11635 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Vehb ve Vehb b. Osman, onlara Musa b. Ukbe, ona Nâfi ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Sizlerden her hangi biriniz sofrada yemek yerken namaz için kamet getirilse bile yemeğini bitirene kadar acele etmesin."
Bu hadisi İbrahim b. Münzir, Vehb b. Osman’dan rivayet etmiştir. Vehb ise Medineli’dir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Züheyr b. Muaviye arasında inkita vardır.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Hişam, ona babası (Urve b. ez-Zübeyr), ona da Ayşe (r.anha) Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Akşam yemeği (sofraya) konulup da (akşam) namazı kılınmak üzere olursa (önce) akşam yemeğine başlayınız."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“Akşam yemeği önünüze konulduğu vakit akşam namazını kılmadan yemeğe başlayınız. Acele edip de yemeğinizi bırakmayınız.”
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Her hangi birinizin akşam yemeği (sofraya) konulup da (akşam) namazı kılınmak üzere olursa (önce) akşam yemeğine başlayınız. Kişi, yemeği bitirinceye kadar acele etmesin."
İbn Ömer’in önüne yemek konulur, (öte yandan) namaza başlanırdı da imamın kıraatini işittiği halde yemeği bitirmedikçe namaza gitmezdi.
Bize İshak b. Nasr, ona Hüseyin, ona Zâide, ona Abdülmelik b. Ümeyr, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) hastalandı ve hastalığı da şiddetlendi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Ebu Bekir'e söyleyin de insanlara namaz kıldırsın " buyurdu. Bunun üzerine Aişe “Ebu Bekir ince yürekli bir kimsedir. O senin makamında insanlara namaz kıldırmaya güç yetiremez” dedi. Peygamber "Ebu Bekir'e söyleyin insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe yine aynı şeyleri söyleyince, Peygamber: "Ebu Bekir'e söyle de insanlara namazı kıldırsın. Şüphesiz siz kadınlar, Yusuf Peygamber’in yanındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu. Ardından Ebu Bekir'e haberci geldi ve Peygamber, hayattayken insanlara o namaz kıldırdı.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da müminlerin annesi Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) hastalığında "Ebu Bekir'e emredin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben “Ebu Bekir senin makammda ağlamaktan (kıraati) insanlara duyuramaz. Ömer'e emret de insanlara namazı o kıldırsın” dedim. Aişe şer ki: Ben Hafsa'ya da aynı şekilde Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir senin makamında durduğunda ağlamaktan (kıraati) insanlara duyuramaz. Ömer'e emret de insanlara namazı o kıldırsın” demesini söyledim. Hafsa dediğimi yaptı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Yeter (sus)! Şüphesiz sizler Yusuf Peygamber'in yanındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e emredin, insanlar için namazı o kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Hafsa, Aişe'ye hitaben “Zaten ben senden bir hayır gelmez ki” dedi.
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona da ez-Zührî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in hizmetini gören sahabeden Enes b. Mâlik el-Ensârî (ra) şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'in (sav) ölüm döşeğinde olduğu günlerde namazları Ebu Bekir kıldırıyordu. (Son) Pazartesi günü saf tutmuş namaz kılıyorduk. Birden Rasulullah (sav) odanın perdesini açarak bize bakmaya başladı. Ayakta duruyordu ve mübarek yüzü mushaf yaprağı gibi bembeyaz, parıldıyordu. Sonra tebessüm etti ve güldü. Onu görmenin sevinciyle az kalsın namazı bozacaktık. Hz. Peygamber'in (sav) namaza geldiğini zanneden Ebu Bekir geri geri yürüyüp safa katılmak istedi. Hz. Peygamber (sav) bize 'namazınızı tamamlayın' diye işaret etti. Sonra içeri girdi ve perdeyi indirdi. Aynı gün vefat etti."