne,şöyle demiştir:

Ma'mer der ki: Sufyân es-Sevrî bana “ailesine, bir yıl veya yılın bir bölümü yetecek kadar azığını kilere koyan adam hakkında bir şey duydun mu?” diye sordu. Ma'mer der ki: Bana bu konuda her hangi bir rivayet gelmedi. Sonra bir hadis hatırladım. Bu hadisi bize İbn Şihab ez-Zührî, ona da Malik b. Evs, ona da Hz. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Hz. Peygamber (sav) Nadîr Oğulları hurmalığından elde edilen ürünü satarak, ailesinin bir yıllık azığını sağlardı.


    Öneri Formu
16773 B005357 Buhari, Nafakat, 3


Açıklama: Hadiste geçen ve 'ihtiyaçtan sonra arda kalandan' şeklinde tercüme ettiğimiz 'مَا كَانَ عَنْ ظَهْرِ غِنًى' ibaresi, kişinin 'kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını gördükten sonra kalan maldan vereceği sadaka' şeklinde anlaşılmıştır. Zira borcu olan bir kimsenin önce borcunu ödemesi, diğer ihtiyaçlarını gidermesi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri başkasına muhtaç etmeyerek onların ihtiyaçlarını giderdikten sonra kalan miktardan sadaka vermesi gerektiği kaydedilmiştir. Bkz. Aynî, Umdetü'l-Kârî, Beyrut: Dâru İhyâi't-Türâsi'l-Arabî, VIII, 293.

    Öneri Formu
16771 B005356 Buhari, Nafakat, 2


    Öneri Formu
16485 B005350 Buhari, Talak, 53


    Öneri Formu
16486 B005351 Buhari, Nafakat, 1


    Öneri Formu
16492 B005354 Buhari, Nafakat, 1

Bize Muhammed b. İsmail, ona Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî’nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah (cc), Zekariya'nın oğlu Yahya’ya (as), hem kendisinin amel etmesi hem de İsrailoğullarına emredip onların da amel etmeleri için beş şey emretti. Yahya (as) bu emri yerine getirmekte az kalsın gecikiyordu ki İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah sana gereğince amel etmen, İsrailoğullarına emretmen ve onların da gereğince amel etmeleri için beş şeyi emretmişti. Ya onlara bu emirleri sen bildir ya da ben bildireyim.' Yahya (as) 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya (as) onlara 'Allah bana gereğince amel edeyim, sizin de gereğince amel etmeniz için size bildirmem için şu beş şeyi emretti:
Onların ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali şuna benzer: Kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da, bu benim evim, bu da benim işim, sen işini yap, bana da kazandığından öde der. O köle çalışır, ancak ödemeyi efendisinden başkasına yapar. Hanginiz kölesinin böyle davranmasından razı olur?
Allah size bir de namazı emretti. Namaz kıldığınız vakit başka yöne dönüp bakmayın. Çünkü Allah yüzünü, başka tarafa bakmadığı sürece namazda olan kulunun yüzüne çevirir.
Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, bir topluluk arasında bulunup, yanında içerisinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan adama benzer. Hepsi, onun kokusundan oldukça hoşlanır. Gerçekten oruç tutan kişinin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.
Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şu adamın durumuna benzer: Düşmanı onu esir alıp, elini boynuna bağlamış ve boynunu vurmak üzere onu herkesin önüne getirmiş iken, onlara 'Ben az çok elimde ne varsa fidyemi verip kurtulmak istiyorum' deyip, kendisini fidyeyle onların ellerinden kurtarır.
Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanının koştura koştura peşinden geldiği (kaçan) adama benzer. Bu kimse nihayet son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.'
Nebi (sav) da şöyle buyurdu: 'Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, geri dönmesi hali müstesnâ, boynundan İslam’ın ipini çıkarmış olur. Kim de cahiliyye davası güderse, cehennemde diz üstü çökecektir.'
Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa, oruç tutsa da mı?' diye sordu. Rasulullah (sav) da 'Namaz kılsa ve oruç tutsa da!' dedi. Devamında da 'O halde ey Allah'ın kulları! Sizi müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah'ın davasını güdünüz' buyurdu."
Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Muhammed b. İsmail (Buhârî) dedi ki: Hâris el-Eş’arî, sahabîdir ve bunun dışında başka rivayetleri de vardır.


    Öneri Formu
16667 T002863 Tirmizi, Emsal, 78

Bize Yahya b. Kaza'a, ona Mâlik, ona Sevr b. Zeyd, ona Ebu Ğays, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir:
"Dul kadınların ve fakirlerin nafakalarım kazanmaya koşan müslüman kim­se, Allah yolunda savaşan mücahid gibidir, veya geceyi namazla geçiren, gündüz oruçlu abid bir kimse gibidir."


    Öneri Formu
16489 B005353 Buhari, Nafakat, 1


    Öneri Formu
16487 B005352 Buhari, Nafakat, 1


    Öneri Formu
16769 B005355 Buhari, Nafakat, 2