11727 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona İsmail b. İbrahim b. Ukbe, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Üç kişi birlikte yürürken yağmura yakalandılar. Hemen dağdaki bir mağaraya sığındılar. Ardından mağaranın girişine dağdan büyük bir kaya düşüp üzerlerini tamamen kapattı. Bunun üzerine aralarından birisi diğerlerine şöyle dedi: Samimi olarak, sırf Allah rızası için yapmış olduğunuz amellere bakın da onları zikretmek suretiyle Allah’a dua edin. Umulur ki Allah mağaranın girişini açar. Bunun üzerine birisi şöyle dua etti: Ey Rabbim! Benim yaşlı ebeveynim ve küçük çocuklarım var. Ben onların geçimini sürü otlatarak (çobanlık yaparak) sağlarım. Sürüyü otlatıp eve döndüğümde sürüden sütü sağar çocuklarımdan önce anne-babama içirirdim. Bir gün otlan arazi uzak bir yerde olduğundan akşamleyin eve geç döndüm ve onları uyurken buldum. Sütleri sağdım ve kaba koyup yanlarına geldim başuçlarına dikildim. Fakat onları uykularından uyandırmayı da istemedim. Onlardan önce çocuklarıma süt içirmeyi de istemedim. Çocuklar ise açlıktan ayaklarımın dibinde açlıktan kıvranıyorlardı. İşte o gece fecir doğuncaya kadar orada dikildim, onlarda gece boyunca uyudular. Rabbim! Sen biliyorsun ki, ben bunu sırf senin rızan için yaptım. Bundan dolayı bizim için bir yarık aç da biz oradan gökyüzünü görelim diye dua etti. Allah onlara gökyüzünü görebilecekleri kadar bir yarık açtı. İkincileri de şöyle dua etti: Ey Rabbim! Benim amcamın bir kızı vardı ve bir onu bir erkeğin bir kadını sevebileceği en şiddetli şekilde seviyordum. Bir keresinde ondan kendisini bana sunmasını istedim. O da diretti ve yüz dinar getirmedikçe olmaz dedi. Ben de bu parayı kazanmak için çalıştım, sonunda yüz dinarı topladım. Ardından parayla birlikte ona gittim. Bacakları arasına yaklaştığımda bana Ey Allah’ın kulu! Allah’tan kork. Mührü açma. (Nikah olmadan bana dokunma.) dedi. Bunun üzerine ben de ondan uzaklaştım. Rabbim! Sen biliyorsun ki, ben bunu sırf senin rızanı kazanmak için yaptım. Bu nedenle bizim için bir yarık aç dedi. Allah onlar için yarığı biraz daha açtı. Üçüncüleri de şöyle dedi: Allah’ım, bir farak pirinç karşılığında bir işçi tutmuştum. O işçi işini bitirdiğinde geldi ve bana hakkım olan ücretimi ver’ dedi. Ben de hakkı olanı ona verdim. Fakat işçi bu ücreti almadan bırakıp gitti. Ben de onun pirincini zayi etmedim, aldım her sene ekip çoğalttım. Nihayet onun parasıyla da bir sürü sığır aldım bir de çoban tuttum. Bir süre sonra o işçi bana geldi ve Allah’tan kork! Bana zulmetme ve bana hakkımı ver’ dedi. Ben de ona git şu görünen sığırları ve çobanı al’ dedim. O: Allah’tan kork. Benimle alay etme!’ dedi. Ben de ona ben seninle alay etmiyorum. Bu sığırları ve çobanı al dedim. O da bunları alıp gitti. Rabbim! Sen biliyorsun ki ben bu işi sırf senin rızanı kazanmak için yaptım. Bunun hatırına kayanın kalan kısmını bizim için aç dedi. Allah da kayayı açıp onları kurtardı."
Açıklama: Zekat ölçüleri: "Farak : Otuz altı rıtıl yani dört bin altıyüz seksen dirhemlik bir miktar." (Bkz. Mehmet Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Ensar Yayınları, İstanbul, 2013, s. 135.) Rıtıl: Sıvı maddeler için kullanılan yüz otuz dirhemlik bir ölçek. Sa'ın sekizde biri. (Aynı eser, s. 480)
Bize Muhammed b. Velid, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) büyük günahları zikretti veya kendisine büyük günahlardan soruldu, O da şöyle buyurdu:
"Allah'a ortak koşmak, cana kıymak, anne ve babaya isyan etmektir." Ardından da "dikkat edin! Size büyük günahların en büyüğünü bildiriyorum: Bu yalan söylemektir veya yalancı şahitliktir" buyurdu.
Şube şöyle demiştir: Benim kanaatime göre Rasulullah (sav); "yalan şahitlik yapmaktır" demiştir.
Açıklama: 'Bu, yalan söylemektir veya yalan şahitlik yapmaktır' ifadesindeki 'veya' ravinin şüphesine işaret etmektedir. 'Cana kıymak' ifadesiyle, kişinin intihar etmesi anlaşılabileceği gibi, başkasını öldürmesi, hatta hiçbir gereksinim duyulmaksızın hayvanların ya da ağaçların katledilmesi de anlaşılabilir.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdulaziz b. Müslim, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etti:
Ömer b. el-Hattab, ibrişimle karışık alaca kumaştan yapılmış bir elbisenin satılmakta olduğunu gördü ve “Yâ Rasulallah! Bu elbiseyi satın al da onu cuma günleri ve elçilik heyetleri geldiği zamanlarda giyersin!” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Bunu ancak ahirette nasibi olmayan kimse giyer” buyurdu. Sonra Hz. Peygamber’e bu cinsten birçok elbiseler getirildi. O da Ömer’e bunlardan bir tane yolladı. Bunun üzerine Ömer (ra) “ Ben bu elbiseyi nasıl giyerim! Halbuki sen hakkında daha önce neler söylemiştin!” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Ben bunu sana giyesin diye vermedim, fakat onu satarsın ya da bir hanıma (verirsin) giydirirsin” dedi. Ömer de bu elbiseyi Mekke ahalisinden ve henüz İslâm’a girmemiş olan bir kardeşine yolladı.
Açıklama: Sahihu'l-Buhâri ravilerinden Ebu Zer el-Herevî Küşmeheî'den أي تعطيها غيرك şeklinde bir şerhle nakledilmiştir. Hz. Ömer bu kaftanı süt kardeşi Osman b. Hakim'e verdi. Ya da bu kişi Esma binti Vehb'ten doğan Zeyd b. Hattab'ın anne bir kardeşidir. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b.ebî Bekr b. Abdilmelik, İrşâdü's-sârî li şerhi sahihi'l-Buhârî (Mısır: el-Matbaatü'l-Kübrâ el-Emiriyye, 1323), 9/10.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan ve Şu'be, onlara Habîb; (T)
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Habîb, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelip ben de cihada geleyim dedi. Hz. Peygamber (sav) ona; "anan baban sağ mı?" diye sordu. Adam evet deyince Hz. Peygamber (sav); "sen onlara hizmet ederek cihat et" buyurdu.
Bize Ahmed b. Yunus, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Büyük günahların en büyüklerinden biri, kişinin kendi anne babasına lanet etmesidir." Ya Rasulullah! İnsan kendi anne babasına nasıl lanet eder? denildi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Kişi; birisinin babasına söver, o da karşılık olarak onun babasına söver, annesine söver."
Bize Sa'd b. Hafs, ona Şeyban, ona Mansur, ona Müseyyeb, ona Verrâd, ona da Mugîra'nın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah, sizlere, annelere (ve babalara) itaatsizlik etmeyi, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi, verilmesi gerekeni vermemeyi ve alınmaması gerekeni almayı haram kıldı. Ayrıca dedikoduyu, gereksiz (çok) soru sormayı ve malı zâyi etmeyi (savurganlığı) de sizin için hoş görmedi."
Bize İshak, ona Halid el-Vasıti, ona el-Cüreyrî, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona da babası (Nüfey' b. Mesruh) şöyle rivayet etmiştir.
Rasulullah (sav); "Size günahların en büyüğünü haber vereyim mi?" diye söze girdi. (Yanındakiler) 'Elbette haber ver Ey Allah'ın Rasulü! dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "Allah'a şirk koşmak ve anne babaya isyan etmektir" dedi. Bu arada arkasına dayanmaktayken oturdu ve şöyle devam etti:
"Dikkat edin! Bir de yalancı şahitliktir, dikkat edin! Yalancı şahitliktir, yalancı şahitliktir".
O kadar söyledi ki: Herhalde Rasulullah (sav) susmayacak dedik.
Bize Leys, ona Hişam, ona Urve, ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Kureyş'in Hz. Peygamber'le anlaşma yaptıkları dönemde annem beni ziyarete gelmişti. Annem arzu edip beni ziyarete geldi, onunla ilgileneyim mi? diye sordum. Hz. Peygamber de (sav); "evet, onunla ilgilen" buyurdu.
Bize el-Humeydî, ona Süfyan, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) zamanında annem benim yanıma gelmişti. Hz. Peygamber'e onunla ilgileneyim mi diye sordum. Hz. Peygamber (sav); "evet, onunla ilgilen" buyurdu.
Ravi Süfyan b. Uyeyne şöyle demiştir: Allah (cc) onun hakkında "sizinle din konusunda savaşmayanlara iyilik etmekten Allah sizi menetmez." (el-Mümtehine, 8).
Açıklama: Söz konusu ziyaret, Esma'ın annesinin müşrik, müslümanlarla müşriklerin arasında da bir anlaşma yapıldığı dönemde gerçekleşmiştir. Bu nedenle görüşme sadece fıkhi açıdan değil, stratejik açıdan da önemli görülmektedir. Nazil olan ayet ile, İslam'la savaşı olanların dışındakilerle görüşmede bir sakınca olmadığı ilke olarak belirlenmiştir.
Bize Yahya, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona Abdullah b. Abbas, ona da Ebu Süfyan şöyle rivayet etmiştir:
"Hirakl, Ebu Süfyan'ı huzuruna çağırmış ve Rasulullah'ı (sav) kastederek, size neyi emrediyor? diye sormuş. Ebu Süfyan da şöyle cevap vermiştir: Bize namazı, zekâtı, iffetli olmayı ve akrabaya yardım etmeyi emrediyor."
Açıklama: Buhari bu hadisin aslını Vahiy bölümünde B000007 zikretmiştir. İlgili rivayet incelendiğinde yukarıdaki tercümenin bu şekilde yapılması uygun görülmüştür.