Giriş

Bize Ahmed b. Ali b. el-Müsennâ, ona İbrahim b. Abdullah el-Herevî, ona İsmail b. Uleyye, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu'z-Zübeyr, ona Câbir (ra) şöyle nakletmiştir: Tufeyl b. Amr ed-Devsî (ra), Mekke'de Rasulullah'a (sav) geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın resulü! Bir kaleye, asker ve yardıma gel". Ravilerden Ebu'z-Zübeyr şöyle dedi: Devs: Dağ başında ancak iplerle çıkılabilecek, (yolu olmayan) bir yerdeydi. . Rasululah (sav) ona "Arkada seninle birlikte kimse var mı?" deyince "Bilmiyorum" dedi. Hz. Peygamber onun teklifini kabul etmedi. Rasulullah (sav) Medine'ye gelince Tufeyl b. Amr ed-Devsî (ra) de hicret ederek Medine'ye geldi. Yanında kabilesinden bir adam vardı. Adam ağır bir hummaya tutuldu. Acıya dayanamadı, bir bıçak aldı, parmak boğumlarından kesti, kanı durmadı ve öldü. Sonra Tufeyl b. Amr'ın rüyasına güzel bir elbise içinde elini örtmüş halde geldi. Tufeyl ona "Ey Falanca" deyince o kişi "Buyur" dedi. Tufeyl "Nasılsın" diye sorunca "Rabbim bana merhamet etti ve peygamberine hicret ettiğim için beni bağışladı" dedi. "Ellerin ne oldu diye sordu. Rabbim bana şöyle dedi: "Senin bozduğunu düzeltmeyeceğiz" buyurdu. Tufeyl rüyayı Rasulullah'a anlattı. Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve şöyle buyurdu: "Allah'ım! Ellerini de bağışla. Allah'ım! Ellerini de bağışla. Allah'ım! Ellerini de bağışla."


    Öneri Formu