Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî aynı isnad ile Yunus'un hadisine benzer şekilde rivayette bulunmuş, rivayetinde “Bunun üzerine Allahu Teâlâ "Ey örtünüp bürünen" ayetinden "pisliği terk et" ayetine kadarki kısmı, namazın farz kılınmasından önce vahyetti.” demiş ve (Ebu Seleme'nin) “"rucz", putlar anlamına gelir” sözünü de zikretmiştir. Ayrıca Rasulullah'ın (sav); "(Melek'ten) oldukça korktum" sözünü, Ukayl'in rivayet ettiği gibi nakletmiştir.
Açıklama: Rivayetin tam metni için M000403 numaralı hadise bakınız.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
987, M000408
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَ حَدِيثِ يُونُسَ وَقَالَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى "(يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ)" إِلَى قَوْلِهِ "(وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ)" قَبْلَ أَنْ تُفْرَضَ الصَّلاَةُ - وَهِىَ الأَوْثَانُ - وَقَالَ "فَجُثِثْتُ مِنْهُ." كَمَا قَالَ عُقَيْلٌ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî aynı isnad ile Yunus'un hadisine benzer şekilde rivayette bulunmuş, rivayetinde “Bunun üzerine Allahu Teâlâ "Ey örtünüp bürünen" ayetinden "pisliği terk et" ayetine kadarki kısmı, namazın farz kılınmasından önce vahyetti.” demiş ve (Ebu Seleme'nin) “"rucz", putlar anlamına gelir” sözünü de zikretmiştir. Ayrıca Rasulullah'ın (sav); "(Melek'ten) oldukça korktum" sözünü, Ukayl'in rivayet ettiği gibi nakletmiştir.
Açıklama:
Rivayetin tam metni için M000403 numaralı hadise bakınız.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 408, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Vahiy, vahyin kesilmesi
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Peygamber'in (sav) hanımı Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber'e gelen vahiy, başlangıçta, uykuda sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü her rüya sabahın aydınlığı gibi apaçık olurdu. Ardından kendisine yalnızlık sevdirildi. O, Hira mağarasına çekilir, orada ailesine dönmeden birçok gece tehannüs -ibadet- ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. (Azığı bittikten) sonra Hatice'nin yanına döner, yine azık alırdı. (Hal böyle iken) kendisi Hira mağarasında bulunduğunda Hak, ansızın kendisine geldi. O'na melek geldi ve 'Oku' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ben okuma bilmem' dedi. Hz. Peygamber der ki: (Melek) beni aldı, öyle bir sıktı ki takatim kesildi. Sonra beni bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben ise 'Okuma bilmem' dedim. Beni yine aldı ve ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben 'Okuma bilmem' dedim. Beni (bir daha) aldı ve takatim kesilene kadar üçüncü defa sıktı, sonra bıraktı. Bana, 'Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, rabbin en cömert olandır. O, insana, kalemle bilmediğini öğretti' Alak, 95/1-5 dedi."
"Hz. Peygamber (sav) korkudan titreyerek döndü, Hatice'nin yanına girip 'Beni örtün, beni örtün' buyurdu. Korku hali ondan gidene kadar onu örttüler. Ardından o, Hatice'ye 'Ey Hatice, bana ne oluyor' diyerek başından geçenleri ona anlattı ve 'kendim için endişeleniyorum' buyurdu. Hatice ise O'na 'Asla, (bilakis) sevin! Vallahi, Allah seni asla rezil-rüsva etmez. Vallahi, sen, akrabalarınla ilgilenir, doğru konuşur, ihtiyaç sahiplerini gözetir, yoksula, mahruma kazandırır, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen musibetlerde insanlara yardım edersin' dedi. Hatice onu alıp amcasının oğlu Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdüluzzâ'ya götürdü. Varaka Hz. Hatice'nin amcasının oğlu olup Cahiliye devrinde Hristiyan olmuştu. Yazı bilir ve Allah'ın imkan verdiği kadarıyla İncil'i Arapça yazardı. Oldukça yaşlı biriydi ve gözleri görmez olmuştu. Hatice ona 'Ey amca, bak kardeşinin oğlu ne diyor, bir dinle' dedi. Varaka b. Nevfel 'Ey kardeşimin oğlu ne görüyorsun?' diye sordu. Rasulullah da ona gördüklerini anlattı. Bunun üzerine Varaka 'Bu, Musa'ya (as) indirilen Nâmûs'tur. Keşke günü geldiğinde genç olabilsem! Keşke kavmin seni sürdüğünde hayatta olabilsem!' dedi. Rasulullah (sav) 'Onlar beni sürecekler mi?' dedi. Varaka da 'Evet, senin getirdiğinin benzerini kim getirdiyse ona düşmanlık yapılmıştır, senin o gününe yetişirsem, her şeyimle sana yardım edeceğim' dedi."
فَرَجَعَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَرْجُفُ بَوَادِرُهُ حَتَّى دَخَلَ عَلَى خَدِيجَةَ فَقَالَ "زَمِّلُونِى زَمِّلُونِى." فَزَمَّلُوهُ حَتَّى ذَهَبَ عَنْهُ الرَّوْعُ ثُمَّ قَالَ لِخَدِيجَةَ "أَىْ خَدِيجَةُ مَا لِى." وَأَخْبَرَهَا الْخَبَرَ قَالَ "لَقَدْ خَشِيتُ عَلَى نَفْسِى." قَالَتْ لَهُ خَدِيجَةُ كَلاَّ أَبْشِرْ فَوَاللَّهِ لاَ يُخْزِيكَ اللَّهُ أَبَدًا وَاللَّهِ إِنَّكَ لَتَصِلُ الرَّحِمَ وَتَصْدُقُ الْحَدِيثَ وَتَحْمِلُ الْكَلَّ وَتَكْسِبُ الْمَعْدُومَ وَتَقْرِى الضَّيْفَ وَتُعِينُ عَلَى نَوَائِبِ الْحَقِّ. فَانْطَلَقَتْ بِهِ خَدِيجَةُ حَتَّى أَتَتْ بِهِ وَرَقَةَ بْنَ نَوْفَلِ بْنِ أَسَدِ بْنِ عَبْدِ الْعُزَّى وَهُوَ ابْنُ عَمِّ خَدِيجَةَ أَخِى أَبِيهَا وَكَانَ امْرَأً تَنَصَّرَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ وَكَانَ يَكْتُبُ الْكِتَابَ الْعَرَبِىَّ وَيَكْتُبُ مِنَ الإِنْجِيلِ بِالْعَرَبِيَّةِ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكْتُبَ وَكَانَ شَيْخًا كَبِيرًا قَدْ عَمِىَ. فَقَالَتْ لَهُ خَدِيجَةُ أَىْ عَمِّ اسْمَعْ مِنِ ابْنِ أَخِيكَ. قَالَ وَرَقَةُ بْنُ نَوْفَلٍ يَا ابْنَ أَخِى مَاذَا تَرَى فَأَخْبَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَبَرَ مَا رَآهُ فَقَالَ لَهُ وَرَقَةُ هَذَا النَّامُوسُ الَّذِى أُنْزِلَ عَلَى مُوسَى صلى الله عليه وسلم يَا لَيْتَنِى فِيهَا جَذَعًا يَا لَيْتَنِى أَكُونُ حَيًّا حِينَ يُخْرِجُكَ قَوْمُكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أَوَمُخْرِجِىَّ هُمْ." قَالَ وَرَقَةُ نَعَمْ لَمْ يَأْتِ رَجُلٌ قَطُّ بِمَا جِئْتَ بِهِ إِلاَّ عُودِىَ وَإِنْ يُدْرِكْنِى يَوْمُكَ أَنْصُرْكَ نَصْرًا مُؤَزَّرًا.
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Peygamber'in (sav) hanımı Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber'e gelen vahiy, başlangıçta, uykuda sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü her rüya sabahın aydınlığı gibi apaçık olurdu. Ardından kendisine yalnızlık sevdirildi. O, Hira mağarasına çekilir, orada ailesine dönmeden birçok gece tehannüs -ibadet- ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. (Azığı bittikten) sonra Hatice'nin yanına döner, yine azık alırdı. (Hal böyle iken) kendisi Hira mağarasında bulunduğunda Hak, ansızın kendisine geldi. O'na melek geldi ve 'Oku' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ben okuma bilmem' dedi. Hz. Peygamber der ki: (Melek) beni aldı, öyle bir sıktı ki takatim kesildi. Sonra beni bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben ise 'Okuma bilmem' dedim. Beni yine aldı ve ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben 'Okuma bilmem' dedim. Beni (bir daha) aldı ve takatim kesilene kadar üçüncü defa sıktı, sonra bıraktı. Bana, 'Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, rabbin en cömert olandır. O, insana, kalemle bilmediğini öğretti' Alak, 95/1-5 dedi."
"Hz. Peygamber (sav) korkudan titreyerek döndü, Hatice'nin yanına girip 'Beni örtün, beni örtün' buyurdu. Korku hali ondan gidene kadar onu örttüler. Ardından o, Hatice'ye 'Ey Hatice, bana ne oluyor' diyerek başından geçenleri ona anlattı ve 'kendim için endişeleniyorum' buyurdu. Hatice ise O'na 'Asla, (bilakis) sevin! Vallahi, Allah seni asla rezil-rüsva etmez. Vallahi, sen, akrabalarınla ilgilenir, doğru konuşur, ihtiyaç sahiplerini gözetir, yoksula, mahruma kazandırır, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen musibetlerde insanlara yardım edersin' dedi. Hatice onu alıp amcasının oğlu Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdüluzzâ'ya götürdü. Varaka Hz. Hatice'nin amcasının oğlu olup Cahiliye devrinde Hristiyan olmuştu. Yazı bilir ve Allah'ın imkan verdiği kadarıyla İncil'i Arapça yazardı. Oldukça yaşlı biriydi ve gözleri görmez olmuştu. Hatice ona 'Ey amca, bak kardeşinin oğlu ne diyor, bir dinle' dedi. Varaka b. Nevfel 'Ey kardeşimin oğlu ne görüyorsun?' diye sordu. Rasulullah da ona gördüklerini anlattı. Bunun üzerine Varaka 'Bu, Musa'ya (as) indirilen Nâmûs'tur. Keşke günü geldiğinde genç olabilsem! Keşke kavmin seni sürdüğünde hayatta olabilsem!' dedi. Rasulullah (sav) 'Onlar beni sürecekler mi?' dedi. Varaka da 'Evet, senin getirdiğinin benzerini kim getirdiyse ona düşmanlık yapılmıştır, senin o gününe yetişirsem, her şeyimle sana yardım edeceğim' dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 403, /85
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri