11627 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Velid, ona da Şu’be rivayet etti; (T)
Bana Bişr, ona Muhammed, ona Şu’be, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah (ra) şöyle rivâyet etti:
"İman eden ve imanlarına zulüm karıştırmayanlar (En’am 6/82) meâlindeki ayet indiği zaman Rasululah’ın (sav) ashâbı, 'Hangimiz nefsine zulmetmedi ki?' dediler. Bunun üzerine 'Allah'a ortak koşmak şüphesiz büyük bir zulümdür' (Lokmân: 31/13) meâlindeki âyet nazil oldu.
Bize Süleyman Ebu Rabi’, ona İsmail b. Cafer, ona Nâfi b. Malik b. Ebu Amir Ebu Süheyl, ona babası (Malik b. Ebu Amir), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler; vadettiğinde sözünde durmaz; kendisine bir şey emanet edildiğinde de hıyanet eder."
Bize Kabîsa b. Ukbe, ona Süfyan, ona el-A’meş, ona Abdullah b. Murra, ona Mesrûk, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Dört özellik vardır ki, kimde bir arada bulunursa o kişi tam münafık olur, kimde de bunlardan biri bulunursa onu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir huy kalmış olur. Bunlar: Kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder, konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünü tutmaz, biriyle tartışmaya girdiğinde haddi aşar."
Şu’be, bu hadisi el-A’meş’ten rivayet etmekte Süfyan es-Sevrî’ye mütâbaat etmiştir.
Bize Ebu Velîd, ona ona Şu'be, ona Süleyman, Mansûr ve Katâde, onlara Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ensâr'dan bizim bir adamın bir oğlu doğdu. Oğluna Muhammed adını vermek istedi. Şu'be, Mansûr'un rivayetinde şöyle demiştir: Ensar'dan olan bu kişi “ben oğlumu omuzu alıp onu Peygamber'e (sav) getirdim” dedi. Süleyman'ın hadisinde ise şöyle demiştir: Ensar'dan bir kişinin bir oğlu oldu. Ona Muhammed ismini vermek istedi. Peygamber (sav) "(çocuklarınıza) benim adımı verin ama künyemi kullanmayın. Hiç şüphesiz ben Kasım, (yani taksim edici) kılındım, aranızdaki taksimatı ben yaparım" buyurdu.
Husayn der ki Hz. Peygamber (sav) "Ben bir taksim edici olarak gönderildim, aranızdaki taksimatı ben yaparım" buyurdu.
Amr der ki: Bize Şu'be, ona Katâde, ona Sâlim, ona da Câbir şöyle rivayet etmiştir: Ensar'dan biri oğluna Kasım ismini vermek istedi. Peygamber (sav) de "Çocuklarınıza benim adımı koyun, ama künyem ile de isimlendirmeyin" buyurdu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Amr b. Merzûk arasında inkıta vardır.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu’be, ona Vasıl b. Ahdeb, ona da Ma’rûr şöyle rivayet etmiştir:
Ben Rebeze'de Ebu Zerr ile karşılaştım. Üzerinde bir elbise, kölesinin üzerinde de benzer bir elbise vardı. Kendisine bunun (kölesi ile aynı cins elbise giyiyor olmasının) sebebini sordum. Bunun üzerine şöyle anlattı: Bir keresinde bir adamla karşılıklı olarak birbirimize kötü sözler söyledik; ben de onu anasından dolayı ayıpladım. Bunun duyduğunda Hz. Peygamber (sav) bana şöyle dedi:
"Yâ Ebu Zerr! Sen anasından dolayı mı onu ayıpladın? Sen, cahiliyye izlerini taşıyan bir kimsesin. Hizmetçileriniz sizin kardeşlerinizdir. Allah onları sizin hizmetinize vermiştir. Her kimin hizmetinde kardeşi bulunursa, ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara güçlerinin yetmeyeceği bir işi yüklemeyiniz. Şayet yüklerseniz, onlara yardım ediniz."
Bize Abdurrahman b. Mübârek, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb ve Yunus, onlara Hasan, ona da Ahnef b. Kays şöyle rivayet etti:
Ben (Cemel savaşı sırasında) şu adama (Hz. Ali) yardım etmek için gidiyordum. Ebu Bekre ile karşılaştım. Bana 'Nereye gitmek istiyorsun?' diye sordu. Ben de 'Şu adama (Hz. Ali) yardım edeceğim!' dedim. Ebu Bekre bana, 'Geri dön! Çünkü ben Rasul-i Ekrem’in (sav) "İki müslüman kılıçlarıyla karşı karşıya geldikleri zaman ölen de, öldüren de ateştedir" buyurduğunu duydum. Ben 'Yâ Rasulallah! Öldüreni anladık. Ama ölene ne oluyor?' diye sordum. Rasul-i Ekrem şöyle buyurdu:
"Çünkü o da arkadaşını öldürmeye azmetmişti."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona el-A’rec, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Her kim inanarak ve karşılığını Allah'tan umarak kadir gecesini ihya ederse, geçmiş günahları mağfiret olunur."
Bize Haramî b. Hafs, ona Abdulvâhid, ona Umâra, ona Ebu Zür’a b. Amr b. Cerîr, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Allah, kendi yolunda cihada çıkan kimseye ‘Onu evinden çıkaran şey yalnız bana iman ve elçilerimi tasdik ise, nail olacağı ecir ve ganimetle (sağ salim yurduna) geri getireceğim veya cennete koyacağım' diye taahhütte bulunmuştur. Ümmetime meşakkat verecek olmasaydım, hiçbir cihad müfrezesinin arkasından geri kalmazdım. Yemin olsun ki Allah yolunda öldürülüp diriltilmek, ondan sonra öldürülüp diriltilmek, ondan sonra da öldürülmek isterdim!"
Bize Ebu Velîd, ona ona Şu'be, ona Süleyman, Mansûr ve Katâde, onlara Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ensâr'dan bizim bir adamın bir oğlu doğdu. Oğluna Muhammed adını vermek istedi. Şu'be, Mansûr'un rivayetinde şöyle demiştir: Ensar'dan olan bu kişi “ben oğlumu omuzu alıp onu Peygamber'e (sav) getirdim” dedi. Süleyman'ın hadisinde ise şöyle demiştir: Ensar'dan bir kişinin bir oğlu oldu. Ona Muhammed ismini vermek istedi. Peygamber (sav) "(çocuklarınıza) benim adımı verin ama künyemi kullanmayın. Hiç şüphesiz ben Kasım, (yani taksim edici) kılındım, aranızdaki taksimatı ben yaparım" buyurdu.
Husayn der ki Hz. Peygamber (sav) "Ben bir taksim edici olarak gönderildim, aranızdaki taksimatı ben yaparım" buyurdu.
Amr der ki: Bize Şu'be, ona Katâde, ona Sâlim, ona da Câbir şöyle rivayet etmiştir: Ensar'dan biri oğluna Kasım ismini vermek istedi. Peygamber (sav) de "Çocuklarınıza benim adımı koyun, ama künyem ile de isimlendirmeyin" buyurdu.
Bize Ebu Velîd, ona ona Şu'be, ona Süleyman, Mansûr ve Katâde, onlara Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ensâr'dan bizim bir adamın bir oğlu doğdu. Oğluna Muhammed adını vermek istedi. Şu'be, Mansûr'un rivayetinde şöyle demiştir: Ensar'dan olan bu kişi “ben oğlumu omuzu alıp onu Peygamber'e (sav) getirdim” dedi. Süleyman'ın hadisinde ise şöyle demiştir: Ensar'dan bir kişinin bir oğlu oldu. Ona Muhammed ismini vermek istedi. Peygamber (sav) "(çocuklarınıza) benim adımı verin ama künyemi kullanmayın. Hiç şüphesiz ben Kasım, (yani taksim edici) kılındım, aranızdaki taksimatı ben yaparım" buyurdu.
Husayn der ki Hz. Peygamber (sav) "Ben bir taksim edici olarak gönderildim, aranızdaki taksimatı ben yaparım" buyurdu.
Amr der ki: Bize Şu'be, ona Katâde, ona Sâlim, ona da Câbir şöyle rivayet etmiştir: Ensar'dan biri oğluna Kasım ismini vermek istedi. Peygamber (sav) de "Çocuklarınıza benim adımı koyun, ama künyem ile de isimlendirmeyin" buyurdu.