حدثنا عمرو بن عباس قال حدثنا عبد الرحمن قال حدثنا سفيان عن أبى إسحاق قال سمعت عبد الرحمن بن ابزى قال قال داود : كن لليتيم كالأب الرحيم واعلم أنك كما تزرع كذلك تحصد ما أقبح الفقر بعد الغنى وأكثر من ذلك أو أقبح من ذلك الضلالة بعد الهدى وإذا وعدت صاحبك فأنجز له ما وعدته فإن لا تفعل يؤرث بينك وبينه عداوة وتعوذ بالله من صاحب إن ذكرت لم يعنك وإن نسيت لم يذكرك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163584, EM000138
Hadis:
حدثنا عمرو بن عباس قال حدثنا عبد الرحمن قال حدثنا سفيان عن أبى إسحاق قال سمعت عبد الرحمن بن ابزى قال قال داود : كن لليتيم كالأب الرحيم واعلم أنك كما تزرع كذلك تحصد ما أقبح الفقر بعد الغنى وأكثر من ذلك أو أقبح من ذلك الضلالة بعد الهدى وإذا وعدت صاحبك فأنجز له ما وعدته فإن لا تفعل يؤرث بينك وبينه عداوة وتعوذ بالله من صاحب إن ذكرت لم يعنك وإن نسيت لم يذكرك
Tercemesi:
— (37-s) Abdurrahman İbni Ebzâ'dan işitildiğine göre, Davud 'm şöyle dediğini anlatmıştır:
«— Yetim, için, şefkatli baba gibi ol; ve bil ki, ektiğin gibi, öylece biçersin. Zenginlikten sonra fakirlik ne çirkin! Bundan daha fenası veya daha çirkini de hidâyetten sonra sapıklıktır.
Arkadaşına va'd ettiğin zaman, ona va'd ettiğini yerine getir. Eğer bunu yapmazsan, seninle arkadaşın arasına düşmanlık girer. Bir de, kendisi için hatırladığın bir işte sana yardım etmiyen ve (kendin için'lüzum-lu bir işi) unuttuğun zaman onu sana hatırlatmıyan bir arkadaştan Allah'a sığın.»275
Hazret! Davud Aleyhi s selâm 'dan rivayet edilen bu haberde şu mühim hususlar göze çarpmaktadır :
1— Koruyucusu ve yardımcısı olmadan mahrum bir yetime şefkâtiı bir baba gibi bakılmalıdır. Eğer böyfe iyi hareke? edilirse, kendi çocuğuna da başkası tarafından öylece güze! mücmele edilir. Fena muamele edilirse, yine buna. karşılık bir fenalıkla karşılaşılır. Ekilen tohum cinsinden mahsûl alınmış olur. Daima iyi tohum ekip, karşılığında iyi örün beklemelidir. Yoksa kötülük eken, kötülük biçecektir.
2— Hakikaten zengin durumda olan kimsenin fakir ve muhtaç duruma düşmesi ağırdır ve çok izdıraplı bîr İştir. Fakat asıl yoklu'; ve ziyan, hak yolu kaybetmek ve dafâlete, küfre düşmektir. Bundan daha büyük bir ziyan olamaz. Çünkü ebediyyen mahrumiyyeti gerektirir. Tevbe ile hal dü-zeltümezse, artık kurtuluş çaresi kalmaz.
3— Bir hadîs-i şerifte, verilen sözü yerine getirmemek nifak clânet-lerinden sayılmıştır. Onun İçin verilen sözü, va'd edilen b:r hayırlı isi yerine getirmek vazifedir. Va'd edilen şey yerine getirilmediği takdirde, arada soğukluk baş gösterir ve İşi düşmanlığa !
4— İyi arkadaş o kimsedir ki, yapmak istediğin hnyırli bir işte sana yardımcı olur ve unuttuğun faydalı ve lüzumlu bir işi sana hatırlatır. Bunun aksine hareket eden arkadaş, kötü arkadaştır ki, onun fenalığından Allah'a sığınmak gerekir.
Abdurrahman ibni Ebza kimdir? :
Yaş bakımından ashab-ı kiramın küçüklerinden olan Abdurrahman, N af i ' ibni Abdu'l-Harİs'in azadlıstd:r. Hazreti Peygamberin arkasında namaz kılmıştır. Rivayetlerinin çoğu Hz. ö m e r'-den ve Ubeyy ibni Kâ'b 'dandır. Oğulları S a î d ve Abdullah, kendisinden rivayet etmişlerdir. Kur'ân-ı Kerîm'i güzel okuyan ve feraizi İyi bilen bir âlimdi.
Kûfe'de ikâmet etmiş ve Hazreti A ! i onu Horasan valiliğine tayin etmişti. Allah ondan razı olsun.276
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 138, /152
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Abdurrahman b. Ebza el-Huzaî (Abdurrahman b. Ebzâ)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
5. Amr b. Abbas el-Bâhilî (Amr b. Abbas)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Yetim,
Yetim, yetim çocuğun bakımı