11727 Kayıt Bulundu.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Hakem, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir:
Ben Berîre'yi satın aldım. Peygamber (sav) "Sen Berîre'yi sahiplerinden satın al. Çünkü velâyet hakkı köleyi hürriyete kavuşturan kimseye aittir" buyurdu. Berîre'ye bir koyun sadaka verilmişti. Peygamber (sav) "O koyun Berîre için sadaka, bizim için hediyedir" buyurdu.
Hakem der ki: Berîre'nin kocası hür bir kimseydi. Ancak Hakem'in bu sözünde irsal (senedinde sahabeden ravi kopukluğu) vardır. İbn Abbâs der ki: Ben onu gördüm, köleydi.
Açıklama: Bu hadisin daha geniş bir rivayeti için B002726 nolu hadise bakınız.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona Mansur, ona İbrahim, ona da Esved şöyle rivayet etmiştir:
Âişe (r.anha), Berîre'yi satın alıp azat etmek istedi, sahipleri de onun velâyetinin kendilerine ait olmasını şart koştular. Âişe “ey Allah'ın Rasulü, Berîre'yi hürriyete kavuşturmak için satın almak istedim. Ancak sahipleri onun velâyetinin kendilerine ait olmasını şart koşuyorlar” dedi. Rasulullah (sav) "sen onu alıp azat et. Velâyet hakkı ancak azat eden kimseye aittir" yahut "sen bedelini ver" buyurdu.
Râvî der ki: Bunun üzerine Âişe, Berîre'yi satın alıp azat etti. Berîre hür olunca (nikâhının feshi veya devamı hususunda) serbest bırakıldı, o da o kendini tercih etti (boşandı) ve “bana şu kadar mal verilmiş olsa bile artık ben onunla beraber olmam” dedi. Esved der ki: Kocası hürdü. Ancak Esved'in bu sözünde inkita (sened itibarı ile kopukluk) vardır. İbn Abbâs'ın “ben onu gördüm, köle idi” sözü daha doğrudur.