1 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Abdullah, ona Haşim b. Kasım, ona İkrime, ona İyas b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir ile bir gazveye çıktık. Rasulullah (sav) onu bize komutan tayin etmişti. Fezâre üzerine gazâ ettik de dört koldan saldırdık. Sonra insanlara baktım da içlerinde çocuklar ve kadınlar da vardı. Bir ok fırlattım. Onlarla dağ arasına düşüverdi. Oldukları yerde kaldılar. Ben de onları Ebu Bekir'e getirdim. Onların içinde Fezâre'den bir kadın vardı. Üzerinde de deriden bir elbise vardı. Beraberinde de Arab'ın en güzellerinden bir kız bulunmaktaydı! Ebu Bekir, o kadının kızını bana ganimet olarak verdi. Medine'ye geldim. Rasulullah (sav) beni karşılayıp bana “Ey Seleme! O kızı bana hibe et” buyurdu. Ben, “o benim hoşuma gitti ve ben onun elbisesini bile açmadım” dedim. Hz. Peygamber de (sav) sükût etti. Ertesi gün olduğunda Rasulullah (sav) benimle çarşıda karşılaşıp “Ey Seleme! Allah aşkına! O kızı bana hibe et” buyurdu. Ben, “Ya Rasulullah! Vallahi! Onun elbisesini bile açmadım. O senindir” dedim. Nebî (sav) o kızı Mekkelilere gönderdi. Onların elinde (Müslüman) esirler bulunmaktaydı. Bu kıza karşılık onları kurtardı."