Öneri Formu
Hadis Id, No:
2162, M000716
Hadis:
حَدَّثَنِى الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ - وَهُوَ الرَّبِيعُ بْنُ نَافِعٍ - حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ - يَعْنِى ابْنَ سَلاَّمٍ - عَنْ زَيْدٍ - يَعْنِى أَخَاهُ - أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَلاَّمٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو أَسْمَاءَ الرَّحَبِىُّ أَنَّ ثَوْبَانَ مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَدَّثَهُ قَالَ كُنْتُ قَائِمًا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَاءَ حَبْرٌ مِنْ أَحْبَارِ الْيَهُودِ فَقَالَ السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا مُحَمَّدُ. فَدَفَعْتُهُ دَفْعَةً كَادَ يُصْرَعُ مِنْهَا فَقَالَ لِمَ تَدْفَعُنِى فَقُلْتُ أَلاَ تَقُولُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ الْيَهُودِىُّ إِنَّمَا نَدْعُوهُ بِاسْمِهِ الَّذِى سَمَّاهُ بِهِ أَهْلُهُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "إِنَّ اسْمِى مُحَمَّدٌ الَّذِى سَمَّانِى بِهِ أَهْلِى." فَقَالَ الْيَهُودِىُّ جِئْتُ أَسْأَلُكَ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أَيَنْفَعُكَ شَىْءٌ إِنْ حَدَّثْتُكَ." قَالَ أَسْمَعُ بِأُذُنَىَّ فَنَكَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِعُودٍ مَعَهُ. فَقَالَ "سَلْ." فَقَالَ الْيَهُودِىُّ أَيْنَ يَكُونُ النَّاسُ يَوْمَ تُبَدَّلُ الأَرْضُ غَيْرَ الأَرْضِ وَالسَّمَوَاتُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "هُمْ فِى الظُّلْمَةِ دُونَ الْجِسْرِ." قَالَ فَمَنْ أَوَّلُ النَّاسِ إِجَازَةً قَالَ "فُقَرَاءُ الْمُهَاجِرِينَ." قَالَ الْيَهُودِىُّ فَمَا تُحْفَتُهُمْ حِينَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ قَالَ "زِيَادَةُ كَبِدِ النُّونِ" قَالَ فَمَا غِذَاؤُهُمْ عَلَى إِثْرِهَا قَالَ "يُنْحَرُ لَهُمْ ثَوْرُ الْجَنَّةِ الَّذِى كَانَ يَأْكُلُ مِنْ أَطْرَافِهَا." قَالَ فَمَا شَرَابُهُمْ عَلَيْهِ قَالَ "مِنْ عَيْنٍ فِيهَا تُسَمَّى سَلْسَبِيلاً." قَالَ صَدَقْتَ. قَالَ وَجِئْتُ أَسْأَلُكَ عَنْ شَىْءٍ لاَ يَعْلَمُهُ أَحَدٌ مِنْ أَهْلِ الأَرْضِ إِلاَّ نَبِىٌّ أَوْ رَجُلٌ أَوْ رَجُلاَنِ. قَالَ "يَنْفَعُكَ إِنْ حَدَّثْتُكَ." قَالَ أَسْمَعُ بِأُذُنَىَّ. قَالَ جِئْتُ أَسْأَلُكَ عَنِ الْوَلَدِ قَالَ "مَاءُ الرَّجُلِ أَبْيَضُ وَمَاءُ الْمَرْأَةِ أَصْفَرُ فَإِذَا اجْتَمَعَا فَعَلاَ مَنِىُّ الرَّجُلِ مَنِىَّ الْمَرْأَةِ أَذْكَرَا بِإِذْنِ اللَّهِ وَإِذَا عَلاَ مَنِىُّ الْمَرْأَةِ مَنِىَّ الرَّجُلِ آنَثَا بِإِذْنِ اللَّهِ." قَالَ الْيَهُودِىُّ لَقَدْ صَدَقْتَ وَإِنَّكَ لَنَبِىٌّ ثُمَّ انْصَرَفَ فَذَهَبَ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "لَقَدْ سَأَلَنِى هَذَا عَنِ الَّذِى سَأَلَنِى عَنْهُ وَمَا لِى عِلْمٌ بِشَىْءٍ مِنْهُ حَتَّى أَتَانِىَ اللَّهُ بِهِ."
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hulvânî, ona Ebu Tevbe -Rabi' b. Nafi'-, ona Muaviye-b. Sellam-, ona Zeyd (b. Sellam) -kardeşi-, ona Ebu Sellam (Memtur el-Esved), ona da Ebu Esma (Amr b. Mersed)er-Rahâbî, Rasulullah'ın (sav) azadlsı Sevban'nın (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah'ın (sav) yanında ayakta duruyordum. Yahudi alimlerinden bir alim çıkageldi ve es-Selamu aleyke ya Muhammed dedi. Bunun üzerine ben onu öyle bir ittim ki bu yüzden az daha yere yuvarlanıyordu. Beni neden itiyorsun? dedi. Ey Allah'ın Rasulü (sav) diyemez misin? dedim. Yahudi; biz onu ancak ailesinin verdiği ismiyle çağırırız, dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "kesinlikle benim adım ailemin bana isim olarak verdiği Muhammed'dir." Peşinden Yahudi şöyle dedi: Sana bir şeyler sormaya geldim. Rasulullah (sav) ona; "sana cevap versem, sana bir faydası olacak mı?" buyurdu. O da san kulağıyla (seni) dinleyeceğim cevabını verdi. Rasulullah (sav) yanındaki bir sopa ile yere bir takım çizgiler çizdi ve "sor!" diye buyurdu. Yahudi; yerin başka bir yere ve göğün (başka bir göğe) değiştirileceği gün insanlar nerede olacak? dedi. Rasulullah (sav); "sırat köprüsünün gerisinde karanlık içinde olacaklar" buyurdu. Yahudi; insanlardan (sırat köprüsünü) ilk geçen kim olacak? diye sordu. "Muhacirlerin fakirleri" buyurdu. Yahudi; peki cennete girerken onların hediyesi ne olacak? dedi. "Balık ciğerinin (en lezzetli kısmı olan) ucu" buyurdu. Onun peşinden yiyecekleri ne olacak? diye sordu. "Onlara cennetin köşelerinde otlayan cennet öküzü kesilecek" buyurdu. Onun üstüne içecekleri ne olacak? dedi. "Orada Selsebîl adı verilen bir kaynaktan (içecekler)" buyurdu. Yahudi; doğru söyledin dedi ve şu ilavede bulundu: Hem ben sana yer yüzünde yaşayanların bir peygamberden yahut bir veya iki kişiden başka hiçbirinin bilmeyeceği bir şeyi sormak için geldim. Rasulullah (sav); "söylersem sana bir faydası olacak mı?" buyurdu. Yahudi; kulaklarımı (açmış can kulağıyla) dinlerim ve Sana çocuktan (nasıl meydana geldiğinden) sormaya geldim dedi. Rasulullah (sav); "erkeğin menisi beyaz, kadının menisi ise sarıdır. Bunlar bir araya toplansa, erkeğin menisi kadınınkine üstün gelirse Allah'ın izni ile erkek çocuk doğurur. Kadının menisi erkeğinkine galebe çaldığında da Allah'ın izni ile kız doğurur" buyurdu. Yahudi; Allah'a yemin olsun ki doğru söyledin ve sen gerçekten bir Peygambersin dedi sonra çekilip gitti. Ardında Rasulullah (sav); "Allah'a yemin olsun ki bu adam bana soracağını sordu. Ama ben onun sorduklarından bir şey bilmiyordum. Ta ki Allah onları bana bildirdi" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Hayz 716, /142
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
CENNET TASVİRLERİ
Cennet, Nimetleri
Çocuk, cinsiyeti