11627 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah, ona da Enes söyle demiştir:
Hz. Peygamber'i (sav) bir kaç kişiyle birlikte mescitte buldum. Başında bekledim. Bana "seni Ebu Talha mı gönderdi?" dedi. Ben de 'Evet!' dedim. O (sav) "Yemek için mi?" buyurdu. Ben 'Evet' dedim. Bu sefer çevresindekilere "Haydi kalkın." deyip yola koyuldu. Ben de önlerinden gittim.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab, ona da Mahmud b. er-Rabî şöyle rivayet etmiştir:
Nebi (sav), İtban b. Malik'in evine geldi ve "Evinin neresinde senin için namaz kılmamı arzu edersin?" diye sordu. İtbân der ki: Ben de ona bir yer işaret ettim. Nebi (sav) tekbir aldı, biz de onun arkasında saf tuttuk. O bize iki rekât namaz kıldırdı.
Bize Said b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Mahmud b. Rabî el-Ensarî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah’ın ashabından ve Ensar arasından Bedir’de bulunanlardan birisi olan, İtban b. Malik Rasulullah’ın (sav) yanına giderek “Ey Allah’ın Rasulü, artık gözlerim iyi görmüyor ve ben kavmime namaz kıldıran kimseyim. Yağmurlar yağınca benimle onlar arasındaki vadi sel olup taştığından ötürü onların mescidine ulaşamadığım için onlara namaz kıldıramıyorum. Bu sebeple ey Allah’ın Rasulü arzu ederim ki, gelip evimde namaz kılasın, ben de orayı namazgah edineyim” dedi. (Ravi) der ki: Rasulullah (sav) ona "İnşallah yapacağım" dedi. İtban der ki: Ertesi gün Rasulullah (sav) ve Ebu Bekir güneşin yükseldiği bir zamanda geldiler. Rasulullah (sav) içeri girmek için izin istedi. Ben de ona izin verdim. Daha oturmadan içeriye girdi ve "Evinin neresinde namaz kılmamı arzu edersin" buyurdu. (İtban) der ki: Ben ona evin bir tarafını gösterdim. Rasulullah (sav) ayakta durup tekbir aldı. Biz de kalkıp saf tuttuk. İki rekât namaz kıldıktan sonra selam verdi. Kendisi için hazırladığımız bir hazîre yemeği için onu alıkoyduk. Oradaki mahalle halkından birçok kimse de eve gelip toplandılar. Onlardan birisi “Malik b. Duhayşin –ya da Duhşum- nerede?” dedi. Aralarından birisi “O kişi münafık birisidir. Allah’ı ve Rasulü’nü sevmez” dedi. Rasulullah (sav) "Böyle deme, sen onun Allah rızasını arayarak 'Lâ ilâhe illallah' dediğini görmüyor musun?" buyurdu. O kişi “Ama biz onun hep münafıklara teveccüh gösterip onlara karşı samimi olduğunu görüyoruz” dedi. Rasulullah (sav) de "Şüphesiz Allah, Allah rızasını arayarak 'Lâ ilâhe illallah' diyen kimseye ateşi haram kılmıştır" buyurdu.
İbn Şihab der ki: Sonra ben Salim oğullarının ileri gelenlerinden Husayn b. Muhammed el-Ensarî’ye, Mahmud b. Rabi‘nin rivayet ettiği bu hadisi sordum, o da bu hadisi tasdik etti.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Eş'as b. Süleym, ona babası (Süleym b. Esved), ona da Mesruk, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
"Nebi (sav) her işinde -(mesela) abdest alırken, saçını tararken, (hatta) ayakkabısını giyerken- elinden geldiğince sağdan başlamayı severdi."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Âişe’nin rivayet ettiğine göre Ümmü Habibe ile Ümmü Seleme kendisine Habeşistan’da gördükleri ve içinde çeşitli suretler bulunan bir kiliseden söz ettiler. Sonra Nebiye (sav) bundan söz edince, o şöyle buyurdu:
"Bunlar, aralarında bulunan salih bir kişi öldü mü, onun kabri üzerine bir mescit inşa ederler ve o mescidin içine de o suretleri yaparlardı. Şüphesiz onlar, kıyamet gününde Allah nezdinde, yaratılmışların en kötüleridirler."