Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Uleyye, ona Said b. Ebu Arube; (T)
Bize Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, o ikisine Şebabe b. Sevvar, ona Şube, onlara Katade bu isnatla şöyle rivayet etti:
Hz. Ömer bir Cuma günü hutbeye çıktı ve bir konuşma yaptı. Hz. Peygamber'i (sav) ve Ebu Bekir'i andı. (Sonra şöyle devam etti: Rüyamda sanki) bir horozun beni üç kez gagaladığını görür gibi oldum. Ben bu rüyayı ecelimin geldiğinden başka bir şekilde yorumlamıyorum. Bir kısım insanlar benden yerime halife atamamı istiyorlar. Allah dinini, hilafetini ve Peygamberi ile gönderdiği şer'î hükümleri ve ahkâmını zayi edecek değildir. Eğer başıma bir şey gelecek olursa hilafet işi Peygamber’in (sav) vefat ederken kendilerinden razı olduğu altı kişilik şu grubun kendi aralarında istişareleri ile belirlenecektir. Ben kesinlikle biliyorum ki benden sonra bazı kimseler bu işe karşı geleceklerdir. Ben vaktiyle onları İslam üzere (teslim olmaları, fitne çıkarmamaları için) kendi ellerimle dövmüştüm. Eğer böyle yaparlarsa bunlar kâfir ve sapıklardır. Sonra ben, kendimden sonraya Kelâlenin (ölüp geride baba ya da oğul bırakmayan kimse) durumundan daha önemli bir mesele bırakmadığım kanaatindeyim. Rasulullah'a (sav) Kelâle konusunda müracaat ettiğim kadar başka hiçbir meselede müracaat etmedim. Rasulullah da (sav) cevap verirken başka hiçbir meselede bana bu kadar sert davranmadı. Hatta parmağı ile göğsümü dürterek bana; "Ömer! Nisâ suresinin sonundaki, yazın inen ayet sana yetmiyor mu?" dedi. Yaşarsam bu konudaki hükmü öyle bir belirleyeceğim ki Kur'an'ı okuyan da okumayan da onunla hüküm verebilecek. Sonra Ömer şöyle devam etti: Allah’ım! Şehirlerdeki valilerine seni şahit tutarım. Zira ben onları adaletle davransınlar, insanlara dinlerini, Peygamber’in sünnetini öğretsinler, ganimeti aralarında güzelce pay etsinler, kendilerine zor gelen işleri bana havale etsinler diye bu göreve getirdim. Sonra siz ey insanlar! Bence nahoş olan iki bitkiyi, soğan ve sarımsağı yiyorsunuz. Rasul-i Ekrem’in (sav) mescitte bir kimseden bunların kokusunu aldığı zaman onun Baki mezarlığının oraya gönderilmesini emrettiğini gördüm. Her kim soğan sarımsak yerse onları pişirerek öldürsün (kokusunu etkisiz hale getirsin.)


    Öneri Formu
4453 M001259 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 78

Bize Ebû Bekir b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Uleyye, ona Said b. Ebu Arûbe; (T)

Bize Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, onlara Şebâbe b. Sevvâr, ona Şu'be; onların ikisine birden Katâde bu isnatla Katâde'ye Salim b. Ebu'l-Ca'd, ona Ma'dân b. Ebu Talha, yukarıdaki hadisin aynısını rivayet etti:

[İlgili hadis:
Hz. Ömer bir Cuma günü hutbeye çıktı ve bir konuşma yaptı. Hz. Peygamber'i (sav) ve Ebu Bekir'i andı. Sonra şöyle devam etti: Rüyamda sanki bir horozun beni üç kez gagaladığını gördüm. Bu olsa olsa benim ecelimin geldiğine işarettir. Bir kısım insanlar benden yerime halife atamamı istiyorlar. (Atamasam da) Allah dinini, hilafetini ve Peygamberi ile gönderdiği şeyleri zayi edecek değil ya! Eğer erkenden ölecek olursam hilafet işi Peygamber'in (sav) vefat ederken kendilerinden razı olduğu altı kişilik şu grubun kendi aralarındaki istişareleri ile belirlensin. Ben kesinlikle biliyorum ki benden sonra bazı kimseler bu işe karşı geleceklerdir. Oysa ben onları vaktiyle İslam'ı kabul edip (teslim olmaları, fitne çıkarmamaları için) kendi ellerimle dövmüştüm. Eğer böyle karşı çıkarlarsa bunlar kâfir ve sapıklardır. Sonra öyle inanıyorum ki ben, benden sonraya, Kelâleden (ölüp geride baba ya da oğul bırakmayan kimse) daha önemli bir mesele bırakmadım. Rasulullah'a (sav) Kelâle konusunda gidip geldiğim kadar başka hiçbir meselede gidip gelmedim. Rasulullah da (sav) cevap verirken başka hiçbir meselede bana bu kadar sert davranmadı. Hatta parmağı ile göğsümü dürterek bana “Ömer! Nisâ suresinin sonundaki, yazın inen ayet sana yetmiyor mu?” dedi. Yaşarsam bu konudaki hükmü öyle bir belirleyeceğim ki Kur'an'ı okuyan da okumayan da onunla hüküm verebilecek.

Sonra Ömer şöyle devam etti: Allahım! Şehirlerdeki valiler hakkında seni şahit tutuyorum. Zira onları bu göreve getirirken tek maksadım şuydu: İnsanlara adil davransınlar, dinlerini ve Peygamber'in (sav) sünnetini öğretsinler, ganimeti aralarında pay etsinler, kendilerine zor gelen işleri bana havale etsinler.

Sonra ey insanlar! Bence iğrenç olan iki bitkiyi, soğan ve sarımsağı yiyorsunuz. Bizzat gördüm ki Rasul-i Ekrem (sav) mescitte bir kimseden bunların kokusunu aldığı zaman emreder, onu mescitten çıkartıp Baki mezarlığına kadar gönderirdi. Her kim soğan sarımsak yerse onları pişirerek öldürsün (kokusunu etkisiz hale getirsin.)


    Öneri Formu
281936 M001259-2 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 78

Bize Ebû Bekir b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Uleyye, ona Said b. Ebu Arûbe; (T)

Bize Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, onlara Şebâbe b. Sevvâr, ona Şu'be; onların ikisine birden Katâde bu isnatla Katâde'ye Salim b. Ebu'l-Ca'd, ona Ma'dân b. Ebu Talha, yukarıdaki hadisin aynısını rivayet etti:

[İlgili hadis:
Hz. Ömer bir Cuma günü hutbeye çıktı ve bir konuşma yaptı. Hz. Peygamber'i (sav) ve Ebu Bekir'i andı. Sonra şöyle devam etti: Rüyamda sanki bir horozun beni üç kez gagaladığını gördüm. Bu olsa olsa benim ecelimin geldiğine işarettir. Bir kısım insanlar benden yerime halife atamamı istiyorlar. Allah dinini, hilafetini ve Peygamberi ile gönderdiği şeyleri zayi edecek değil ya! Eğer erkenden ölecek olursam hilafet işi Peygamber'in (sav) vefat ederken kendilerinden razı olduğu altı kişilik şu grubun kendi aralarındaki istişareleri ile belirlensin. Ben kesinlikle biliyorum ki benden sonra bazı kimseler bu işe karşı geleceklerdir. Oysa ben onları vaktiyle İslam'ı kabul edip (teslim olmaları, fitne çıkarmamaları için) kendi ellerimle dövmüştüm. Eğer böyle karşı çıkarlarsa bunlar kâfir ve sapıklardır. Sonra öyle inanıyorum ki ben, benden sonraya, Kelâleden (ölüp geride baba ya da oğul bırakmayan kimse) daha önemli bir mesele bırakmadım. Rasulullah'a (sav) Kelâle konusunda gidip geldiğim kadar başka hiçbir meselede gidip gelmedim. Rasulullah da (sav) cevap verirken başka hiçbir meselede bana bu kadar sert davranmadı. Hatta parmağı ile göğsümü dürterek bana “Ömer! Nisâ suresinin sonundaki, yazın inen ayet sana yetmiyor mu?” dedi. Yaşarsam bu konudaki hükmü öyle bir belirleyeceğim ki Kur'an'ı okuyan da okumayan da onunla hüküm verebilecek.

Sonra Ömer şöyle devam etti: Allahım! Şehirlerdeki valiler hakkında seni şahit tutuyorum. Zira onları bu göreve getirirken tek maksadım şuydu: İnsanlara adil davransınlar, dinlerini ve Peygamber'in (sav) sünnetini öğretsinler, ganimeti aralarında pay etsinler, kendilerine zor gelen işleri bana havale etsinler.

Sonra ey insanlar! Bence iğrenç olan iki bitkiyi, soğan ve sarımsağı yiyorsunuz. Bizzat gördüm ki Rasul-i Ekrem (sav) mescitte bir kimseden bunların kokusunu aldığı zaman emreder, onu mescitten çıkartıp Baki mezarlığına kadar gönderirdi. Her kim soğan sarımsak yerse onları pişirerek öldürsün (kokusunu etkisiz hale getirsin.)


    Öneri Formu
281937 M001259-3 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 78