Öneri Formu
Hadis Id, No:
2767, M004668
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ عَبَّادٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ - وَهُوَ ابْنُ إِسْمَاعِيلَ - عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى عُبَيْدٍ مَوْلَى سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى خَيْبَرَ فَتَسَيَّرْنَا لَيْلاً فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ لِعَامِرِ بْنِ الأَكْوَعِ أَلاَ تُسْمِعُنَا مِنْ هُنَيْهَاتِكَ وَكَانَ عَامِرٌ رَجُلاً شَاعِرًا فَنَزَلَ يَحْدُو بِالْقَوْمِ يَقُولُ اللَّهُمَّ لَوْلاَ أَنْتَ مَا اهْتَدَيْنَا وَلاَ تَصَدَّقْنَا وَلاَ صَلَّيْنَا فَاغْفِرْ فِدَاءً لَكَ مَا اقْتَفَيْنَا وَثَبِّتِ الأَقْدَامَ إِنْ لاَقَيْنَا وَأَلْقِيَنْ سَكِينَةً عَلَيْنَا إِنَّا إِذَا صِيحَ بِنَا أَتَيْنَا وَبِالصِّيَاحِ عَوَّلُوا عَلَيْنَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ هَذَا السَّائِقُ » . قَالُوا عَامِرٌ . قَالَ « يَرْحَمُهُ اللَّهُ » . فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ وَجَبَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَوْلاَ أَمْتَعْتَنَا بِهِ . قَالَ فَأَتَيْنَا خَيْبَرَ فَحَصَرْنَاهُمْ حَتَّى أَصَابَتْنَا مَخْمَصَةٌ شَدِيدَةٌ ثُمَّ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ فَتَحَهَا عَلَيْكُمْ » . قَالَ فَلَمَّا أَمْسَى النَّاسُ مَسَاءَ الْيَوْمِ الَّذِى فُتِحَتْ عَلَيْهِمْ أَوْقَدُوا نِيرَانًا كَثِيرَةً فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا هَذِهِ النِّيرَانُ عَلَى أَىِّ شَىْءٍ تُوقِدُونَ » . فَقَالُوا عَلَى لَحْمٍ . قَالَ « أَىُّ لَحْمٍ » . قَالُوا لَحْمُ حُمُرِ الإِنْسِيَّةِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَهْرِيقُوهَا وَاكْسِرُوهَا » . فَقَالَ رَجُلٌ أَوْ يُهَرِيقُوهَا وَيَغْسِلُوهَا فَقَالَ « أَوْ ذَاكَ » . قَالَ فَلَمَّا تَصَافَّ الْقَوْمُ كَانَ سَيْفُ عَامِرٍ فِيهِ قِصَرٌ فَتَنَاوَلَ بِهِ سَاقَ يَهُودِىٍّ لِيَضْرِبَهُ وَيَرْجِعُ ذُبَابُ سَيْفِهِ فَأَصَابَ رُكْبَةَ عَامِرٍ فَمَاتَ مِنْهُ قَالَ فَلَمَّا قَفَلُوا قَالَ سَلَمَةُ وَهُوَ آخِذٌ بِيَدِى قَالَ فَلَمَّا رَآنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَاكِتًا قَالَ « مَا لَكَ » . قُلْتُ لَهُ فِدَاكَ أَبِى وَأُمِّى زَعَمُوا أَنَّ عَامِرًا حَبِطَ عَمَلُهُ قَالَ « مَنْ قَالَهُ » . قُلْتُ فُلاَنٌ وَفُلاَنٌ وَأُسَيْدُ بْنُ حُضَيْرٍ الأَنْصَارِىُّ فَقَالَ « كَذَبَ مَنْ قَالَهُ إِنَّ لَهُ لأَجْرَيْنِ » . وَجَمَعَ بَيْنَ إِصْبَعَيْهِ « إِنَّهُ لَجَاهِدٌ مُجَاهِدٌ قَلَّ عَرَبِىٌّ مَشَى بِهَا مِثْلَهُ » . وَخَالَفَ قُتَيْبَةُ مُحَمَّدًا فِى الْحَدِيثِ فِى حَرْفَيْنِ وَفِى رِوَايَةِ ابْنِ عَبَّادٍ وَأَلْقِ سَكِينَةً عَلَيْنَا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Abbâd, -lafız, İbn Abbâd'a aittir- onlara Hâtim b. İsmail, ona Yezid b. Ebu Ubeyd mevlâ Seleme b. Ekva', ona da Seleme b. Ekva' şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile beraber Hayber'e (gazâya) çıktık da (yola) geceleyin koyulduk. Topluluk içinden biri Âmir b. Ekva'ya "Şiirlerinden bize okumaz mısın?" dedi. Âmir, şair biriydi. O da indi ve topluluğu hareketlendirmeye başladı. "Allah'ım! Sen olmasaydın ne hidayet bulur, ne infak eder ne de namaz kılardık! Canlar sana feda olsun! Hatalarımızı bağışla! (Düşmanla) karşılaşırsak ayakları(mızı) sabit kıl, üzerimize huzuru (sekinet) indir. Biz (savaşa) çağrıldığımızda (koşar) geliriz. Onlarsa bağıra çağıra üzerimize geldiler!" diyordu. Rasulullah (sav), "Topluluğu önüne katan da kim?" buyurdu. "Âmir!" dediler. Nebî (sav), "Allah ona rahmet etsin!" buyurdu. Topluluktan biri de "Yâ Rasulullah! (Şehadet) ona vâcip oldu! Bizi ondan (daha da) faydalandıramaz mıydın!" dedi. Hayber'e gelip onları kuşatmaya aldık. Neticede şiddetli bir vuruşma oldu. Ardından Rasulullah (sav), "Allah, Hayber'in fethini size müyesser kıldı! buyurdu. İnsanlar fethin müyesser olduğu günün akşamına erdiklerinde pek çok ateş yaktılar. Hz. Peygamber (sav), "Bu ateşler de neyin nesi? Ne için yaktınız?" buyurdu. "Et için" dediler. "Hangi et?" buyurdu. "Evcil eşek etleri" dediler. Nebî (sav), "Onları dökün ve (kapları da) kırın!" buyurdu. Bir adam da "Ya da onları döküp (kapları) yıkasınlar!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Bu da olur" buyurdu. Ordu(lar) karşı karşıya geldiğinde Âmir'in kılıcında bir kısalık vardı. Bir yahudiye darbe indirmek adına (kılıcı) salladı ve kılıcının üst tarafı dönüverip Âmir'in dizine isabet etti. Bundan dolayı da can verdi. (Seleme benim elimden tutmuş bir vaziyette sözlerine devam etti: (Müslümanlar Hayber'den) döndüklerinde Rasulullah (sav), beni suskun bir vaziyette gördü de "Neyin var?" buyurdu. Ona, "Anam-babam sana feda olsun! Âmir'in amelinin boşa gittiğini iddia ediyorlar" dedim. "Onu kim dedi?" buyurdu. Ben, "Falanca, falanca ve Üseyd b. Hudayr el-Ensârî" dedim. Rasulullah (sav), "Onu söyleyen yanılmıştır! Ona iki sevap vardır" buyurdu ve iki parmağını birleştirip "O çabalayan bir mücahittir! Onun gibi Arab'ı pek az bulursun!" buyurdu.
Kuteybe, Muhammed'e hadiste; iki kelime hususunda muhalefet etmiştir. İbn Abbâd rivayetinde "Bize huzuru (sekinet) ilkâ et" bilgisi bulunmaktadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4668, /769
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Halid Yezid b. Ebu Ubeyd el-Eslemî (Yezid b. Ebu Ubeyd)
3. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
4. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
EĞLENCE KÜLTÜRÜ
Siyer, Hayber günü
Yiyecekler, Eşek (evcil) etinin yasaklanması
Yiyecekler, eti yenmeyen hayvanlar