11727 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Halid, ona Husayn, ona da Salim, ona da Câbir şöyle rivayet etti:
Bizden bir kişinin erkek çocuğu doğdu ve adını el-Kâsım koydu. Ona, Rasulullah'a (sav) sormadan çocuğa bu künyeyi vermeyelim, dediler. Kendisine sorduklarında Hz. Peygamber (sav),
"Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın." buyurdu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Eyyûb, ona İbn Sîrîn, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Ebu Kasım'dan (sav) şöyle buyurdu:
"Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona İbn Menkedir, ona da Câbir şöyle rivayet etti:
Bizden bir adamın erkek çocuğu dünyaya geldi. Adam ona 'el-Kasım' ismini verdi. Halk da ona 'Bizler sana Ebü'l-Kasım künyesini vermeyiz ve buna rıza da göstermeyiz' dedi. O da (bu durumu) Hz. Peygamber'e (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Sen oğluna Abdurrahman ismini ver."
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etti:
Said'in dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona "Adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi.
Said b. Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı" demiştir.
Bize Ali b. Abdullah ve Mahmud, bu ikisine Abdurrazzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) ona da dedesi (Hazn b. Ebu Vehb) bu geçen hadisi rivayet etti.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Ğassan, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl şöyle rivayet etti:
Ebu Useyd'in oğlu Münzir doğduğu zaman Hz. Peygamber'e (sav) getirildi. Rasullullah (sav) çocuğu dizine koydu. Babası Ebu Üseyd de orada oturmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber (sav) önünde bulunan bir şeye daldı. Ebu Üseyd bunu görünce Rasulullah'ın (sav) dizinden çocuğun alınmasını emretti. Rasulullah (sav) (çocuğun dizinde olmadığını) fark edince "Çocuk nerede?" dedi. Ebu Üseyd 'Biz onu eve geri gönderdik yâ Rasulallah!' diyerek cevap verdi. Rasulullah (sav) "Onun ismi ne idi?" diye sordu. Babası 'Fülan' dedi. Rasulullah (sav) "Fakat sen ona Münzir ismini ver!" buyurdu. Babası da o gün çocuğa Münzir ismini verdi.
Bize Sadaka b. Fadl, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Atâ b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti:
"Zeyneb'in adı Berre idi. Bu kız kendini temize çıkarıyor/övüyor, denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ona Zeyneb adını verdi."
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona İbn Cüreyc, ona da Abdulhamid b. Cübeyr b. Şeybe şöyle rivayet etti: Said b. Müseyyeb'in yanına oturdum. O bana şunu anlattı. Dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben, babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi.
Said İbnü’l-Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı." demiştir.