Öneri Formu
Hadis Id, No:
33232, D004450
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ حَدَّثَنَا رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ حَدَّثَنَا يُونُسُ قَالَ قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ سَمِعْتُ رَجُلاً مِنْ مُزَيْنَةَ مِمَّنْ يَتَّبِعُ الْعِلْمَ وَيَعِيهِ - ثُمَّ اتَّفَقَا - وَنَحْنُ عِنْدَ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ فَحَدَّثَنَا عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - وَهَذَا حَدِيثُ مَعْمَرٍ وَهُوَ أَتَمُّ - قَالَ زَنَى رَجُلٌ مِنَ الْيَهُودِ وَامْرَأَةٌ فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ اذْهَبُوا بِنَا إِلَى هَذَا النَّبِىِّ فَإِنَّهُ نَبِىٌّ بُعِثَ بِالتَّخْفِيفِ فَإِنْ أَفْتَانَا بِفُتْيَا دُونَ الرَّجْمِ قَبِلْنَاهَا وَاحْتَجَجْنَا بِهَا عِنْدَ اللَّهِ قُلْنَا فُتْيَا نَبِىٍّ مِنْ أَنْبِيَائِكَ - قَالَ - فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى الْمَسْجِدِ فِى أَصْحَابِهِ فَقَالُوا يَا أَبَا الْقَاسِمِ مَا تَرَى فِى رَجُلٍ وَامْرَأَةٍ زَنَيَا فَلَمْ يُكَلِّمْهُمْ كَلِمَةً حَتَّى أَتَى بَيْتَ مِدْرَاسِهِمْ فَقَامَ عَلَى الْبَابِ فَقَالَ "أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى أَنْزَلَ التَّوْرَاةَ عَلَى مُوسَى مَا تَجِدُونَ فِى التَّوْرَاةِ عَلَى مَنْ زَنَى إِذَا أُحْصِنَ." قَالُوا يُحَمَّمُ وَيُجَبَّهُ وَيُجْلَدُ - وَالتَّجْبِيَةُ أَنْ يُحْمَلَ الزَّانِيَانِ عَلَى حِمَارٍ وَتُقَابَلَ أَقْفِيَتُهُمَا وَيُطَافَ بِهِمَا - قَالَ وَسَكَتَ شَابٌّ مِنْهُمْ فَلَمَّا رَآهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم سَكَتَ أَلَظَّ بِهِ النِّشْدَةَ فَقَالَ اللَّهُمَّ إِذْ نَشَدْتَنَا فَإِنَّا نَجِدُ فِى التَّوْرَاةِ الرَّجْمَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "فَمَا أَوَّلُ مَا ارْتَخَصْتُمْ أَمْرَ اللَّهِ." قَالَ زَنَى ذُو قَرَابَةٍ مَعَ مَلِكٍ مِنْ مُلُوكِنَا فَأَخَّرَ عَنْهُ الرَّجْمَ ثُمَّ زَنَى رَجُلٌ فِى أُسْرَةٍ مِنَ النَّاسِ فَأَرَادَ رَجْمَهُ فَحَالَ قَوْمُهُ دُونَهُ وَقَالُوا لاَ يُرْجَمُ صَاحِبُنَا حَتَّى تَجِىءَ بِصَاحِبِكَ فَتَرْجُمَهُ فَاصْطَلَحُوا عَلَى هَذِهِ الْعُقُوبَةِ بَيْنَهُمْ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "فَإِنِّى أَحْكُمُ بِمَا فِى التَّوْرَاةِ." فَأَمَرَ بِهِمَا فَرُجِمَا. قَالَ الزُّهْرِىُّ فَبَلَغَنَا أَنَّ هَذِهِ الآيَةَ نَزَلَتْ فِيهِمْ "(إِنَّا أَنْزَلْنَا التَّوْرَاةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذِينَ أَسْلَمُوا)" كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona bir adam Müzeyne'den; (T)
Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona Muhammed b. Müslim'den. Müzine'den ilim peşinde koşan ve ondan haberdar olan bir adam işittim. Sonra anlaştılar- Said b. Musayyib ile birlikteyken, bize söyledi. Ona da Ebu Hureyre (ra) -bu Mamer'in hadisidir ve daha tamdır- şöyle demiştir. Yahudilerden bir adamla bir kadın zina ettiler. Birbirlerine, şu Peygamber'e gidelim. Şüphesiz o hafifletmek üzere gönderilen bir Nebi'dir. Eğer bize recimden başka bir fetva verirse kabul ederiz. Onunla Allah katında ihticâc eder ve senin peygamberlerinden birisinin fetvası deriz dediler. Rasulullah (sav) mescidde sahabeleri arasında otururken geldiler. Ya Ebu'l-Kasım! Zina eden erkek ve kadın hakkında ne dersin? dediler. Rasulullah onların okuma evine gelinceye kadar, kendileri ile bir kelime konuşmadı. (Oraya gelince) kapının yanında durdu: "Size, Tevrat'ı indiren Allah adı ile soruyorum. Zina eden birisi muhsan olduğu zaman, onun hakkında Tevrat'ta ne ceza buluyorsunuz?" dedi. Yüzü kömürle boyanır, tecbih edilir ve değnekle dövülür dediler.
Tecbih: Zina edenlerin sırt sırta gelecek şekilde bir eşeğe dirilip, dolaştırılmalarıdır. Ama onlardan bir genç sustu. Rasulullah (sav) onun sustuğunu görünce ona yemin vermekte ısrar etti. Genç, sen bize yemin verdiğin için söylüyorum: Biz Tevrat'ta recmi buluyoruz dedi. Rasulullah (sav); "Allah'ın emrini yumuşatıp kolaylaştırdığınız ilk olay nedir?" dedi. Genç, krallarımızdan birisinin bir akrabası zina etti. Kral onu recm etmeyi geciktirdi. Sonra, halktan bir aileden birisi zina etti, onu recmetmek istedi. Bunun üzerine tebaası karşısına dikildi ve senin akraban getirilip de recmedilmedikçe bizim arkadaşımız recmedilemez dediler. Neticede, aralarında bu ceza üzerinde anlaştılar, dedi. Rasulullah (sav); "şüphesiz ben, Tevrat'taki ile hükmedeceğim" buyurdu. Recm edilmelerini emretti ve recm edildiler.
(Ravilerden) Zührî şöyle dedi: "Şüphesiz biz, yol gösterici ve nur olarak Tevrat'ı indirdik. Kendisini Allah'a teslim eden Peygamberler onunla hükmeder…" ayetinin bu yahudiler hakkında indiği haberi bize ulaştı. Rasulullah da (sav) (onunla hükmeden) Peygamberlerdendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 26, /1015
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Racul Min Müzeyne (Racul Min Müzeyne)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Anbese b. Halid el-Kuraşi (Anbese b. Halid b. Yezid b. Ebu Nicad)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Kur'an, Recm ayeti, Tevrat'ta
Recm, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275783, D004450-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ حَدَّثَنَا رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ حَدَّثَنَا يُونُسُ قَالَ قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ سَمِعْتُ رَجُلاً مِنْ مُزَيْنَةَ مِمَّنْ يَتَّبِعُ الْعِلْمَ وَيَعِيهِ - ثُمَّ اتَّفَقَا - وَنَحْنُ عِنْدَ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ فَحَدَّثَنَا عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - وَهَذَا حَدِيثُ مَعْمَرٍ وَهُوَ أَتَمُّ - قَالَ زَنَى رَجُلٌ مِنَ الْيَهُودِ وَامْرَأَةٌ فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ اذْهَبُوا بِنَا إِلَى هَذَا النَّبِىِّ فَإِنَّهُ نَبِىٌّ بُعِثَ بِالتَّخْفِيفِ فَإِنْ أَفْتَانَا بِفُتْيَا دُونَ الرَّجْمِ قَبِلْنَاهَا وَاحْتَجَجْنَا بِهَا عِنْدَ اللَّهِ قُلْنَا فُتْيَا نَبِىٍّ مِنْ أَنْبِيَائِكَ - قَالَ - فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى الْمَسْجِدِ فِى أَصْحَابِهِ فَقَالُوا يَا أَبَا الْقَاسِمِ مَا تَرَى فِى رَجُلٍ وَامْرَأَةٍ زَنَيَا فَلَمْ يُكَلِّمْهُمْ كَلِمَةً حَتَّى أَتَى بَيْتَ مِدْرَاسِهِمْ فَقَامَ عَلَى الْبَابِ فَقَالَ "أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى أَنْزَلَ التَّوْرَاةَ عَلَى مُوسَى مَا تَجِدُونَ فِى التَّوْرَاةِ عَلَى مَنْ زَنَى إِذَا أُحْصِنَ." قَالُوا يُحَمَّمُ وَيُجَبَّهُ وَيُجْلَدُ - وَالتَّجْبِيَةُ أَنْ يُحْمَلَ الزَّانِيَانِ عَلَى حِمَارٍ وَتُقَابَلَ أَقْفِيَتُهُمَا وَيُطَافَ بِهِمَا - قَالَ وَسَكَتَ شَابٌّ مِنْهُمْ فَلَمَّا رَآهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم سَكَتَ أَلَظَّ بِهِ النِّشْدَةَ فَقَالَ اللَّهُمَّ إِذْ نَشَدْتَنَا فَإِنَّا نَجِدُ فِى التَّوْرَاةِ الرَّجْمَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "فَمَا أَوَّلُ مَا ارْتَخَصْتُمْ أَمْرَ اللَّهِ." قَالَ زَنَى ذُو قَرَابَةٍ مَعَ مَلِكٍ مِنْ مُلُوكِنَا فَأَخَّرَ عَنْهُ الرَّجْمَ ثُمَّ زَنَى رَجُلٌ فِى أُسْرَةٍ مِنَ النَّاسِ فَأَرَادَ رَجْمَهُ فَحَالَ قَوْمُهُ دُونَهُ وَقَالُوا لاَ يُرْجَمُ صَاحِبُنَا حَتَّى تَجِىءَ بِصَاحِبِكَ فَتَرْجُمَهُ فَاصْطَلَحُوا عَلَى هَذِهِ الْعُقُوبَةِ بَيْنَهُمْ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "فَإِنِّى أَحْكُمُ بِمَا فِى التَّوْرَاةِ." فَأَمَرَ بِهِمَا فَرُجِمَا. قَالَ الزُّهْرِىُّ فَبَلَغَنَا أَنَّ هَذِهِ الآيَةَ نَزَلَتْ فِيهِمْ "(إِنَّا أَنْزَلْنَا التَّوْرَاةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذِينَ أَسْلَمُوا)" كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona bir adam Müzeyne'den; (T)
Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona Muhammed b. Müslim'den. Müzine'den ilim peşinde koşan ve ondan haberdar olan bir adam işittim. Sonra anlaştılar- Said b. Musayyib ile birlikteyken, bize söyledi. Ona da Ebu Hureyre (ra) -bu Mamer'in hadisidir ve daha tamdır- şöyle demiştir. Yahudilerden bir adamla bir kadın zina ettiler. Birbirlerine, şu Peygamber'e gidelim. Şüphesiz o hafifletmek üzere gönderilen bir Nebi'dir. Eğer bize recimden başka bir fetva verirse kabul ederiz. Onunla Allah katında ihticâc eder ve senin peygamberlerinden birisinin fetvası deriz dediler. Rasulullah (sav) mescidde sahabeleri arasında otururken geldiler. Ya Ebu'l-Kasım! Zina eden erkek ve kadın hakkında ne dersin? dediler. Rasulullah onların okuma evine gelinceye kadar, kendileri ile bir kelime konuşmadı. (Oraya gelince) kapının yanında durdu: "Size, Tevrat'ı indiren Allah adı ile soruyorum. Zina eden birisi muhsan olduğu zaman, onun hakkında Tevrat'ta ne ceza buluyorsunuz?" dedi. Yüzü kömürle boyanır, tecbih edilir ve değnekle dövülür dediler.
Tecbih: Zina edenlerin sırt sırta gelecek şekilde bir eşeğe dirilip, dolaştırılmalarıdır. Ama onlardan bir genç sustu. Rasulullah (sav) onun sustuğunu görünce ona yemin vermekte ısrar etti. Genç, sen bize yemin verdiğin için söylüyorum: Biz Tevrat'ta recmi buluyoruz dedi. Rasulullah (sav); "Allah'ın emrini yumuşatıp kolaylaştırdığınız ilk olay nedir?" dedi. Genç, krallarımızdan birisinin bir akrabası zina etti. Kral onu recm etmeyi geciktirdi. Sonra, halktan bir aileden birisi zina etti, onu recmetmek istedi. Bunun üzerine tebaası karşısına dikildi ve senin akraban getirilip de recmedilmedikçe bizim arkadaşımız recmedilemez dediler. Neticede, aralarında bu ceza üzerinde anlaştılar, dedi. Rasulullah (sav); "şüphesiz ben, Tevrat'taki ile hükmedeceğim" buyurdu. Recm edilmelerini emretti ve recm edildiler.
(Ravilerden) Zührî şöyle dedi: "Şüphesiz biz, yol gösterici ve nur olarak Tevrat'ı indirdik. Kendisini Allah'a teslim eden Peygamberler onunla hükmeder…" ayetinin bu yahudiler hakkında indiği haberi bize ulaştı. Rasulullah da (sav) (onunla hükmeden) Peygamberlerdendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 26, /1015
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Racul Min Müzeyne (Racul Min Müzeyne)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Kur'an, Recm ayeti, Tevrat'ta
Recm, cezası