فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَى

Onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılan değil mi!

Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: حَيَّةٌ تَسْعَى

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/20, /

فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِي يَا مُوسَى

Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/11, /

إِنَّ السَّاعَةَ ءاَتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعَى

Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Herkes peşine koştuğu şeyin karşılığını bulsun diye neredeyse onu (kendimden) gizleyeceğim.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/15, /

فَلاَ يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لاَ يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَى

Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın; sonra mahvolursun!

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/16, /

وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَا مُوسَى

Şu sağ elindeki nedir, ey Musa?

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/17, /

قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَى غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَى

O, benim asamdır, dedi, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; benim ona başkaca ihtiyaçlarım da vardır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/18, /

قَالَ أَلْقِهَا يَا مُوسَى

Allah: Yere at onu, ey Musa! dedi.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/19, /

قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا الْأُولَى

Allah buyurdu: Al onu! Korkma! Biz onu şimdi ilk haline sokacağız.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/21, /

وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَى جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاء مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَى

Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/22, /

لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى

Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tâhâ 20/23, /