حدثنا عبد الأعلى بن مسهر أو بلغني عنه قال حدثنا سعيد بن عبد العزيز عن ربيعة بن يزيد عن أبي إدريس الخولاني عن أبى ذر عن النبي صلى الله عليه وسلم عن الله تبارك وتعالى قال : يا عبادي إني قد حرمت الظلم على نفسي وجعلته محرما بينكم فلا تظالموا يا عبادي إنكم الذين تخطئون بالليل والنهار وأنا أغفر الذنوب ولا أبالى فاستغفرونى أغفر لكم يا عبادي كلكم جائع إلا من أطعمته فاستطعموني أطعمكم كلكم عار إلا من كسوته فاستكسونى أكسكم يا عبادي لو أن أولكم وآخركم وإنسكم وجنكم كانوا على قلب أتقى عبد منكم لم يزد ذلك في ملكي شيئا ولو كانوا على أفجر قلب رجل لم ينقص ذلك من ملكى شيئا ولو اجتمعوا في صعيد واحد فسألونى فأعطيت كل إنسان منهم ما سأل لم ينقص ذلك من ملكى شيئا إلا كما ينقص البحر أن يغمس فيه المخيط غمسة واحدة يا عبادي إنما هي أعمالكم أجعلها عليكم فمن وجد خيرا فليحمد الله ومن وجد غير ذلك فلا يلوم إلا نفسه كان أبو إدريس إذا حدث بهذا الحديث جثا على ركبتيه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164687, EM000490
Hadis:
حدثنا عبد الأعلى بن مسهر أو بلغني عنه قال حدثنا سعيد بن عبد العزيز عن ربيعة بن يزيد عن أبي إدريس الخولاني عن أبى ذر عن النبي صلى الله عليه وسلم عن الله تبارك وتعالى قال : يا عبادي إني قد حرمت الظلم على نفسي وجعلته محرما بينكم فلا تظالموا يا عبادي إنكم الذين تخطئون بالليل والنهار وأنا أغفر الذنوب ولا أبالى فاستغفرونى أغفر لكم يا عبادي كلكم جائع إلا من أطعمته فاستطعموني أطعمكم كلكم عار إلا من كسوته فاستكسونى أكسكم يا عبادي لو أن أولكم وآخركم وإنسكم وجنكم كانوا على قلب أتقى عبد منكم لم يزد ذلك في ملكي شيئا ولو كانوا على أفجر قلب رجل لم ينقص ذلك من ملكى شيئا ولو اجتمعوا في صعيد واحد فسألونى فأعطيت كل إنسان منهم ما سأل لم ينقص ذلك من ملكى شيئا إلا كما ينقص البحر أن يغمس فيه المخيط غمسة واحدة يا عبادي إنما هي أعمالكم أجعلها عليكم فمن وجد خيرا فليحمد الله ومن وجد غير ذلك فلا يلوم إلا نفسه كان أبو إدريس إذا حدث بهذا الحديث جثا على ركبتيه
Tercemesi:
— Ebû Zer, Peygamber (Sallaîîahü Aleyhi ve SeJlem)'den, Peygamber de Allah (Tebareke ve Teâlâ)'dan aldığına göre, Allah şöyle buyurdu :
«— Ey kullarım! Ben zulmü kendimden kaldırdım ve sizin aranızda da onu haram kıldım; artık birbirinize zulmetmeyiniz.
— Ey kullarım! Siz gece ve gündüz günah işlersiniz; ben ise günahları bağışlarım ve beis görmem. O halde benden mağfiret dileyin, sizi bağışlıyayım.
— Ey kullarım! Ben doyurmazsam, hepiniz açsınız, O halde benden rızık isteyin, sizi doyurayım. Ben giydirmezsem, hepiniz çıplaksınız. O halde benden giyim isteyin, sizi giydireym.
— Ey kullarım! Eğer sizden öncekiler ve sonrakiler, insanlarınız ve cinleriniz, sizden en takva sahibi bir kulun kalbinde bulunsalar, bu benim mülkümde bir şey çoğaltmaz ve eğer en facir bir adamın kalbinde bulunsalar, bu da benim mülkümden bir şey azaltmaz. Eğer bir arazi üzerinde toplanıp da benden isteseler, ben de onlardan her insana istediğini versem, bu benim mülkümden bir şey azaltmaz; ancak denize bir defa batırılan iğnenin denizi azaltması kadar azaltır.
— Ey kullarım! İşte tu ameiierinizdir ki, onları size karşı tespit ederim, hesaba geçiririm. O halde kim amellerinde hayır bulursa, Allah'a hamd etsin. Kim de bundan başkasını k ulursa, neuinden îıaşkasuu kötülemesin, (suç nefsinindir).»
Ebu İdris, bu kudsî hadîsi anlattığı zaman, dizleri üzere çökerek otururdu.956
Peygamber (Sallaliahü Aleyhi veSetle/n)'\n Allah Tealâya nispet ederek buyurdukları Kur'ân'dan ve daha önceki kitaplardan olmayan kelâma «Kudsî Hadîs» denir. Bir de kudsî hadîs şöyle tarif edilir: Peygamber (Sailattahü Aıeyhi ve Setlem) "\n manasını Allah Katından alıp da, lâfızlarını kendisi ifadelendirdiği kelâma «Kudsi Hadîs» denir. Fakat bu ikinci tarif hadîs âlîmîerince muteber sayılmamaktadır; Çünkü Peygamber kendiliğinden hiç bir dinî hüküm söylemez, ancak Allah'dan vahy edileni bildirir. Böyle olunca diğer bütün hadîsler de bu tarifin İçine girmiş olurlar.
Kur'ân'la Kudsî hadîsin arası şöyle ayrılır: Melek Cebrail tarafından tilâvet edilerek (okunarak) Peygambere gelen vahy ki, bunlar Kur'ân âyetleridir. Tilâvet edilmeyerek (okunmayarak) kalbe vahyedilerek bırakılan manalar ki, bunlar da kudsî hadîslerdir. (Kale Allahu) ve (Yekûlü Allahu) kelâmı ile Peygamber in kelâma başladığı hadîslerdir. Bunların sayısı yüzden fazladır. Ebu Zer hazretlerinden rivayet edilen bu kudsî hadîs en meşhurlarıdır.
Allah Tealâ Hazretlerine nispet edilen kelâmlar üç kısma ayrılır:
1— Kur'ân : İlâhî kelâmların en şereflisi Kur'ân'dır; çünkü lâfız ve ma-nasİyle kıyamete kadar bâkİ kalacak olan ve insanları her devirde acziyete düşüren icazkâr kelâmdır. Tahrif ve tebdilden korunmuştur. Abdestsİzlerin ona dokunması ve cünub olanların onu okuması haramdır. Namaz, ancak ondan bir kısım okumakla sıhhat bulur. Şüphe ve tereddüde yer vermeyecek bir nakil olan tevatür yolu ile gelmiştir.
2— Daha önceki Peygamberlere gelen ve değişikliğe uğramadan önce olan kitaplar.
3— Ahad yolu ile bize kadar nakledilen Kudsî hadîsler.
Bu Kudsî Hadîs, zulüm bölümünde getirilmiştir; çünkü baş tarafında zulmün haram olduğuna işaret vardır. Zulüm iki nevidir; biri, insanın kendi nefsine zulmetmesi ki, bunun en büyüğü şirk ve küfür haline düşmesidir.
Sonra bunu takiben gelen diğer günahları işlemesidir. İkincisi, insanın başkasına zulüm etmesidir ki, burada bahis konusu olan zulüm bu ikinci nevidir. Kimse kimseye zulüm etmesin, haksızlık ve tecavüzde bulunmasın. Zulüm günahı hem Peygamberlik, hem de velîlik rütbesine engeldir.
Kudsî hadîsin 2. bölümü, istiğfar ve dua ile ilgilidir. Beşeriyet İcabı, İnsanlar gece ve gündüz çeşitli günah İşlemekten kurtulamazlar. Bundan kurtuluş çaresi, kulun kendini muhasebe ederek günah ve sevabların düşünüp Allah'dan mağfiret dilemesi ve bir daha o günaha dönmemeye azmetmesidİr.
Duaya gelince : Allah Tealâ bütün İhtiyaçlar için kulların kendisinden talepte bulunmalarını ve istemelerini sever, buna rıza gösterir. İhtiyaçların dünya ve âhiret işlerine ait olmalarında bir ayrılık yoktur; her ikisi İçin dua edilir. Allah'dan hidayet, mağfiret dilendiği gibi, yemek, içmek ve ıgiymek gibi ihtiyaçlar için dua edilir. Peygamber (Sallallahü Aleyhi vs Selltm) bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurdular:
«— Sizden her biriniz, Rabbinden bütün ihtiyaçlarım istesin; ayakkabınızın kesilen kayışına varmaya kadar...»
Ashabı kiramdan bir kısmı, hayvanlarının yemine ve yemeklerinin tuzuna varıncaya kadar ihtiyaçlarını Allah'dan İsterlerdi, (Fadlu'llah: C. 1, s. 575)
Allah Tealâ nin hazineleri sonsuz ve tükenmez olduğu için, insanların bütününe vereceği şeyler, onun mülkünden hiç bir şey eksiltmez. Bunun için denize batırılan iğnenin, deniz suyundan azaltması gibi bir benzerlik yapılmıştır.957
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 490, /385
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
3. Rabi'a b. Yezid el-İyadî (Rabi'a b. Yezid el-İyadî)
4. Said b. Abdülaziz et-Tennuhi (Said b. Abdülaziz b. Ebu Yahya)
5. Ebu Müshir Abdula'la b. Müshir el-Ğassani (Abdula'la b. Müshir b. Abdula'la)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Hadis, Kudsi Hadis
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Zulüm / Zalim, zulmetmek