1 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. el-Alâ' ile Ebû Küreyb el-Hemdânî, onlara Ebû Üsâme, ona Hişâm, ona babası, ona da Esma bint Ebî Bekir şöyle demiş:
"“Zübeyr’le evlenmiştim. Onun yeryüzünde atından başka ne malı, ne kölesi ve ne başka bir şeyi vardı. Ben, onun atını yemliyor, yiyeceğini temin ediyor ve ona seyislik yapıyordum. Su devesi için de çekirdek kırıyor, onu yemliyor, suyunu veriyor, kovasını tamir ediyordum. Aynı zamanda hamur da yoğuruyordum, ama güzel ekmek yapamıyordum. Ensârdan komşularım, benim için ekmek yapıyorlardı. Onlar, iyi kadınlardı.
Ben, Rasûlullah’ın (sav) Zübeyr’e vermiş olduğu araziden, başımın üzerinde hurma çekirdeği taşırdım. Bu arazi, evden bir fersahın üçte ikisi kadar bir mesafede idi. Bir gün yine başımda çekirdek olduğu halde gelirken, yolda Rasûlullah’a (sav) rastladım; yanında da ashâbından bazı kişiler vardı. Hz. Peygamber beni yanına çağırdı ve arka tarafına binmem için 'Ih! Ih!' diyerek devesini çökertti. Ben bir taraftan utandım, bir taraftan da senin kıskançlığını hatırladım. Zübeyr dedi ki:
"- Vallahi başında çekirdek taşıman, bana Rasûlullah’la (sav) birlikte deveye binmenden daha ağır geliyor.”
Esmâ şöyle devam etti: “Ondan sonra babam Ebû Bekir bana bir hizmetçi gönderdi de beni at seyisliğinden kurtardı ve sanki beni âzâd etti."