11727 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona Sevr, ona da Halid b. Ma’dân, Ebu Ümame’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) sofrasını kaldırdığı zaman şöyle dua ederdi: 'Rabbimiz! Tertemiz ve çok, bereketli, ne kadar yapsak da yetersiz kalacak, dilimizden düşürmediğimiz ve vazgeçemediğimiz tüm övgüler sanadır Allah'ım."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Muhammed -b. Ziyâd-, ona Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Birinize hizmetçisi yemek getirdiği zaman eğer onu yanına oturtup yediremeyecekse (hiç olmazsa) ona bir iki yemelik veya bir iki lokmalık yemek versin. Çünkü yemeği pişirirken sıcaklığa ve zahmete o hizmetçi katlanmıştır."
Bize Abdullah b. Ebu Esved, ona Ebu Üsame, ona A'meş, ona da Şakik'in rivayet ettiğine göre Ebu Mesud el-Ensarî şöyle demiştir:
"Ensar'dan Ebu Şuayb diye bir adam ve onun kasap bir kölesi vardı. Bir gün Hz. Peygamber (sav) ashabı ile beraberken Ebu Şuayb Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi ve O'nun aç olduğunu yüzünden anladı. Derhal kasap olan kölesine gitti ve 'Bana beş kişiye yetecek yemek yap. Davet edeceğim beş kişiden biri Nebi (sav) olacak' dedi. Bunun üzerine köle azıcık bir yemek yaptı. Sonra Ebu Şuayb, Hz. Peygamber'e (sav) gelip onu yemeğe davet etti. Rasul-i Ekrem (sav) ve arkadaşları Ebu Şuayb'ın evine giderlerken peşlerine altıncı bir kişi takıldı. Eve vardıklarında Efendimiz (sav) 'Ey Ebu Şuayb! Peşimize biri daha takıldı. İstersen içeri girmesine izin ver, istersen verme' buyurdu. Ebu Şuayb, 'Olur mu öyle şey, buyursun gelsin!' dedi."