Giriş

Bize Said b. Ufeyr, ona Leys, ona Abdurrahman b. Halid, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah, ona da babasının bildirdiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir adam (kibri sebebiyle) elbisesini yerlerde sürüdüğünde yer yarılıp yerin dibine batmıştır. O, kıyamete kadar gürültülü bir şekilde yere batmaya devam edecektir."
Bu hadisi Zührî'den rivayet etmekte Yunus, Abdurrahman b. Halid'e mutâbaat etmiştir. Bu hadisi Şuayb, Zührî'den merfu olarak rivayet etmemiştir.
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Vehb b. Cerîr, ona babası, ona amcası Cerîr b. Zeyd, ona Salim b. Abdullah b. Ömer, ona Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'den (sav) benzer bir hadisi nakletmiştir.


    Öneri Formu
18662 B005790 Buhari, Libâs, 5

Bize Matar b. Fadl, ona Şebâbe, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona Abdullah b. Ömer'in söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim böbürlenerek elbisesini yerde sürürse kıyamet gününde Allah ona (rahmet nazarıyla) bakmaz."

Şube bu hadisi atının üzerinde kadılık görevini yapmakta olduğu yere giderken Muhârib b. Disâr'la karşılaştığında ona sorduğunu Muhârib b. Disâr'ın da Abdullah b. Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) naklettiğini haber vermiştir.
Şu'be dedi ki; Muhârib b. Disâr'a 'Abdullah b. Ömer bu hadisi rivayet ederken izarı zikretti mi?' diye sordum. O, İbn Ömer'in izar ve gömlek şeklinde özel bir (tanımlama) yapmadığını söyledi. Cebele b. Sühaym ve Zeyd b. Eslem ve Zeyd b. Abdullah, İbn Ömer'den İbn Ömer de Rasulullah'tan (sav) yaptığı nakille Muhârib b. Disâr'a mütâbaat etmiştir. Ayrıca Leys, Nâfi'den o da İbn Ömer'den benzer bir rivayet nakletmiştir. Musa b. Ukbe, Ömer b. Muhammed ve Kudâme b. Musa, Salim'den, Salim İbn Ömer'den, İbn Ömer de Rasulullah'tan (sav) "Kim elbisesini sürüklerse.." hadisini rivayet ederek Nâfi'e mutâbaat etmişlerdir.


    Öneri Formu
18672 B005791 Buhari, Libâs, 5

Bize Kuteybe, ona Hammâd, ona Eyyûb, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam: 'Ey Allah'ın Elçisi, ihrama giren bir kişi elbise olarak neleri giyebilir?' diye sordu. Rasulullah (sav) bu soruya:
“İhramlı kişi gömlek, şalvar, bornoz ve mest giyemez. Ancak nalın (terlik, ayakkabı) bulamayacak olursa mest giysin; (ama) topuklarının altında kalacak şekilde (mestin konçlarını) kessin.” diye cevap verdi.


    Öneri Formu
18678 B005794 Buhari, Libâs, 8

Bize Abdullah b. Muhammed, ona (Süfyan) b. Uyeyne, ona Amr (b. Dinar), ona da Cabir b. Abdullah (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir:

Abdullah b. Übey kabre konulduktan sonra Hz. Peygamber (sav), kabrinin başına geldi ve onun kabirden çıkarılmasını emretti. Bu emir üzerine, naaş kabirden çıkarılarak Hz. Peygamber'in iki dizinin üzerine konuldu. Hz. Peygamber, Abdullah b. Übey'in üzerine tükrüğüyle üfledi ve kendi gömleğini de ona giydirdi. (Hz. Peygamber'in bunu niçin yaptığını) en iyi Allah bilir.


    Öneri Formu
18679 B005795 Buhari, Libâs, 8


    Öneri Formu
18661 B005789 Buhari, Libâs, 5

Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle rivayet etti:
Rifâa el-Kurazî'nin karısı Rasulullah'a (sav) geldi. Ben oturmakta idim. Rasulullah'ın (sav) yanında Ebu Bekir de vardı. Kadın: “Ey Allah’ın Rasulü! Ben Rifâa'nın nikâhı altında idim. Rifâa beni boşamış ve boşanmamı (üç talakla) kesinleştirmişti. Ondan sonra ben Abdurrahman b. Zebîr ile evlendim. Fakat hakikat şu ki vallahi Ey Allah’ın Rasulü! Abdurrahman'daki (erkeklik organı), şu elbise saçağı gibi gevşektir (o iktidarsızdır)” dedi. Kadın bunu söylerken kendi üst örtüsünden bir saçak tuttu (da gevşekliği onunla tarif etti). Bu sırada kapının önünde duran ve kendisine henüz içeriye girme izni verilmemiş olan Halid b. Sa'd da kadının bu sözünü işitti. Aişe şöyle devam etti: İşte bu Halid “Ey Ebu Bekir! Rasulullah'ın huzurunda açık saçık söylemekte olan bu kadının böyle konuşmasını engellemez misin!” dedi. Vallahi Rasulullah (sav) gülümsemekten başka bir şey yapmadı. Ve kadına "Sanırım ki, sen eski kocan Rifâa'ya dönmek istiyorsun. Ama (ikinci kocan Abdurrahman) o senin balcığından, sen de onun balcığından tatmadıkça (zifafa girmedikçe) bu olamaz." buyurdu.
Rasûlullah'ın bu kıssada söylediği hüküm, bundan sonra uygulanan bir sünnet oldu.


    Öneri Formu
18675 B005792 Buhari, Libâs, 6

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Âmir, ona İbrahim b. Nâfi', ona Hasan, ona Tavus, ona da Ebu Hüreyre şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) cimri ile cömert kimsenin durumunu, üzerinde demirden cübbe olan iki adamın durumuna benzetmiştir. Bu cübbe onların ellerini göğüslerine ve köprücük kemiklerine doğru sıkıştırmaktadır. Cömert kimse her sadaka verdiğinde cübbe genişler ve (ayak) izlerini silecek şekilde büyür. Cimri kimse her sadaka vermeye yeltendiğinde cübbesi daralır ve cübbenin her halkası olduğu yere iyice yapışır."
Ebu Hüreyre dedi ki: Ben, Rasulullah'ı (sav) yakasını işaret ederken gördüm, o şöyle diyordu: "Eğer sen onun cübbesini genişletmeye çalıştığını ve genişletemediğini görseydin (bu duruma şaşırırdın)."
İbn Tavus babasından, o da Ebu Zinad'dan o da A'rec'den yapmış olduğu rivayette 'iki cübbe' sözüyle ona mütabaat etmiştir.
Hanzala Tavus'tan o da Ebu Hüreyre'den 'iki cübbe' sözünü işitmiştir.
Cafer b. Rabîa da A'rec'den 'iki cübbe' sö­zünü nakletmiştir.


    Öneri Formu
18684 B005797 Buhari, Libâs, 9


    Öneri Formu
18676 B005793 Buhari, Libâs, 7


    Öneri Formu
18685 B005798 Buhari, Libâs, 10


    Öneri Formu
18681 B005796 Buhari, Libâs, 8