2 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da İtban b. Malik “Ben Rasulullah'a (sav) geldim” dedi ve hadisi Yunus'un hadisi rivayet ettiği manada zikretti. Ancak farklı olarak "Bir adam; Malik b. Duhşum ve yahut da Duhayş nerede? dedi" şeklinde bir ifade kullandı. Ayrıca hadise şu ilaveyi de ekledi: Mahmud der ki: Ben bu hadisi aralarında Ebu Eyyüb el- Ensarî'nin de bulunduğu birkaç kişiye de naklettim. Ebu Eyyüb “Ben Rasulullah'ın (sav) senin dediğin gibi demiş olduğunu zannetmiyorum” dedi. (Mahmud b. Rabî) der ki: Bunun üzerine, İtban'ın yanına dönersem ona durumu soracağıma dair yemin ettim. Sonra onun yanına döndüm. Onun oldukça yaşlanmış bir ihtiyar olduğunu, gözlerinin artık göremediğini, bununla birlikte kavmine imamlık ettiğini gördüm. Yanına oturdum. Ona bu hadisi sordum. İlk defa bana, o hadisi nasıl naklettiyse öylece rivayet etti. Zührî der ki: İşte bundan sonra bu konuda çeşitli farzlar ve emirler nazil oldu. Bizim görüşümüze göre fetva onlara göredir. Dolayısıyla aldanmama imkânı olan bir kimse sakın aldanmasın.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da İtban b. Malik “Ben Rasulullah'a (sav) geldim” dedi ve hadisi Yunus'un hadisi rivayet ettiği manada zikretti. Ancak farklı olarak "Bir adam; Malik b. Duhşum ve yahut da Duhayş nerede? dedi" şeklinde bir ifade kullandı. Ayrıca hadise şu ilaveyi de ekledi: Mahmud der ki: Ben bu hadisi aralarında Ebu Eyyüb el- Ensarî'nin de bulunduğu birkaç kişiye de naklettim. Ebu Eyyüb “Ben Rasulullah'ın (sav) senin dediğin gibi demiş olduğunu zannetmiyorum” dedi. (Mahmud b. Rabî) der ki: Bunun üzerine, İtban'ın yanına dönersem ona durumu soracağıma dair yemin ettim. Sonra onun yanına döndüm. Onun oldukça yaşlanmış bir ihtiyar olduğunu, gözlerinin artık göremediğini, bununla birlikte kavmine imamlık ettiğini gördüm. Yanına oturdum. Ona bu hadisi sordum. İlk defa bana, o hadisi nasıl naklettiyse öylece rivayet etti. Zührî der ki: İşte bundan sonra bu konuda çeşitli farzlar ve emirler nazil oldu. Bizim görüşümüze göre fetva onlara göredir. Dolayısıyla aldanmama imkânı olan bir kimse sakın aldanmasın.