11727 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Velîd, ona Leys, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şurayh el-Huzâî şöyle rivayet etmiştir "(Peygamber (sav) bu hadisi tebliğ ederken) Kulaklarım (Onu (sav)) duydu, kalbim (Onun (sav) sözünü) iyice ezberledi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu 'Misafirlik üç gündür. (Bu üç günden birinci gün ve gece) misafirin câizesidir.' 'Onun câizesi nedir?" diye soruldu. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu '(Misafirin câizesi) bir gündür (bir gün ve bir gecelik ağırlanma). Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun'."
Açıklama: Hadiste geçen "câize" kelimesi, misafire özel olarak hazırlanan hediye (câize) mahiyetindeki bir gün ve bir gecelik yemek/ikram anlamına gelir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Muhammed b. Zibrikan, ona Musa b. Ukbe, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Âişe, Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Aşırıya gitmeksizin hep dosdoğru olanı yapınız. (Ona gücünüz yetmezse) ona yaklaşmaya gayret ediniz ve müjde ile sevininiz, hiç şüphesiz hiçbir kimseyi kendi ameli cennete sokamaz." Ashab “Seni de mi ey Allah’ın Rasulü?” dediler. O "evet ben bile. Ama Allah beni bir mağfiret ve rahmete bürümüştür" buyurdu.
Râvi der ki: Zannederim bu hadisi Ebu Nadr, Ebu Seleme'den, o da, Âişe’den rivayet etmiştir.
Affan da der ki: Bize Vuheyb, ona Musa b. Ukbe, ona Ebu Seleme, ona da Âişe'nin rivayetinde Nebi (sav): “Dosdoğru olanı yapınız ve size müjdeler olsun” buyurmuştur.
Mücâhid der ki: "seddidû" dosdoğru ve doğru söz söyleyiniz demektir.
Bize Abdülazîz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikram etsin."
Bize İshak, ona Ravh b. Ubade, ona Şu'be, ona Huseyn b. Abdurrahman, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Ümmetimden yetmişbin kişi, hesaba çekilmeden cennete girecektir. Onlar efsun yapmazlar, uçan hayvanlarla uğursuzluk olacağı görüşüne gitmezler ve her hususta Rabb'lerine güvenip dayanırlar."
Açıklama: Burada zikredilen 70.000 rakamını kesretten kinaye olarak görmek gerekir. Hesapsız cennete gitmeyi ise, inançlarına şirk bulaştırmadıkları ve Allah'a tam bir tevekkül ile inandıkları için, huzurda tek tek yaptıklarının hesabını vermeye mahal bırakmadan Allah Teala tarafından affedilecekleri şeklinde anlamak gerekmektedir.
Bize Ali b. Müslim, ona Hüşeym, ona da pek çok kişi rivâyet etmiştir, ki bunlardan biri Muğîre'dir, falancıdır ve üçüncü olarak başka bir adamdır, onlara eş-Şa'bî, ona Muğîre b. Şu'be'nin kâtibi olan Revvâd'ın haber verdiğine göre; Halife Muâviye, Muğîre'ye, "Bana Hz. Peygamber'den (sav) duyduğun bir hadisi yazıp gönder" diye bir mektup yazdı. Muğîre de ona şöyle yazdı:
"Hz. Peygamber'in (sav) namazdan çıktıktan sonra üç defa şunları dediğini duydum:
"Allah'tan başka ilâh yoktur. O tektir, ortağı yoktur. Mülk ve hamd O'na aittir. O'nun her şeye gücü yeter."
Muğîre şunları da yazdı: "Hz. Peygamber, dedikoduyu, çok soru sormayı, malı zayi etmeyi (savurganlığı), verilmesi gerekeni vermeyip alınması gerekmeyeni almayı, annelere itaatsizlik etmeyi, kızları diri diri toprağa gömmeyi yasakladı."
Hüşeym dedi ki: Abdülmelik b. Umeyr bize şöyle söyledi: Revvâd'ın bu hadisini, Muğîre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiğini işittim.