Giriş

Bize İshak b. Mansur, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona İbn Ömer Hz. Ömer’in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: Mescidin kapısında ibrişimle karışık alaca bezden (siyerâ) dokunmuş bir elbise satıldığını gördüm. Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasulü! Keşke bunu satın alsan da Cuma günleri ve yanına heyetler geldiğinde giysen” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Bunu ancak ahirette nasibi olmayanlar giyer” buyurdu. Bir süre sonra Hz. Peygamber'e (sav) o elbiselerden getirilmişti. O da onlardan birini bana gönderdi. Ben de “Ey Allah’ın Rasûlü! Onu bana giydiriyorsun. Halbu ki sen o elbise hakkında neler söylemiştin!” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Onu sana giyesin diye vermedim, onu sana birilerine giydiresin veya satıp parasından istifade edesin diye verdim” dedi. Ben de onu annemiz bir (babamız ayrı) müşrik bir kardeşime verdim.


Açıklama: Hz. Ömer'in Kardeşi Zeyd b. Hattab'ın anne bir -Esmâ binti Vehb- kardeşinin Dimyâtiye göre süt kardeşi Osman b. Hakim'e giydirdi bkz. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b. Abdilmelik, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi buhârî, (Mısır, Matbaatü'l-kübrâ el-Emiriyye, 1323), 2/163.

    Öneri Formu
25933 N005297 Nesai, Zînet, 83

Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir.
"Allah'ın yüzden bir eksik doksan dokuz ismi vardır. Kim (bu isimleri) sayarsa cennete girer."


    Öneri Formu
25532 B002736 Buhari, Şurût, 18


    Öneri Formu
25957 B006766 Buhari, Feraiz, 29


    Öneri Formu
25960 B006767 Buhari, Feraiz, 29


    Öneri Formu
25976 B006770 Buhari, Feraiz, 31

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona İbn Avn, ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet emiştir:

Ömer b. Hattâb'ın payına Hayber'den bir arazi düşmüştü. Bu arazi hakkında nasıl tasarrufta bulunacağı konusunda fikir sormak üzere Hz. Peygamber'e gelip “Hayber'de öyle bir araziye sâhip oldum ki, bundan daha güzel bir mala sahip olmamışımdır. Şimdi bana bu mal hakkında ne emredersin?” dedi. Rasulullah (sav) "istersen mülkiyetini kendinde bırakır, mahsulünü de sadaka verirsin" buyurdu. Râvî der ki: Ömer de araziyi satılamaz, hibe edilemez, miras yapılamaz şekilde vakfetti ve gelirini de fakirlere, yakınlara, köle ve esirleri hürriyete kavuşmasına, ve Allah yolunda çalışanlara, yolculara ve zayıflara sadaka yaptı. Yine vakfın işlerini yürüten kimsenin de vakfın mülkiyetine dokunmadan yalnız ge­lirinden örfe uygun bir şekilde yemesine ve dostuna yedirmesine bir çekince koymadı.

İbn Avn der ki: Ben bu hadisi İbn Şî­rîn'e rivayet ettim, “gayre müteessilin mâlen (mal ve sermaye yapmaksızın” dedi.


    Öneri Formu
25534 B002737 Buhari, Şurût, 19

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys, ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
Sa'd b. Ebu Vakkas ile Abd b. Zem'a bir erkek çocuğun nesebi hakkında münakaşa ettiler. Bunun üzerine Sa'd: "Ey Allah'ın Rasulü! Bu çocuk kardeşim Utbe b. Ebu Vakkas'ın çocuğudur. Bunun nesebinin kendisine ilhak edilmesini bana vasiyet etmiştir. Bakınız nasıl da ona benziyor" dedi. Abd b. Zem'a ise şöyle dedi: "Bu benim kardeşimdir, babamın döşeği üzerinde babamın cariyesinden doğmuştur" dedi. Rasulullah (sav): "Çocuğun kime benzediğine bakınca, onun Utbe'ye çok benzediğini gördü ve "Ey Abd, o, sana aittir. Çocuk (doğduğu) döşek sahibinindir. Zina edene de mahrumiyet vardır. Ey Sevde bt. Zem’a, Artık sen de Abdurrahman'ın yanında örtün" buyurdu. Abdurrahman da artık bir daha Sevde'yi görmedi.


    Öneri Formu
25681 B006765 Buhari, Feraiz, 28

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra)rivayet ettiğine göre Rasûlullah sav) şöyle buyurmuştur:

"İki kadın, yanlarında erkek çocukları olduğu bir sırada, bir kurt geldi ve çocuklardan birini kapıp gitti. Bunun üzerine kadınlardan biri arkadaşına “kurt senin çocuğunu götürdü” dedi. Diğer kadın da “hayır, senin çocuğunu götürdü” dedi. Bunun üzerine davalarını Davud'a (as) arz ettiler. O da çocuğun büyük kadının olduğuna hükmetti. Bu iki kadın oradan çıktıktan sonra Davud'un oğlu Süleyman'a (as) gidip durumu ona bildirdiler. Süleyman (as) “bana bir bıçak getirin de çocuğu iki kadın arasında paylaştı­rayım” dedi. Bunun üzerine küçük kadın “aman öyle yapma! Allah sana merhamet etsin! Çocuk bu ka­dınındır” dedi. Bunun üzerine Süleyman çocuğun, küçük kadının çocuğu olduğuna hükmetti."

Ebu Hureyre der ki: Vallahi ben "Sikkîn" kelimesini o güne kadar hiç işitmemiştim. Biz bıçağa sâdece "Müdye" diyorduk.


    Öneri Formu
25972 B006769 Buhari, Feraiz, 30


    Öneri Formu
25968 B006768 Buhari, Feraiz, 29


    Öneri Formu
25980 B006771 Buhari, Feraiz, 31