Öneri Formu
Hadis Id, No:
19717, D003090
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ مَهْدِىٍّ الْمِصِّيصِىُّ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْمَلِيحِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ خَالِدٍ - قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ مَهْدِىٍّ السُّلَمِىُّ - عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ وَكَانَتْ لَهُ صُحْبَةٌ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ "إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا سَبَقَتْ لَهُ مِنَ اللَّهِ مَنْزِلَةٌ لَمْ يَبْلُغْهَا بِعَمَلِهِ ابْتَلاَهُ اللَّهُ فِى جَسَدِهِ أَوْ فِى مَالِهِ أَوْ فِى وَلَدِهِ." قَالَ أَبُو دَاوُدَ زَادَ ابْنُ نُفَيْلٍ "ثُمَّ صَبَّرَهُ عَلَى ذَلِكَ." ثُمَّ اتَّفَقَا "حَتَّى يُبْلِغَهُ الْمَنْزِلَةَ الَّتِى سَبَقَتْ لَهُ مِنَ اللَّهِ تبارك و تَعَالَى."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl ve İbrahim b. Mehdî el-Messisi, -aynı manayla- o ikisine Ebu Melih (Hasan b. Ömer), ona Muhammed b. Halid, -Ebu Davud, İbrahim b. Mehdî'nin, Muhammed b. Mehdî hakkında onun Sülemî olduğunu söylediğini nakletmiştir.- ona babası (Halid b. Leclac), ona da sahabi olan dedesi (Leclac b. Hakîm es-Sülemî) Hz. Peygamber'den şöyle işittiğini nakletmiştir: "Kul, Allah katında amelinin ulaşamadığı bir konuma erişirse Allah onu, bedeni, malı veya çocukları konusunda sıkıntıya düşürerek imtihan eder." Ebû Davud şöyle İbn Nüfeyl'in "sonra kul buna sabrederse" diyerek ilave ettiğini söylemiştir. Bundan sonra tekrar aynı lafızlarla şöyle nakletmişlerdir. "Ta ki Allah Tebareke ve Teala o kulu (bu sıkıntıya sabrı neticesinde) amelinin erişemediği o konumuna eriştirir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 1, /723
Senetler:
1. Leclac b. Hakîm es-Sülemî (Leclac b. Hakîm)
2. Ebu İbrahim Halid b. Leclac el-Amirî (Halid b. Leclac)
3. Ceddü Muhammed b. Halid es-Sülemî (Ceddü Muhammed b. Halid)
4. Ebu Melîh Hasan b. Ömer el-Fezari (Hasan b. Ömer b. Yahya)
5. İbrahim b. Mehdi el-Messisi (İbrahim b. Mehdi)
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274708, D003090-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ مَهْدِىٍّ الْمِصِّيصِىُّ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْمَلِيحِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ خَالِدٍ - قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ مَهْدِىٍّ السُّلَمِىُّ - عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ وَكَانَتْ لَهُ صُحْبَةٌ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ "إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا سَبَقَتْ لَهُ مِنَ اللَّهِ مَنْزِلَةٌ لَمْ يَبْلُغْهَا بِعَمَلِهِ ابْتَلاَهُ اللَّهُ فِى جَسَدِهِ أَوْ فِى مَالِهِ أَوْ فِى وَلَدِهِ." قَالَ أَبُو دَاوُدَ زَادَ ابْنُ نُفَيْلٍ "ثُمَّ صَبَّرَهُ عَلَى ذَلِكَ." ثُمَّ اتَّفَقَا "حَتَّى يُبْلِغَهُ الْمَنْزِلَةَ الَّتِى سَبَقَتْ لَهُ مِنَ اللَّهِ تبارك و تَعَالَى."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl ve İbrahim b. Mehdî el-Messisi, -aynı manayla- o ikisine Ebu Melih (Hasan b. Ömer), ona Muhammed b. Halid, -Ebu Davud, İbrahim b. Mehdî'nin, Muhammed b. Mehdî hakkında onun Sülemî olduğunu söylediğini nakletmiştir.- ona babası (Halid b. Leclac), ona da sahabi olan dedesi (Leclac b. Hakîm es-Sülemî) Hz. Peygamber'den şöyle işittiğini nakletmiştir: "Kul, Allah katında amelinin ulaşamadığı bir konuma erişirse Allah onu, bedeni, malı veya çocukları konusunda sıkıntıya düşürerek imtihan eder." Ebû Davud şöyle İbn Nüfeyl'in "sonra kul buna sabrederse" diyerek ilave ettiğini söylemiştir. Bundan sonra tekrar aynı lafızlarla şöyle nakletmişlerdir. "Ta ki Allah Tebareke ve Teala o kulu (bu sıkıntıya sabrı neticesinde) amelinin erişemediği o konumuna eriştirir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 1, /723
Senetler:
1. Leclac b. Hakîm es-Sülemî (Leclac b. Hakîm)
2. Ebu İbrahim Halid b. Leclac el-Amirî (Halid b. Leclac)
3. Ceddü Muhammed b. Halid es-Sülemî (Ceddü Muhammed b. Halid)
4. Ebu Melîh Hasan b. Ömer el-Fezari (Hasan b. Ömer b. Yahya)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir