Öneri Formu
Hadis Id, No:
10826, D001581
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَكَرِيَّا بْنِ إِسْحَاقَ الْمَكِّىِّ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى سُفْيَانَ الْجُمَحِىِّ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ ثَفِنَةَ الْيَشْكُرِىِّ - قَالَ الْحَسَنُ رَوْحٌ يَقُولُ مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ - قَالَ "اسْتَعْمَلَ نَافِعُ بْنُ عَلْقَمَةَ أَبِى عَلَى عِرَافَةِ قَوْمِهِ فَأَمَرَهُ أَنْ يُصَدِّقَهُمْ قَالَ فَبَعَثَنِى أَبِى فِى طَائِفَةٍ مِنْهُمْ فَأَتَيْتُ شَيْخًا كَبِيرًا يُقَالُ لَهُ سَعْرُ بْنُ دَيْسَمٍ فَقُلْتُ إِنَّ أَبِى بَعَثَنِى إِلَيْكَ - يَعْنِى لأُصَدِّقَكَ - قَالَ ابْنَ أَخِى وَأَىَّ نَحْوٍ تَأْخُذُونَ قُلْتُ نَخْتَارُ حَتَّى إِنَّا نَتَبَيَّنُ ضُرُوعَ الْغَنَمِ. قَالَ ابْنَ أَخِى فَإِنِّى أُحَدِّثُكَ أَنِّى كُنْتُ فِى شِعْبٍ مِنْ هَذِهِ الشِّعَابِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَنَمٍ لِى فَجَاءَنِى رَجُلاَنِ عَلَى بَعِيرٍ فَقَالاَ لِى إِنَّا رَسُولاَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْكَ لِتُؤَدِّىَ صَدَقَةَ غَنَمِكَ. فَقُلْتُ مَا عَلَىَّ فِيهَا فَقَالاَ شَاةٌ. فَأَعْمِدُ إِلَى شَاةٍ قَدْ عَرَفْتُ مَكَانَهَا مُمْتَلِئَةً مَحْضًا وَشَحْمًا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا . فَقَالاَ هَذِهِ شَاةُ الشَّافِعِ وَقَدْ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَأْخُذَ شَافِعًا. قُلْتُ فَأَىَّ شَىْءٍ تَأْخُذَانِ قَالاَ عَنَاقًا جَذَعَةً أَوْ ثَنِيَّةً. قَالَ فَأَعْمِدُ إِلَى عَنَاقٍ مُعْتَاطٍ. وَالْمُعْتَاطُ الَّتِى لَمْ تَلِدْ وَلَدًا وَقَدْ حَانَ وِلاَدُهَا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا فَقَالاَ نَاوِلْنَاهَا. فَجَعَلاَهَا مَعَهُمَا عَلَى بَعِيرِهِمَا ثُمَّ انْطَلَقَا." قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ أَبُو عَاصِمٍ عَنْ زَكَرِيَّاءَ قَالَ أَيْضًا مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ. كَمَا قَالَ رَوْحٌ.
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali, ona Veki', ona Zekeriyya b. İshak el-Mekki, ona Amr b. Ebu Süfyan el-Cumahî, ona da Müslim b. Sefine el-Yeşkurî, -Hasan (b. Ali), Ravh'ın (b. Ubade), Müslim b. Sefine'nin adının Müslim b. Şu'be olduğunu söylediğini nakletmiştir- şöyle demiştir. "Nafi' b. Alkame, babamı kabilesinin zekatlarını toplamak için zekât memuru olarak atadı. Babam da beni kabileden bir topluluğa gönderdi. Ben de Sa'r b. Desîm olarak anılan ihtiyara gittim ve babam beni zekatını almam için sana gönderdi, dedim. İhtiyar bana kardeşimin oğlu nasıl alıyorsunuz? dedi. Ben de koyunun memelerinin nasıl olduğuna bakıp iyisini seçeriz, dedim. İhtiyar, kardeşimin oğlu, sana anlatayım, benin Hz. Peygamber (sav) zamanında şu vadilerden bir vadide koyunlarım vardı. Deve üzerinde iki adam geldi ve biz koyunlarının zekatını ödemen için Rasulullah'ın (sav) sana gönderdiği elçileriz, dediler. Koyunlardan ne (ödemem) gerekir deyince, bir koyun, dediler. Onlara iyi olduğunu bildiğim, süt ve yağ dolu bir koyunu çıkartmak için niyetlendim. Onlar, o karnında kuzusu olan bir koyundur. Hz. Peygamber (sav) kuzusu olan koyunu almamızı yasakladı, dediler. Neyi alacaksınız deyince, bir yaşında yavru dişi keçi (çebiç), iki yaşında oğlak, dediler. Ben de doğum vakti geldiği halde doğurmamış olan kısır bir keçiye yöneldim ve onlara vermek için çıkardım. Onu bize ver dediler ve bineklerinin üzerine koyup gittiler." Ebû Davud şöyle demiştir. Bu rivayeti Ebu Asım, Zekeriya'dan nakletmiş ve Ravh'ın dediği gibi ravi Müslim'in, Müslim b. Şu'be olduğunu belirtmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /369
Senetler:
1. Racül (Racül)
2. Ebu Cabir Si'r b. Süvade el-Amirî (Si'r b. Süvade)
3. Müslim b. Sefine el-Bekri (Müslim b. Sefine)
4. ibn Ebu Süfyan Amr b. Ebu Süfyan el-Kuraşî (Amr b. Ebu Süfyan b. Abdurrahman b. Safvan b. Ümeyye)
5. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
8. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275159, D001581-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَكَرِيَّا بْنِ إِسْحَاقَ الْمَكِّىِّ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى سُفْيَانَ الْجُمَحِىِّ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ ثَفِنَةَ الْيَشْكُرِىِّ - قَالَ الْحَسَنُ رَوْحٌ يَقُولُ مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ - قَالَ "اسْتَعْمَلَ نَافِعُ بْنُ عَلْقَمَةَ أَبِى عَلَى عِرَافَةِ قَوْمِهِ فَأَمَرَهُ أَنْ يُصَدِّقَهُمْ قَالَ فَبَعَثَنِى أَبِى فِى طَائِفَةٍ مِنْهُمْ فَأَتَيْتُ شَيْخًا كَبِيرًا يُقَالُ لَهُ سَعْرُ بْنُ دَيْسَمٍ فَقُلْتُ إِنَّ أَبِى بَعَثَنِى إِلَيْكَ - يَعْنِى لأُصَدِّقَكَ - قَالَ ابْنَ أَخِى وَأَىَّ نَحْوٍ تَأْخُذُونَ قُلْتُ نَخْتَارُ حَتَّى إِنَّا نَتَبَيَّنُ ضُرُوعَ الْغَنَمِ. قَالَ ابْنَ أَخِى فَإِنِّى أُحَدِّثُكَ أَنِّى كُنْتُ فِى شِعْبٍ مِنْ هَذِهِ الشِّعَابِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَنَمٍ لِى فَجَاءَنِى رَجُلاَنِ عَلَى بَعِيرٍ فَقَالاَ لِى إِنَّا رَسُولاَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْكَ لِتُؤَدِّىَ صَدَقَةَ غَنَمِكَ. فَقُلْتُ مَا عَلَىَّ فِيهَا فَقَالاَ شَاةٌ. فَأَعْمِدُ إِلَى شَاةٍ قَدْ عَرَفْتُ مَكَانَهَا مُمْتَلِئَةً مَحْضًا وَشَحْمًا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا . فَقَالاَ هَذِهِ شَاةُ الشَّافِعِ وَقَدْ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَأْخُذَ شَافِعًا. قُلْتُ فَأَىَّ شَىْءٍ تَأْخُذَانِ قَالاَ عَنَاقًا جَذَعَةً أَوْ ثَنِيَّةً. قَالَ فَأَعْمِدُ إِلَى عَنَاقٍ مُعْتَاطٍ. وَالْمُعْتَاطُ الَّتِى لَمْ تَلِدْ وَلَدًا وَقَدْ حَانَ وِلاَدُهَا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا فَقَالاَ نَاوِلْنَاهَا. فَجَعَلاَهَا مَعَهُمَا عَلَى بَعِيرِهِمَا ثُمَّ انْطَلَقَا." قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ أَبُو عَاصِمٍ عَنْ زَكَرِيَّاءَ قَالَ أَيْضًا مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ. كَمَا قَالَ رَوْحٌ.
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali, ona Veki', ona Zekeriyya b. İshak el-Mekki, ona Amr b. Ebu Süfyan el-Cumahî, ona da Müslim b. Sefine el-Yeşkurî, -Hasan (b. Ali), Ravh'ın (b. Ubade), Müslim b. Sefine'nin adının Müslim b. Şu'be olduğunu söylediğini nakletmiştir- şöyle demiştir. "Nafi' b. Alkame, babamı kabilesinin zekatlarını toplamak için zekât memuru olarak atadı. Babam da beni kabileden bir topluluğa gönderdi. Ben de Sa'r b. Desîm olarak anılan ihtiyara gittim ve babam beni zekatını almam için sana gönderdi, dedim. İhtiyar bana kardeşimin oğlu nasıl alıyorsunuz? dedi. Ben de koyunun memelerinin nasıl olduğuna bakıp iyisini seçeriz, dedim. İhtiyar, kardeşimin oğlu, sana anlatayım, benin Hz. Peygamber (sav) zamanında şu vadilerden bir vadide koyunlarım vardı. Deve üzerinde iki adam geldi ve biz koyunlarının zekatını ödemen için Rasulullah'ın (sav) sana gönderdiği elçileriz, dediler. Koyunlardan ne (ödemem) gerekir deyince, bir koyun, dediler. Onlara iyi olduğunu bildiğim, süt ve yağ dolu bir koyunu çıkartmak için niyetlendim. Onlar, o karnında kuzusu olan bir koyundur. Hz. Peygamber (sav) kuzusu olan koyunu almamızı yasakladı, dediler. Neyi alacaksınız deyince, bir yaşında yavru dişi keçi (çebiç), iki yaşında oğlak, dediler. Ben de doğum vakti geldiği halde doğurmamış olan kısır bir keçiye yöneldim ve onlara vermek için çıkardım. Onu bize ver dediler ve bineklerinin üzerine koyup gittiler." Ebû Davud şöyle demiştir. Bu rivayeti Ebu Asım, Zekeriya'dan nakletmiş ve Ravh'ın dediği gibi ravi Müslim'in, Müslim b. Şu'be olduğunu belirtmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /369
Senetler:
1. Racül (Racül)
2. Ebu Cabir Si'r b. Süvade el-Amirî (Si'r b. Süvade)
3. Müslim b. Sefine el-Bekri (Müslim b. Sefine)
4. ibn Ebu Süfyan Amr b. Ebu Süfyan el-Kuraşî (Amr b. Ebu Süfyan b. Abdurrahman b. Safvan b. Ümeyye)
5. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
6. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
7. Muhammed b. Yunus en-Nesai (Muhammed b. Yunus)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak