11727 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya, ona Süfyân, ona Mansûr; (T) Bize Zâide, ona Mansûr, onlara Talha, ona da Enes; (T) Bize Muhammed b. Mukâtîl, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Bazen aileme döndüğümde yatağımın üzerine düşmüş bir hurma buluyorum. Ancak yemek için aldığımda zekat (malı) olmasından endişe edip onu atıveriyorum."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yahya b. Said el-Kattân arasında inkıta vardır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman, ona Münbais'in azatlısı Yezîd, ona da Zeyd b. Halid el-Cüheni (ra) şöyle demiştir:
Bir adam gelip Hz. Peygamber'e (sav) buluntu malın hükmünü sordu. Rasulullah (sav) "onun ağız bağını ve çıkınını iyice belle sonra onu bir sene ilân et. Eğer sahibi gelirse, ona iade et, gelmezse onun tasarrufu sana aittir" buyurdu. Adam "ey Allah'ın Rasulü, buluntu koyunun hükmü nedir?" dedi. Rasulullah "o ya senin, ya mümin kardeşinin, yahut da kurdundur" buyurdu. Adam "ey Allah'ın Rasulü, buluntu devenin hükmü nedir?" diye sordu. Rasulullah (sav) "ondan sana ne? O hayvanın ayakkabısı ve su tulumu beraberindedir, sahibi onu buluncaya kadar, su kaynağına ulaşır ve ağaçlardan yer" buyurdu.
Bize Adem, ona Şu'be (T); yine bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Seleme, ona Süveyd b. Ğafele şöyle demiştir:
Ubeyy b. Ka'b (ra) karşılaştım, bana şöyle dedi: Ben bir kese (bulup) aldım; içinde yüz dinar vardı. hemen Peygamber'e (sav) getirdim. O da bana "Onu bir sene boyunca ilan et" buyurdu. Ben de bu keseyi bir sene boyunca ilân ettim. Fakat onu tanıyan kimseye tesadüf etmedim. Sonra Peygamber'e geldim. Hz. Peygamber (sav) "Bir sene daha bildir" buyurdu. Onu bir sene daha ilân ettim. Fakat sahibini bulamadım. Sonra üçüncü defa Peygamber'e geldim. Bu sefer Hz. Peygamber (sav) "Bu paranın kesesini, sayısını ve kesenin ağız bağını iyi koru. Sahibi gelirse keseyi ona ver, gelmezse ondan yararlan" buyurdu. Ben de ondan faydalandım.
Ravi (Şu'be) der ki: Daha sonra onunla (Suveyd b. Ğafele ile) Mekke'de karşılaştım bana "ilanın üç yıl mı, yoksa bir yıl mı olduğunu tam bilmiyorum."
Bize İsmail b. Abdullah, ona Süleyman, ona Yahya, ona Münbeis'in azatlısı Yezîd, onada Zeyd b. Halid (ra) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber'e (sav) buluntunun hükmü soruldu. Zeyd b. Hâlid, Hz. Peygamber'in bu soruya "sen onun çıkınını ve ağız bağını iyice belle. Sonra onu bir sene boyunca ilân et" cevabını verdiğini kesin bir dille ifade etmiştir. Ravi Yezîd der ki: Eğer buluntu sahibi çıkmazsa, bulup alan olan kimse ondan faydalanır ve buluntu onun yanında bir emanet olmuştur. Râvi Yahya der ki: "Onun yanında bir emanet olmuştur" sözü, Rasulullah'ın hadisine mi dahil yoksa Yezîd'in ifadesi mi bilmiyorum. Sonra o soran kişi "buluntu koyun hakkındaki görüşünüz nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "onu tut, al. Çünkü o ancak ya senin ya Mümin kardeşinin yahut da kurdundur" buyurdu. Râvi Yezîd der ki: buluntu koyun de ilân edilir. Sonra soran kimse tekrar "buluntu deve hakkındaki görüşünüz nedir?" diye sordu. Zeyd b. Hâlid der ki: Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ona serbest bırak, çünkü onun ayakkabısı ve su tulumu beraberindedir. Sahibi onu buluncaya kadar, kendisi su başına gelir ve ağaçlardan yer" buyurdu.
Açıklama: Yakacak ve kabir örtüsü olarak yaygın bir şekilde kullanıldığı için izhir bitkisi Resûl-i Ekrem tarafından bu hükmün dışında tutulmuştur. Mâlikîler sinameki otu, misvak ve baston yapımında kullanılan ağaçlar gibi günlük hayatta ihtiyaç duyulan bitkileri bu istisnaya dahil ederken Şâfiîler’in çoğunluğu, Hanbelîler’den Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ ve Ebü’l-Hattâb el-Kelvezânî dikenli zararlı bitkileri de aynı gruba sokmuşlardır. Harem’in kurumuş otlarından faydalanılması Hanefî, Şâfiî ve Hanbelîler tarafından câiz görülürken Mâlikî mezhebince helâl sayılmamıştır. bk. https://islamansiklopedisi.org.tr/harem--mekke-medine