حدثنا عبد الله بن موسى عن إسرائيل عن أبى إسحاق عن حارثة بن مضرب عن خباب قال : إن الرجل ليؤجر في كل شيء ، إلا البناء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164523, EM000447
Hadis:
حدثنا عبد الله بن موسى عن إسرائيل عن أبى إسحاق عن حارثة بن مضرب عن خباب قال : إن الرجل ليؤجر في كل شيء ، إلا البناء
Tercemesi:
— Habbab'dan, şöyle dediği rivayet edilmiştir :
«— İnsana her yaptığı şeyden mükâfat (sevab) verilir; ancak binadan dolayı verilmez.»874
Ebu Davud, Enes İbni Malik'ten merfu'an naklettiği ha-dîs-i şerîfte Hz. Peygamber şöyle buyuruyor:
«— Her yapılan bina sahibine bir vebaldir; ancak muhtaç olduğu müstesnadır.»
İhtiyaç kadar bina inşaatı yapılmalıdır.
Bu hadîs-i şeriflerin -taşıdığı büyük hikmetler bugün bir mucize olarak önümüzde müşahade edilmektedir. Bilhassa büyük şehirlerde ellerine çeşitli yollarla büyük imkânlar geçirenlerin ihtiyaçlarından kat kat üstün lüks ve konforu ölçülemeyecek şekilde milyonlar değerinde daire ve apartmanları işgal etmeleri, iktisadî düzenin bozulmasına, sınıf farklarının doğmasına amil olmaktadır. Yeryüzündeki çekişmeler ve düşmanlıklar hep bu anlayış ve uygulamalardan ileri gelmektedir. İslâm'ın ruhuna ve ahlâkına dönmedikçe önü alınamayacak büyük felâketler daima mukadderdir. Komünizmin gelişme istîdatı gösterdiği bölgeler, bu maddî farkların en ziyade çoğaldığı memleketlerdir; saten maddenin hâkim olmaya başladığv yerlerde de maneviyat ve ahlâk azalmış ve mahkûm olmuş olur. Mâriâ maddeye hakimiyetini yitirince, madde maneviyatı esareti altına alır. Böylece sırf maddeciliğin hâkim olduğv diktai rejim ve idareler kurulur; dünya zindana dönüp âhiret hüsran olur.
Böyle vahim durumlara düşmemek için, Müslümanlaradüsen vazife mana ve maneviyat hakimiyeti kurma yolunda çalışmaktır. Camilerin bite sade bir şekilde yapılmasını, tezyinattan kaçınılmasını ve ihtiyaçları karşılayabilecek şekilde inşa edilmelerini dinimiz bize emrediyor. Binalarda yarışma-mayı, birbirinden yüksele apartmanlar kuryimamasinı ve böylece komşunun ışığına ve rüzgârına engel verilmemesini tavsiye ediyor. Yalnız kendi menfaatini ve yaşayışını düşünenlerin çoğaldığı beldeler, her türlü fenalığa kapılarını açmış bulunurlar. Bugün memleketimizde zarurî ihtiyacın dışında gösterişle tezyinata kaçarak çift çift minareler, kubbeler ye işlemeler, çeşitli boyaVr ve renklerle înşâ tedilen camilerin maddî değerleri milyarları aşarken, İslâm kültürüne ve,ahlâkî kalkınmaya, ilim v^ fikir adaniı yetiştirmeye gayret sarfedilmeyîşi, yatırım yapılmayışı ve bu ihtiyacın duyulmaması en büyük kayıbımızdır. Bu hal de maddenin manaya hakimiyetidir. Millete ve dine hizmet aşkı ile çırpınan nice fakir ve muhtaç talebeler vardır ki, kendilerine bir yardımcı bulamıyorlar, kendilerini yükseltecek imkânlara Taslamıyorlar. Her zengin kendi imkânlarına göre İlkokuldan itibaren İhtisasına kadar üç beş fakir ve dirayetli çocuğun eğitimini üzerine almış bulunsa, en büyük hizmeti işlemiş olacağından, en büyük âhiret sevabını da kazanmış olur. Yeterki niyet islâm'a ve mîllete hizmet olsun; İslâm ahlâkını gerçekleştirme gayesini taşısın.
H a b b a b kimdir? :
Ebu Abdullah künyesi ile tanınan H a b ba b'm babası Erett1-dir. Habbab ibni Erett diye şöhret bulmuştur. Cahİliyyet devrinde esir edilerek Mekke'de satılmış ve Om mü En m ar adındaki bir kadın tarafından satın alınarak azad edîlmfşti. Kılıç İmal eden ünlü bİr usta idi. Huza'a kabilesinden olduğu söylenir. İlk İslâm'ı kabul eden altı kişinin altıncısı olmuştb. İslâm dinine girdiğini ilk açıklayan Habbab olmuştur. Mekke de müşrikler tarafından çok acıklı bir şekilde azab edilenler arasında bulunuyordu. Bir gün Hz. Ömer, Habbab'a sordu:
«— Allah yolunda nasıl bîr güçlükle karşılaştın?»
O şöyle cevap verdi:
«— Ey mühimlerin Emîri! Benîm için ateş yakıldı. Oyleki bu yatölüh ateşi vücudumdaki yağlar söndürmüştü.»
Allah yolunda ilk hicret eden Müslümanlardan (Müstaz'afîn'den) dır.
Bedir savaşında ve ondan sonraki diğer bütün savaşlarda bulunmuş; ve sonra Küfeye geçerek orada 63 yaşında olduğu halde hicretin 37. yılında vefat etmiştir. Rivayete göre hastalığı çok şiddetli olmuştu. Bu tzdı-rabını ifade için şöyle demişti :
«— Eğer Resûlüllcıh (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) bize, ölümü istemeyi yasaklamıyaydı, ben Ölümü isteyecektim.»
Hazreti A I i (Radiyalîahu anh) Sıffîn savaşından dönüşünde kabrine uğramış ve şöyle demişti :
— Allah Habbab'a rahmet etsin! Gönlü ile Müslüman oldu, istiyerek hicret etti, mü carı İd olarak yaşads ve muhtelif belâlarla karşılaştı. Elbette Aİİah onun mükâfaîtn: zayi etmİyecektir. .
Peygamber Efendimizden hadîsler rivayet etti. Kendisinden de Ebu U m a m e, kendi oğlu Abdullah, Ebu Ma'mer, Kaysibni Ebu Haz,i m ve Mesrûk gibi zevat rivayet etmişlerdir. Allah ondan ve butun ashabdan razı olsun.875
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 447, /358
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı