11727 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Yahya b. Saîd, ona Muhammed b. İbrahim et-Teymî, ona Alkame b. Vakkâs el-Leysî ona da Ömer b. Hattâb (ra) Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Ameller niyete göredir. Herkes için sadece niyet ettiği şeyin karşılığı vardır. Dolayısıyla kimin hicreti Allah (cc) ve Rasulu içinse, onun hicreti Allah’a ve Rasulü'nedir. Kimin hicreti elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı ise, onun hicreti de ne için hicret etmişse onadır."
Bize Ebu Numan, ona Hammâd, ona Eyyûb, ona Nâfi, ona İbn Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim bir köle üzerindeki, payını yahut bir kendi hissesini bağışlayıp azat ederse ve kölenin piyasa değeri kadar, adamda mal varsa (adamın malından ödenerek) köle azat olur."
Nâfi der ki: "Eğer bu zatın böyle bir malı yoksa, artık o köleden bu kişinin hissesi kadarı azat olur".
Eyyûb der ki: Bu malı olmayan adam hakkındaki hüküm, Nâfi'nin kendi sözü mü yoksa hadise dahil mi bilmiyorum.
Bize Müsedded, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Nadr b. Enes, ona Beşîr b. Nehîk, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim bir köle üzerinde (kendine düşen) payı yahut hisseyi bağışlayıp azat ederse, kölenin diğer hisseleri, eğer bir malı varsa bu kişinin malından ödenerek köle azat olur. Şayet malı yoksa, kölenin piyasa değeri tespit edilir, sonra o bedeli ödemesi için köle çok meşakkat verilmeden çalıştırılır"
Haccâc b. Haccâc, Ebân ve Musa b. Halef bu hadisi Katâde'den rivayet etmede (Saîd ibn Ebî Arûbe'ye) mutâbaat etmişlerdir.
Bu hadisi Şu'be kısaltmıştır
Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fadl b. Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer (r.anhuma), birden fazla sahibi olan köle ya da cariyenin, sahiplerinden birinin kendi payına düşen kısmı azat etmesi konusunda fetva verip şöyle derdi: O kişinin, kölenin tamamını azat etmesi gerekir. Eğer kölenin tamamını azat edecek miktarda malı varsa hissedarların paylarının piyasa değeri adaletli bir şekilde hesap edilerek hissedarlara payları ödenir ve hürriyete kavuşturulan köle serbest bırakılır. İbn Ömer, bu fetvasını Hz. Peygamber'den (sav) hulasa etmiştir.
Yine Leys b. Sa'd, İbn Ebu Zi'b, İbn İshak, Cuveyriye, Yahya b. Saîd ve İsmail b. Umeyye bu hadisi Nâfi'den; o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Muhammed b. Bişr, ona İsmail b. Kays, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Hureyre kölesiyle beraber İslâm'a girmek üzere (Medine'ye) gelirken, bu iki yolcudan her biri yolu şaşırıp birbirinden ayrı düşmüştü. Daha sonra Ebu Hureyre Peygamber'in (sav) beraberinde oturduğu sırada, köle çıkageldi. Peygamber (sav) hemen "ey Ebu Hureyre, bu senin kölendir, sana gelmiştir" buyurdu. Ebu Hureyre de “ben de seni şahit tutuyorum ki o köle artık hürdür” dedi ve Medine'ye gelirken söylediği şu beyti söyledi: “Beni küfür diyarından kurtaracak bu gece ne uzun, ne zorlu bir gecedir.”
Bize Übeydullah b. Saîd, ona Ebu Üsâme, ona İsmail b. Kays, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Ben (İslam'a girmek üzere) Medine'ye Peygamber'in huzuruna gelirken yolda “beni küfür diyarından kurtaracak bu gece ne uzun, ne zorlu bir gecedir” dedim. Ebu Hureyre der ki: Ve kölem de yolda benden kaçmıştı. Ebu Hureyre der ki: Peygamber'in (sav) huzuruna geldiğim zaman O'na biat ettim. O sırada köle çıkageldi. Rasulullah (sav) hemen bana hitaben "ey Ebu Hureyre, senin kölen bu mudur?" buyurdu. Ben de “artık o Allah rızası için hürdür” dedim ve o köleyi azat ettim.
Ebu Kureyb, Ebu Usâme'den yaptığı rivayette “hürdür” ifadesini kullanmadı.