Öneri Formu
Hadis Id, No:
494, M000103
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ هَاشِمٍ الْعَبْدِىُّ حَدَّثَنَا بَهْزٌ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ قَالَ قَالَ أَنَسٌ كُنَّا نُهِينَا فِى الْقُرْآنِ أَنْ نَسْأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ شَىْءٍ. وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِمِثْلِهِ فَكَانَ يُعْجِبُنَا أَنْ يَجِىءَ الرَّجُلُ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ الْعَاقِلُ فَيَسْأَلَهُ وَنَحْنُ نَسْمَعُ فَجَاءَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ أَتَانَا رَسُولُكَ فَزَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ اللَّهَ أَرْسَلَكَ قَالَ "صَدَقَ." قَالَ فَمَنْ خَلَقَ السَّمَاءَ قَالَ "اللَّهُ." قَالَ فَمَنْ خَلَقَ الأَرْضَ قَالَ "اللَّهُ." قَالَ فَمَنْ نَصَبَ هَذِهِ الْجِبَالَ وَجَعَلَ فِيهَا مَا جَعَلَ. قَالَ "اللَّهُ." قَالَ فَبِالَّذِى خَلَقَ السَّمَاءَ وَخَلَقَ الأَرْضَ وَنَصَبَ هَذِهِ الْجِبَالَ آللَّهُ أَرْسَلَكَ قَالَ "نَعَمْ." قَالَ وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا خَمْسَ صَلَوَاتٍ فِى يَوْمِنَا وَلَيْلَتِنَا. قَالَ "صَدَقَ." قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمْرَكَ بِهَذَا قَالَ "نَعَمْ." قَالَ وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا زَكَاةً فِى أَمْوَالِنَا. قَالَ "صَدَقَ." قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمْرَكَ بِهَذَا قَالَ "نَعَمْ." قَالَ وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا صَوْمَ شَهْرِ رَمَضَانَ فِى سَنَتِنَا. قَالَ "صَدَقَ." قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ "نَعَمْ." قَالَ وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا حَجَّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً . قَالَ "صَدَقَ." قَالَ ثُمَّ وَلَّى. قَالَ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لاَ أَزِيدُ عَلَيْهِنَّ وَلاَ أَنْقُصُ مِنْهُنَّ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "لَئِنْ صَدَقَ لَيَدْخُلَنَّ الْجَنَّةَ".
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Hâşim el-Abdî, ona Behz, ona Süleyman b. Mugîra, ona Sabit rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Biz Kur'an'da Hz. Peygamber'e (sav) lüzumsuz bir şey sormaktan alı konulmuştuk. Hadisi bundan evvelki gibi rivayet etmiştir. Çöl halkından zeki birinin gelip Hz. Peygamber'e (sav) sorular sorması ve aralarındaki konuşmayı dinlememiz hoşumuza giderdi. Bir gün çöl halkından birisi gelip Ey Muhammed! Elçin bize geldi. Seni Allah'ın gönderdiğini söylüyor dedi. Hz. Peygamber (sav); "doğru söylemiş" buyurdu. Adam, gökyüzünü kim yarattı? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "Allah" dedi. Adam, yeri kim yarattı? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "Allah!" buyurdu. Adam, peki bu dağları kim böyle dikmiş ve onlardaki her şeyi var etmiş? diye sordu. Hz. Peygamber; "Allah!" diye cevap verdi. Adam, gökyüzünü, yeryüzünü yaratan ve bu dağları diken o yaratıcının hakkı için söyle! Seni Allah mı gönderdi? diye sordu. Hz. Peygamber; "evet" diye cevap verdi. Adam, gönderdiğin elçi bir günde beş vakit namaz kılmamız gerektiğini söylüyor dedi. Hz. Peygamber (sav); "doğru söylemiş" dedi. Adam; seni gönderen Allah hakkı için söyle. Allah sana bunu emretti mi? diye sordu. Hz. Peygamber; "evet." diye cevap verdi. Adam, gönderdiğin elçi mallarımızdan zekât vermemizi söylüyor dedi. Hz. Peygamber (sav); "doğru söylemiş" diye karşılık verdi. Adam, seni gönderen aşkına söyle Allah sana bunu da emretti mi? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "evet!" diye cevap verdi. Adam, senin elçin Ramazan ayında oruç tutmamızı söylüyor dedi. Hz. Peygamber (sav); "doğru söylemiş" buyurdu. Adam, Seni hak ile gönderen Mevla aşkına söyle, Allah sana bunu emretti mi? Hz. Peygamber (sav); "evet" diye cevap verdi. Adam, senin gönderdiğin elçi yapabilenlerin Kâbe'ye haccetmeleri gerektiğini söylüyor deyince Hz. Peygamber (sav); "doğru söylemiş" buyurdu. Sonra adam geri döndü ve Seni gönderene yemin olsun ki ne eksik ne fazla yaparım. Hz. Peygamber (sav) bunun üzerine "eğer doğru söylüyorsa cennete girdi" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 103, /36
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Said Süleyman b. Muğîra el-Kaysî (Süleyman b. Muğîra)
4. Ebu Esved Behz b. Esed el-Ammî (Behz b. Esed)
5. Abdullah b. Hâşim el-Abdî (Abdullah b. Hâşim b. Hıbbân)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
KTB, ADAB